Konumuz otomotiv sektörü değil, Toyota Türkiye ile MIT Enterprise Forum’un birlikte gerçekleştirdiği “girişimci ruhlar” yarışında ipi göğüsleyenleri tanımak, başarılarını dinlemekti.
Bir süre önce Toyota Türkiye, 2010’da İstanbul’da da temsilcilik açan Massachusetts Institute of Technology (MIT) Enterprise Forum’la el ele verip, ülkemizdeki “yaratıcı fikirler” ve “girişimci ruhlar”ı keşfetmek için kolları sıvamıştı.
MIT ve Toyota’nın işbirliği yaptgını görenler bir anlamda kuyruğa girdi, 3 bin 200 dolayında proje sıkı bir yarışa girdi. Ali Haydar Bozkurt ile Selçuk Kiper, titizlikle işin üzerine eğildi. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Koton Başkan Yardımcısı Gülden Yılmaz ve Türkven Direktörü Evren Ünver’in de aralarında bulunduğu jüri finale kalan 30 projeyi tek tek inceleyip, sunumlarını izledi.
Yarışta ipi göğüsleyen, Petek Özgül, Yasemin Eğinlioğlu ve İpek Brooks’tan oluşan “Uzmanlar Danışmanlık” oldu. Uzmanlar Danışmanlık, farklı bir planla yola çıkmıştı:
- Biz otizmli insanları istihdama katacağız. Yüksek dikkat gerektiren test ve kalite kontrol işlerinde otizmli eleman çalıştıracağız.
Ali Haydar Bozkurt ve Selçuk Kiper’le buluştuğumuz masanın başında Uzmanlar Danışmanlık’ın kurucusu Petek Özgül vardı, hemen sorduk:
- Otizmli insanları istihdam etmek nereden aklınıza geldi?
- Birkaç yıl önce Danimarka kaynaklı bir yazı okudum. Orada otizmli insanların istihdam edilebildiği işleri anlatıyordu. Yazıdan çok etkilendim, bu işe kafa yormaya başladım.
- Otizmli insanları nerede istihdam etmeyi düşünüyorsunuz?
- Örneğin, bir şirkete muhasebe yazılımı geliştirdiğimizi düşünelim. O yazılımın test edilmesi gerekiyor. Aksi halde, şirketin batışına bile yol açabilecek hatalar ortaya çıkabilir. Normal insanlar, test işinden çok çabuk sıkılıyor, dikkatleri dağılıyor. Çünkü, aynı işi tekrarlamak sıkıcı geliyor. İşte bu noktada otizmli insanların farkı ortaya çıkıyor.
- Nasıl bir fark?
- Otistik insanlar, tekrar eden işleri sıkılmadan yapabiliyor. Zaten tekrar etmek, onların özellikleri arasında yer alıyor. Tekrar eden işlerde otistik insanlar daha başarılı oluyor.
- Otistik insanlardan kaç kişilik bir kadro kurmayı düşünüyorsunuz?
- Şirketimizin kuruluş işlemleri tamamlanmak üzere. 4-5 yıl içinde 60 kişilik bir kadroya ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bunun yarısı otistik elemanlardan oluşacak.
Petek Özgül, tekrar eden işlerde otistik eleman çalıştırmanın önemli bir farkına daha dikkat çekti:
- Cep telefonu üreticilerinden otistik eleman çalıştıranlar var. Şebekeye uyum testini otistik elemanlara yaptırıyorlar. Bu şirketlerin yetkilileri, “Bu tür işleri belki robotlara yaptırmak mümkün. Ancak, otistik insanlar süreç iyileştirmesine ciddi katkı yapıyor” diyor. Biz de bunu dikkate alıyoruz.
- Sizin yaptığınız iş duygu sömürüsüne girmez mi?
- Bizim projemiz toplumda dışlanabilen bir kesimi işle buluşturarak içimizi ısıtacak. Ancak, gerçek bir şirket olduğumuzu da herkese ilan ediyoruz. Kâr amacı güden bir şirketiz. Otistik elemanlar da yaptığı işin karşılığını alacak.
Geçenlerde İstanbul Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “down” sendromlu personelle faaliyet gösterecek bir cafe hizmete açtı. Söz konusu insanların çalışabilmekten nasıl keyif aldıklarını ekranlardan izledim.
Uzmanlar Danışmanlık da, aynı fırsat kapısını otistik insanlar için aralıyor, başka şirketlere örnek olabilecek bir adım atıyor...
Onları izlemekte, destek vermekte, işler rayına girdiğinde örnek almakta yarar var...
