Otel odasında menemen yaptılar, şimdi marka peşindeler

SANIYORUM 1997 yılıydı...

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) eski başkanlarından Ozman Benzeş’ten şöyle bir telefon almıştım:

‘Milano’da tekstil makinaları fuarındaydım. Ben hayatımda böyle şey görmedim. Kahramanmaraş’ta ne kadar parası olan insan varsa sanki oraya toplanmıştı. Pazardan domates alır gibi tekstil makinaları aldılar. Bu kadar harcamaya karşın, karınlarını otel odasında yaptıkları menemenle doyurdular.’

Ozman Benzeş
’in sözlerini esas alan, konuyla ilgili başka ayrıntılar da içeren haberim Hürriyet’te şu başlıkla manşet olmuştu:

‘Otel odasında menemen yapıp, milyon dolarlık makina aldılar...’

Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti’nin geçenlerde düzenlediği ‘AB Türkiyesinde Medyanın Markalaşmaya Katkıları’ panelinde bunları hatırladım.

1997’den bugüne, aradan 7 yıl geçti. Acaba, o tekstil makinaları ne oldu?

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk’un deyimiyle, Kahramanmaraşlı girişimciler Gümrük Birliği’ni fırsat görüp, 1995’ten itibaren yatırıma yöneldi. Bu yatırımlar 1997 yılında daha da hızlandı.

Bugün kentte 355 tekstil ve konfeksiyon işletmesi faaliyet gösteriyor. Geçen sürede ilk yatırımcılardan bir bölümü battı, işletmeleri başka ellere geçti.

Gün geldi Koç Holding’in kurup, marka yaptığı, daha sonra işletemeyeceğini anladığı Bozkurt Mensucat, Kahmaranmaraş’ta Kipaş Grubu’na satıldı.

Yaptığım kısa turda, yaşan acı derslere karşın, kentte ciddi sanayi altyapısı oluştuğun gördüm. Balduk’un verdiği rakamlar da bunu ortaya koyuyor:

‘2003’te gümrükten aldığımız verilere göre 66 milyon dolar, firmaların verilerine göre de 136 milyon dolarlık ihracat yaptık. Kahramanmaraş’ın ihracatı bu yılın ilk 8 ayında yine gümrükten aldığımız verilere göre 70 milyon doları buldu. Firma verilerine göre ise 213 milyon dolara ulaştı.’

Firma verileriyle gümrükten alınan veriler arasındaki fark, firmaların merkezlerinin çoğunlukla İstanbul’da olmasından kaynaklanıyor.

Kişi başına geliri 1584 dolar olduğu için ‘1500 doların altında kalan illere Teşvik Yasası’ kapsamına giremeyince üzülen Kahramanmaraşlı sanayici bir yandan ek yatırımlarla büyüyor, diğer taraftan marka yaratma formülü arıyor.

GAP’tan Marks&Spencer’a kadar birçok dünya devine fason üretim yapan konfeksiyoncular, asıl çıkışın marka yaratmaktan geçtiğini biliyor.

Ancak, Mehmet Balduk, üyelerine uyarı yapmayı ihmal etmiyor: ‘15 yılda büyük işler başardık. Marka yaratma konusunda hayalci olmayalım.’

Bu noktada Avea’nın Kahramanmaraşlı Genel Müdürü Cahit Paksoy devreye giriyor: ‘Üretmeyi öğrendiniz, satmayı, pazarlamayı öğrenin. Gidin, Avrupa’dan marka satın alın...’

Nereden, nereye... Otel odasında menemen yapıp, milyon dolarlık makinaları gözü kapalı alarak tekstile, konfeksiyona girdiler...

Şimdi, hem kendilerini, hem Kahramanmaraş’ı marka yapma formülü arıyorlar...

‘10 yıl sonra konfeksiyonda İtalya’nın yerini alalım’ hedefine koşuyorlar...

Yolları açık olsun...

Gelirimiz 10 bin dolara çıksın, türbanı unuturuz

HÜKÜMET
üyelerinden, yani bakanlardan biriyle uçakta sohbet ediyoruz. Sohbette bazı işadamları da var. Söz dönüp dolaşıp, önce ‘zina’ konusuna geliyor. Bakan, kendi tavrını anlatıyor: ‘Bakanlar Kurulu’nda konu ilk konuşulduğunda karşı çıktım. Zinayı gündeme getirmememiz gerektiğini söyledim. Ancak, gelişmeler benim düşündüğüm gibi olmadı...’

Daha sonra ekonomiyi, kişi başına düşen milli geliri konuşuyoruz. Kişi başına milli gelirin bu yıl 4 bin dolara yükselebileceği hatırlatılıyor. Bakan, şu tespitini aktarıyor: ‘Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 bin dolara çıksın, ne türban sorunu kalır, ne başka şey.’

Kişi başına gelir 10 bin dolara çıkınca türbanlar atılacak mı?

Ya da 10 bin doları gören laik kesimin gözü türban görmeyecek mi?

Gün olur 10 bin doları yakalarsak soruların yanıtını alacağız...
Yazarın Tüm Yazıları