Paylaş
- Abi şu patronlara tekrar bizim kadro işini hatırlatır mısın?
Süleyman Yağız, bizim ısrarlarımız üzerine teleksin başına geçti. Merkezdeki (Ankara) muhasebe müdürüyle yazışmaya başladı:
- Arkadaşlar kadro konusunda beni sıkıştırmaya başladı. Bu işe artık bir çözüm bulalım.
- Sen arkadaşların belgelerini iste, biraz daha oyalamak için zaman kazanalım.
Yazışmayı izlediğimiz için bu yanıtı gördük. Yağız, bize döndü:
- Ne yanıt vereyim?
- Abi sen bizim izlediğimizi çaktırma, “Tamam” de...
Yağız, teleksteki yazışmayı bitirdikten sonra bizi odasına çağırdı:
- Ne düşünüyorsunuz?
- Büyük olasılıkla ayrılırız...
Hemen masama geçtim, 1 Mart 1981’de Hürriyet’in çatısı altında ekonomi gazetesine dönüşen Dünya Gazetesi’nin Dış Haberler Müdürü, eski patronum Sevin Okyay’ı aradım:
- Sevin Abla, Abdullah Gelgeç’le konuşsan da beni oraya aldırsan. Artık UBA’da çalışamam. Ya Dünya’ya gelip, gazetecilik şansımı son olarak orada deneyeceğim ya da Malatya’ya dönüp abimin (Kemal Munyar) yanında oto elektrik-bobinaj işi yapacağım.
Sevin Okyay, bir-iki saat sonra aradı:
- Gelgeç seni bekliyor.
Hemen Dünya Gazetesi’ne gittim, Gelgeç sordu:
- Kaç lira maaşın var?
- 6 bin 500 lira.
- Biz de o kadar verebiliriz. Kadro konusunda şu anda bir şey yapamam. Buradaki arkadaşları daha yeni kadroya aldırdık. Burada ayda 6 bin 500 lira alsan da, yanında Hürriyet’te yemek yeme gibi bir avantajın var. Öğlen zaten yersin. İstersen akşamları da Hürriyet’te yersin.
Pazarlık şansım yoktu:
- Ne zaman başlamamı istersiniz?
- Pazar günü gel başla...
Cahit Düzel’in Genel Yayın Yönetmenliğinde ekonomi gazetesine dönüşen Dünya’ya geçişim böyle oldu. Pazar günü çalıştım, 3-4 haber ürettim, akşam saatlerinde İstihbarat Şefi Asaf Ardak koluma girdi:
- Şimdi Gelgeç’le konuştum. Yarından itibaren kadro işlemlerin başlıyor.
Böylece 1978 Ekim’inde kadrosuz başlayan gazetecilik serüvenim,
1981 Nisan’ında ilk kez kadroluya dönüştü ve mesleğime devam etme şansı yakaladım.
Kaderim o gün değişmiş, Malatya’ya dönüp, abimin yanında oto elektrik-bobinaj işi yapmama gerek kalmamıştı...
Geçenlerde Tofaş CEO’su Ali Pandır’la birlikte “Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi”ni gezerken, ilk Murat 124’ü görünce oto elektrik-bobinaj işiyle gazetecilik arasında “git-gel” yaşadığım kritik günü anımsadım.
O an 1972 yılı haziran ayında, abimin ortağı kuzenim oto elektrikçi Abdullah Kaya’nın yanında çırakken çektirdiğim fotoğraf gözümün önüne geldi.
1972 yılında Murat 124’ün önünde fotoğraf çektirirken, bir gün gazeteci olarak Tofaş’ın müzesine gidip, ilk Murat 124’le fotoğraf çektireceğim aklımın ucundan bile geçmezdi...
Domates güvesine karşı İspanya ve Hollanda’dan ‘faydalı böcek’ gelecek
GROWE Fide’nin sahibi Hasan Ünal’ın uyarısıyla gündeme getirdiğim “domates güvesi” tehlikesiyle ilgili yazıma Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Basın Müşaviri Tacettin Ünal’dan bilgi notu geldi.
Ünal, öncelikle “domates güvesi”nin görüldüğü illeri sıralamış:
- İzmir, Çanakkale, Muğla, Aydın, Antalya, Manisa, Uşak, Denizli, Tekirdağ, Adana, Balıkesir, Burdur, Yalova ve Mersin.
Ardından üreme hızına değinmiş:
- Domates güvesi yılda 10-12 döl veriyor, bir dişi toplam 80-250 yumurta bırakabiliyor.
Sonra da bakanlığın aldığı önlemlere dikkati çekmiş:
· Kimyasal mücadele için 7 zirai mücadele ilacı üreticinin kullanımına sunuldu.
· Böcekleri tuzağa çekmek amacıyla kullanılan Feromon adlı kokunun ithaline geçici izin verildi.
· Biyolojik mücadele için de Hollanda ve İspanya’dan faydalı böcek (Nesidiocoris tenuis) ithaline kapı açıldı ve ruhsatlandırıldı.
· Aralıksız yapılan eğitim çalışmalarından bugüne kadar 50 bine yakın çiftçimiz yararlandı.
· Domates güvesini tanıtan, mücadele yöntemlerini anlatan 8 dakikalık film hazırlattık. Hem yaygın kanallarda, hem 81 ildeki yerel televizyonlarda yayınlanması için gönderildi.
· 154 yaş meyve-sebze işleme ve paketleme evinde çalışan 3 bin 292 işçiye, sorumluya eğitim verildi.
Hasan Ünal, domates güvesi yüzünden yıllık 10.5 milyon ton olan domates üretiminin bu yıl 5.5 milyon tona düşebileceğini aktarmış, “ciddi mücadele” çağrısı yapmıştı.
Tarım Bakanlığı’nın mücadeleyi ciddiye aldığı anlaşılıyor...
Eni’ye çoğunluğu vermek istemiyoruz
GEÇEN akşam Nurteks’in patronu İbrahim Nalbant’ın evinde Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’la karşılaştık:
- İtalyan Eni’yle Alpet için görüşmelere başlamışsınız. Tümünü mü satacaksınız?
- Alpet’ten çıkmak istemiyoruz.
- Onların talebi ne? Çoğunluk mu istiyorlar?
- Çoğunluğu istiyorlar ama sonucu görüşmeler belirleyecek.
- Yüzde 50-50 olabilir mi?
- Olabilir...
- Kaç istasyonunuz var?
- 110’u Arnavutluk’ta olmak üzere 700’ü bulduk.
Akaryakıt dağıtım şirketleri bir yandan uzun dönemli bayilik anlaşmalarını geriye dönük kaldıran, hepsini 5 yıl süreyle sınırlayan uygulamaya karşı hukuki mücadele veriyor...
Diğer taraftan Türkiye pazarı İtalyan Eni’ye de “çekici” gelmiş görünüyor...
Paylaş