Türkiye’de ‘Rain Man’ler var, onlarla ilgilenecek pedagoglarımız olacak
UZMANLAR Danışmanlık’ın kurucusu Petek Özgül, otistik insanları istihdam etme yolunda artık kolları sıvadıklarını belirtip, yönetmenliğini Barry Levinsan’ın yaptığı, başrolleri Dustin Hoffman’la Tom Cruise’un paylaştığı “Rain Man” (Yağmur Adam) filmine göndermede bulundu:
- Türkiye’de de “Rain Man”ler var... Biz onları bulup, birlikte çalışmak istediğimizi ileteceğiz.
- Ofisinizde onlarla ilgilenecek personel de olacak mı?
- Pedagog da istihdam edeceğiz. Onların yapacakları işlere dönük eğitimlerine, iş ortamına uyumlarına yardımcı olacak. Bir sıkıntıları olduğunda da elbette ilgilenecek.
- Otistik eleman çalıştırmak size SGK primi ve vergi konusunda avantaj da sağlayacak değil mi?
- O konuda destekler olduğunu biliyorum. Ayrıca, KOSGEB’den de destek almamız söz konusu...
Hedefimiz buralardan dünya markaları çıkarmak
TOYOTA Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, MIT Enterprise Forum’la birlikte yürüttükleri yarışmaya dönük hedeflerini ortaya koydu:
- 3 bin 200 proje başvurusu bizim için çok önemliydi. Şimdi ikincisi için de süreci başlatıyoruz. Başvuruların daha çok olacağını düşünüyorum. Hedefimiz, bu çalışmayla birlikte Türkiye’den yeni markaların, hatta dünya markalarının çıkmasına katkıda bulunmak.
MIT Enterprise Forum Türkiye’nin kurucularından Selçuk Kiper araya girdi:
- Yarışmada ikinciliği kişiye özel tatil sunmayı hedefleyen “Gezdir Beni Turizm” kazandı. Orhan Çelik, Mustafa Çelik ve Maria Demesticha yarışmaya Yunanistan’dan başvurmuştu. Yarışma kuralı gereği İstanbul’da şirketlerini kurdular. İkincilik ödülü olarak 15 bin dolar aldılar.
- Ya 3’üncü?
- Aslıgül Aktaş, Emrah Dayıoğlu, Özgür Yiğit, Özgür Kaya ve Elçin Cavlan’ın kurduğu “Mobile 360” 3’üncü oldu. 5 bin dolar ödül aldı.
- Projeleri nedir?
- Ürün ve hizmetlerin mobil cihazlar üzerinden lokasyon ve zaman bazlı pazarlanmasına yönelik platform sunuyorlar.
Otizm nedir
OTİSTİK Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği’nin (ODER) sitesinde otizmle ilgili şu tanımı gördüm:
- Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otistikler nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır, bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.
Schwab ‘One minute’ helalleşmesine geliyor
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Haziran gecesi yaptığı balkon konuşmasındaki “helalleşme” çağrısının kapsamına dış dünyadan da gireceklerin olabileceğinin işaretleri var.
Bunlardan biri World Economic Forum’un (WEF-Dünya Ekonomik Forumu) kurucusu Klaus Schwab olacak. Schwab, Başbakan Erdoğan’la görüşmek üzere temmuz ayının ilk yarısında Türkiye’ye gelecek. Erdoğan’ın danışmanları, Schwab’a kesin tarihi bugünlerde bildirecek.
2009 yılı ocak ayında Davos’ta gerçekleşen WEF toplantılarını anımsarsak, bu görüşmenin de bir nevi “helalleşme” anlamına geleceği daha iyi anlaşılacak.
29 Ocak 2009 günü, Başbakan Erdoğan’la İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, “Gazze’deki Barışa Katkı” panelinde konuşmacıydı. Perez’in konuşma tonu, sözleri Başbakan Erdoğan’ı sinirlendirmişti. Üstüne üstlük paneli yöneten ünlü gazeteci David Ignatius, Başbakan Erdoğan’ın sözünü kesmeye çalışmıştı. Erdoğan, sinirlenince “bir dakika” anlamına gelen sözü birkaç kez tekrarlamıştı:
- One minute... One minute... One minute...
Arkasından dosyalarını toplayıp, paneli yarıda bırakmayı seçmiş, rest çekmişti:
- Daha da Davos’a gelmem...
Başbakan Erdoğan’ın resti, hem ülkemizde, hem birçok Ortadoğu ülkesinde büyük alkış almıştı...
Schwab, “One minute” krizinden sonra Erdoğan’la ilk kez görüşme fırsatı yakalamış olacak. Görüşmede, “Ortadoğu ve Afrika Ülkeleri Forumu”nun 2012’nin ilk yarısında İstanbul’da yapılmasını önerecek.