Paylaş
Başvuruda alınacak konutun değeri 500 bin YTL görünüyordu. Banka, kullandıracağı kredi karşılığında öncelikle alım satıma konu olan konutu ipotek ettireceği için hemen eksperleri devreye soktu, evin değerini araştırttı. Eksperlerden yanıt geldi:
Æ Söz konusu konutun değeri bize göre 300 bin YTL’yi geçmez.
- Nasıl olur? Arada 200 bin YTL fark var.
Æ Evet... Aslında müşteriniz gerçekten o konut için 500 bin YTL ödeyecek. Ama biz o konutun değeri için "500 bin YTL" diyemeyiz.
- Neden?
Çünkü, söz konusu dairenin bulunduğu apartmana 5 kat için izin verilmiş. Oysa apartman 7 katlı.
- İstanbul’da birçok apartmanın durumu böyle.
Orası bizi ilgilendirmez. 300 bin YTL’yi aşacak değere imza atamayız.
- Takıldığınız konu nedir?
Diyelim ki siz konutun değerini 500 bin YTL sayıp, ona göre krediyi verdiniz. Sonra belediye "O aparmanın 2 katı tıraşlanacak" kararı aldı. O dairenin değeri bir anda yerlerde sürünmez mi?
- Bu kadar yıl iki fazla katı yıktırmayan belediye şimdi mi yıktıracak?
Belli mi olur...
Böyle bir öyküyü geçenlerde Finansbank Grup CEO’su Ömer Aras ve Genel Müdürü Sinan Şahinbaş’tan dinledim. Aras ve Şahinbaş’ın anlattığına göre İstanbul’daki birçok eski konut alım-satımında bankalar benzeri olaylarla karşılaşıyormuş.
Bugünlerde Şahinbaş ve Aras’ın önüne bir başka ilginç proje gelmiş. Bir inşaat şirketi, İstanbul’un içme suyunu karşılayan göl veya barajlardan birinin yakınlarında, yani ’su havzası’nda konut projesi gerçekleştirmeye soyunmuş.
Şirket, bu projenin finansmanında ortak çalışmak üzere Finansbank’a başvurmuş. Başta Ömer Aras ve Sinan Şahinbaş olmak üzere, bankanın kredi komitesindekiler, "İstanbul için önemli olan su havzasına bu kadar yakın gerçekleşecek konut projesine kredi vermeyelim" görüşünde birleşti.
Bunun üzerine Ömer Aras, "Böyle bir kararı bankacılık sektörünün ortak tavrına dönüştürsek nasıl olur" önerisini gündeme getirdi.
Finansbank, Aras’ın önerisi doğrultusunda bir yazı hazırlayarak, Türkiye Bankalar Birliği’ne (TBB) gönderdi.
Bakalım TBB, "Su havzasına konut yapana kredi vermeyiz" gibi bir ortak karar alacak mı?
Çoğunluğu Yunan’a ait bankanın, su havzasını düşüneceği akla gelir miydi
NATIONAL Bank of Greece (NBG), Finansbank’ın çoğunluk hissesine sahip olup, bankayı devraldıktan sonra kalabalık bir gazeteci grubunu Atina’da ağırlamış, kendini tanıtmaya çalışmıştı. O gezi sırasında NBG’nin Atina’daki tarihi binasında Yunan gözüyle savaşı anlatan, Türkler’i düşman gösteren birkaç tabloyu görmüştük.
Söz konusu tabloları Murat Sabuncu ve Ruhi Sanyer’le birlikte fark etmiştik. Tabloları toplantıda soruyla gündeme getiren de Murat Sabuncu olmuştu.
Dönüşte çoğumuz o tablolarla ilgili soru ve yanıta haberlerimizde yer verdik. Bir gazete haberi "İndirin o tabloları" çağrısına dönüştürmüş, bazı yazarlar da, "Biz olsak NBG’ye tavır alıp, toplantıyı terk ederdik" diye bize yüklenmişlerdi.
Finansbank yönetiminin, Türkiye Bankalar Birliği’ne (TBB), "İstanbul’un su havzalarını konuta boğacak projelere karşı ortak tavır alalım, en azından kredi desteği vermeyelim" çağrısını öğrenince, o tablo olayını anımsadım...
Çoğunluk hisseleri Yunanlılara ait bir bankanın İstanbul’un su havzalarını korumaya özen göstereceği akla gelir miydi?
Erdemir’in Hasançelebi yatırımı 500 milyon dolara doğru gidiyor
MALATYA Eğitim Vakfı’nın (MEV) organizasyonuyla Malatya’ya gittiğimizde yolumuz Hekimhan’a, oradan da Basak adlı köye düşmüştü. Biz gittiğimizde Basak köyünün şenliklerinin ilk günüydü. Alevi köyü olarak bilinen Basak’ta o sırada çocukların semah gösterileri vardı.
Basak’ta Hekimhan’ın Hasançelebi beldesi Belediye Başkanı Mehmet Şerif Yıldırım’la karşılaşınca Erdemir’in beldede giriştiği Demir Cevheri Zenginleştirme ve Peletleme Tesisi yatırımının nasıl gittiğini sordum: "İlk planlarını göre yatırım maliyeti 350 milyon dolar gibi görünüyordu. Ancak, 500 milyon doları bulacak sanırım."
O sırada yanımıza CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu da geldi. Yıldırım’a, "Erdemir’in 500 milyon dolarlık yatırımı bitince 1000 hemşehriniz iş bulacak ama bu arada belediyeniz elden gidecek" diye takıldım. Çünkü, yerel yönetimlerle ilgili son yasa, nüfusu 2 binin altında kalan belde belediyelerinin kapanmasını öngörüyordu. Hasançelebi de onlar arasındaydı.
Aslanoğlu araya girdi: "Dur bakalım, o zamana kadar belki bir çaresi bulunur..."
10-20 milyon dolarlık yatırımların bile "gürültüsü" çok çıkarken, Oyak’a bağlı Erdemir, faturası 500 milyon dolara kadar çıkabilecek yatırım için sessiz sedasız yol alıyor...
Bu yatırım Hasançelebi, Hekimhan, Malatya ve bölge için çok büyük önem taşıyor...
Paylaş