Şubede ‘rasyonel’ düzeye indi, yatırım elçiliğine soyundu

Bu konuda kaynak olarak o dönemde Hürriyet Gazetesi’nin sadece İstanbul’da yayınladığı İK (İnsan Kaynakları) Gazetesi’ni seçti. Ankara’da askerlik yaptığı için, Hürriyet İK’nın adresine postalanmasını sağladı.

Derken Hürriyet İK’da Midland Bank’ın ilanını gördü, başvurusunu yaptı. Bankanın ilgili birimi Kervancı’yı görüşmeye çağırdı. İzin alıp görüşmeye gitti. 2-3 görüşme sonrası bankanın ilgili yöneticileri, o günü bir başka gün görüşme davetiyle noktalamak istedi:

- Genel Müdürümüz sizinle son görüşmeyi yapacak, sonra karar verilecek.

Askerliğinin henüz bitmediğini anımsattı:

- Ankara’ya dönmem gerekiyor. Genel müdürünüz bugün görüşsün. Tekrar gelemem.

 Konu aktarıldı, genel müdür görüşmeye aldı. Kervancı, o anı hiç unutmadı:

- Odaya girdim, Midland Bank Türkiye’nin o dönemki Genel Müdürü Piraye Antika karşımdaydı. İlk kez o gün tanıdığım Piraye Hanım, bana bankacılık kapısını açmış oldu. Uzun süre HSBC Türkiye’de birlikte çalıştık.

2001-2005’te HSBC Türkiye Finansal Kurumlar ve Muhabir Bankacılığı Grup Başkanı, 2005-2010 döneminde Yatırım Bankacılığı Grup Başkanı olarak görev yaptı. Daha sonra HSBC Türkiye Küresel Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı oldu.

2014’te HSBC Grubu’nun global CEO’su Stuart Gulliver’le görüştü:

- 18 yıldır HCBC Türkiye’deyim. Artık değişiklik yapmam gerekiyor. Bankadan ayrılmayı düşünüyorum.

Gulliver, Dubai’de yeni bir pozisyon önerdi:

- Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sorumlu Yatırım Bankacılığı Direktörümüz olmanı istiyorum.

Dubai’deki görevinde 1.5 yılı geride bırakmıştı ki Gulliver’den yeni bir teklif aldı:

- HSBC Türkiye’ye gelen satın alma tekliflerini uygun görmedik. Yeniden yapılanıp, kalıcı olmak istiyoruz.
Bu işi de sen yapacaksın.

Gulliver, Kervancı’yı 1 Temmuz 2016’da HSBC Türkiye Genel Müdürlüğü görevine başlamaya ikna ederken, şu mesajın altını çizdi:

- Türkiye’de kısa değil, uzun vadeli varız. Artık çıkmayı da düşünmüyoruz.

Kervancı, yeni görevine başlarken şu saptamayı yaptı:

- 2010’a kadar işler iyiydi. 2010’dan sonra Türkiye’de bazı bankalar büyüdü, bazıları atak yaptı. 2015’te baktık ki, biz arzu edilen noktada değiliz.

Durumu şöyle özetledi:

- “Çok büyük” olmak için küçük, “küçük” olmak için de büyüktük.

Şube sayısını azaltırken, yeni stratejiyi çizdi:

- 280’i aşkın şubeden 90’lara indirdik. Şube ağımız rasyonelleşti. “Her iş” yerine güçlü olduğumuz alanlara ağırlık vereceğiz. Uluslararası ağımızla Türkiye’de fark yaratacağız.

Kamuoyuna şu mesajı planladı:

- Türkiye’nin yatırım elçiliği rolünü üstlendik...

Bu yılın başında verilere baktı:

- 2016’da 6.2 milyar dolarlık işleme aracılık yaptık. En fazla dış kaynağı biz getirdik...

200’e yakın şube kapatmanın yarattığı açık, “yatırım elçiliği” ile kapanır mı?

SİYASET YERİNE YATIRIM ORTAMINA BAKALIM

HSBC Bank Genel Müdürü Selim Kervancı, Türkiye’den tümüyle çıkılmasının hiç düşünülmediğini belirtti:

- O dönemde iletişim hatası yapıldı.

HSBC’nin Türkiye’de başarılı olmasını “memleket meselesi” saydığını vurguladı:

- HSBC’nin tümüyle çekilmesi Türkiye açısından dışarıya olumsuz mesaj verirdi.

Bankaların hayır kurumu olmadığını savundu:

- Bizim için değer yaratacak model önemli.

Yaklaşan referandumu şöyle değerlendirdi:

- Dünyanın her yerinde dönem dönem siyasi çalkantılar olur. Bunlara takılmamak lazım. Önemli olan yatırım ortamının iyileştirilmesi.