Paylaş
- İsmet İnönü’nün Lozan’da konakladığı dönemdeki harcamalarını içeren faruraları titizlikle tutması beni çok etkiledi. Faturaları kuruşu kuruşuna almış, ibraz etmiş, onların günümüze kadar örnek kalmasına da özen göstermiş.
Ardından Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un İsmet İnönü’nün bu yönlerini örnek aldığına yakın tanık olduğunu vurgulayıp, şu örneği anlatmıştı:
- Vehbi Bey, evindeki köpeğe holding şirketlerinden Maret’ten kemik istemişti. Maret’teki arkadaşlar kemik göndermeye başladı. Vehbi Bey, “Fatura kesin, kemiklerin parasını ödeyeyim” dedi. Arkadaşlar, “Bizim kemik satışımız yok, fatura kesemeyiz” cevabı verdi, Vehbi Bey ısrar etti. Bunun üzerine Maret, kemikler için özel kod açtı, Vehbi Bey’den kemik parasını tahsil etti.
Bir süre önce Koç Grubu’na bağlı Tat’ın eski Genel Müdürü ve İsmet İnönü’nün torunu Güçlü Toker’le Atatürk Havalimanı’nda karşılaşınca, İnönü Vakfı’nın “Lozan Antlaşması’nın 90’ıncı Yılı” nedeniyle düzenlediği sergiyi anımsattım:
- O sergide Lozan faturalarının da yer almasını anneme (Özden Toker) ben önermiştim. Gerçekten o faturaların görülmesinde yarar var.
Ardından Cengiz Solakoğlu’ndan dinlediğim kemik öyküsünü aktardım. Gülümsedi:
- O kemikleri rahmetli Vehbi Bey’e ben götürürdüm.
Sonra kemik öyküsünün ayrıntısına girdi:
- O dönemde Maret’in fabrikasında orta kademe yöneticiydim. Vehbi Bey kemikleri isterken, “O kemikler için özel olarak araba göndermeyin. Evi bana yakın bir arkadaş varsa geçerken o bıraksın” demişti. Vehbi Bey’in evi benim açımdan “yolumun üstü” sayılırdı. Böylece Vehbi Bey’in köpeğine kemik taşımış oldum.
Kemikleri ilk götürdüğü güne döndü:
- Vehbi Bey, beni eve çağırdı. Görevimi, oraya şirketin arabasıyla gidip gitmediğimi sordu. Ben de kendi arabamla eve dönerken kendisine uğradığımı söyledim. Bana teşekkür etti. O vesileyle rahmetli Vehbi Bey’le ilk sohbet fırsatını bulmuştum.
İnönü Vakfı’nın “Lozan’dan Cumhuriyet’e İsmet İnönü Sergisi”, eylül ayı başında Şişli Belediyesi ve FMV Işık Okulları işbirliği ile FMV Galeri Işık’ta açıldı.
Sergiyi görmek için 11 Ekim son gün...
İyi bayramlar...
Kâbe’nin duvarının beyaz çimentosu bizden gidiyor
EYLÜL ayı başında Akçansa Genel Müdürlüğü’ne atanan Mehmet Hacıkamiloğlu ile birkaç ay önce buluşup, o dönemde genel müdürlüğünü yürüttüğü Çimsa’nın “Sürdürülebilirlik” stratejisini, Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi’ndeki yerini konuşmuştuk. Hacıkamiloğlu, o buluşmada fark yaratan ürünlerini anlatırken beyaz çimentoyu örnek verdi:
- Beyaz çimentoda dünyada ilk 3 markadan biriyiz. Brezilya’da beyaz çimento pazarının lideriyiz. Brezilya’da yılda 100-150 bin ton beyaz çimento tüketimi söz konusu. Bizim onlara 70 bin tonluk satışımız var. 55 ülkeye ihracat yaptıklarını vurgulayıp ekledi:
- Suudi Arabistan da beyaz çimentoyu seviyor. Kabe’nin duvarlarında beyaz çimento kullanıyorlar.
Kalsiyum alüminat çimentosunun da fark yaratan ürünler arasında öne çıktığını kaydetti:
- Bu çimento asiditesi yüksek üretim olan tesislerde, savunma sanayiinde, çelik haddehanelerinde kullanılıyor. Bu çimentonun testleri tank atışıyla yapılıyor. Tanktan atılan özel mermi normal çimentoyu kağıt gibi delip geçiyor. Kalsiyum alüminat çimentonun içinde kalıyor.
Sürdürülebilirlik yatırımlarına dikkat çekti:
- Mersin’deki tesisimizde 21 milyon dolarlık yatırımla sıcak baca gazından elektrik üretiyoruz. Eskiden boşa giden baca gazını değerlendirerek yılda 4.5-5 milyon dolarlık tasarruf sağlıyoruz. Son 3 yılda çevreye dönük 106 milyon liralık yatırım yaptık.
Kurban Bayramı vesilesiyle Hacıkamiloğlu’yla sohbeti, Kâbe’nin duvarında kullanılan beyaz çimentonun Türkiye’den gittiğini anısadım...
Paylaş