Paylaş
- Yıllarım tekstil-konfeksiyonun İstanbul’daki önemli merkezlerinden Osmanbey’de geçti. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın (DTM) kumaş ve konfeksiyon ithalatına koyacağı yüzde 40’a varan ek verginin etkilerini bir de bizden dinle.
Adnan Güldaş’la buluştuğumda yanında işadamı Turan Eriş ile Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan da vardı:
- Osmanbey’den bavut ticareti yoluyla gerçekleşen ihracat ne kadar?
Ali Ulvi Orhan, bu tür verilerden söz etmeye pek niyetli değildi:
- Sadece Osmanbey’de 4 bin işletme var. Bunların 800’ü bizim üyemiz. Laleli ve Merter’i de dahil edince işletme sayısı 10 bini aşıyor.
- Neden ihracat rakamı vermiyorsunuz?
- Net rakam ortaya koymak pek mümkün değil. Bazen rakamlar havada uçuşuyor, Rusya üstümüze geliyor.
Adnan Güldaş dayanamadı:
- Osmanbey, Laleli ve Merter’in bavul ticareti yoluyla ihracatı 10 milyar doları buluyor.
Orhan, veriyi sahiplenmek istemedi:
- OTİAD Başkanı olarak böyle bir rakam veremiyorum ama Osmanbey, Laleli ve Merter’den çıkan mallar 80 ülkeye kadar uzanıyor. Osmanbey’den Brezilya’ya bile mal gönderiyoruz. İthal ettiğimiz kumaşın yüzde 90’ı giyim eşyasına dönüşüp, yabancı müşteriye gider. Çünkü, müşterilerimizin yüzde 90’ı yabancıdır.
Orhan ve Güldaş, Osmanbey, Laleli ve Merter’deki şirketlerin son dönemlerdeki sancısını paylaştı:
- Özellikle kumaşa düşünülen yüzde 30 ek vergi Osmanbey, Laleli ve Merter’deki 10 bini aşkın küçük işletmeyi çok olumsuz etkiler.
- Konfeksiyona ek vergi gelmeli mi?
- Ona birşey diyemeyiz. Ancak kumaş ithalatına gelecek ek vergi bizi çok zorlayacak.
- Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve ekibi, “Ek verginin ihracatı etkilemeyeceğini” belirtiyor. Çünkü dahilde işleme rejimi (DİR) var...
Tam soruyu sorarken aklıma geldi:
- Ama dahilde işleme rejimi Osmanbey, Laleli ve Merter’den perakende satış yöntemleriyle gerçekleşen ihracatı kapsamıyor değil mi?
Orhan, yanıtladı:
- İşte sorun burada. Yani, bizim piyasa DİR kapsamına girecek gibi değil.
- İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, bu sorunun oluşturalacak antrepoyla çözülebileceğini belirtiyor.
- Aslında bu konuda DTM’nin işi kolay değil. Ancak bizim sıkıntımızı dikkate almalarını rica ediyoruz.
Osmanbey’den örnek verdi:
- Osmanbey’deki 4 bin işletme doğrudan ve dolaylı toplam 400 bin kişiye iş yaratıyor. Evlere çok iş veriyoruz.
Bir noktaya daha dikkat çekti:
- Belki dışardan bakanlar bizi, “fasoncu” gibi değerlendirir ama ciddi anlamda moda yapıyoruz...
Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında Laleli’nin “görünmeyen ihracat merkezi”ne dönüştüğünü, buna Osmanbey ve Merter’in de eklendiğini biliyordum...
Ali Ulvi Orhan’dan 80 ülkeyi duyunca, üç merkezin önemini bir kez daha anladım...
Çağlayan ve ekibi Çin’den kumaş-hazırgiyim ithalatına ek vergi hazırlığı yaparken, ihracatçıyı “DİR kalkanı”nın koruyacağını düşünüyor...
Osmanbey, Laleli ve Merter’deki işletmeler “Biz nasıl DİR’eneceğiz” diye kara kara düşünüyor...
THY, her yeni hatla bize müşteri taşıyor
OTİAD Başkanı Ali Ulvi Orhan ve Adnan Güldaş’la konuşurken, geçen gün gazeteye uğrayan Malatya Eğitim Vakfı (MEV) Başkanı Şaban Taçyıldız’ın bir davranışını anımsadım.
Sohbet ederken Şaban Taçyıldız, ikide bir tekrarlayıp durdu:
- Allah esirgesin... Allah esirgesin...
- Hayırdın Şaban Bey...
- Türk Hava Yolları’nın (THY) uçaklarının her kalkışını gördükçe, “Allah esirgesin” derim... THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’yu kastederek, “Hamdi Bey’in uçaklarını Allah esirgesin” diye tekrarlarım.
Ali Ulvi Orhan, Osmanbey, Laleli ve Merter’deki 10 bini aşkın tekstil-hazırgiyim işletmesinin 80 ülkeye kadar uzandığını anlatırken ekledi:
- THY’nin açtığı her yeni hat, bize yeni müşteri taşıyor... THY’ye çok teşekkür ediyoruz...
Paylaş