İLK eleştiri Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök’ten geldi:
- Bankacılardan sitem telefonları aldım...
- Neden? Bir hata mı yaptık?
- ’Can Bey, çöpçatanlıkta şişman kadını geçti’ başlığınız yüzünden...
Ardından haberi yazan Hayri Çetinkaya’ya Citibank’tan benzeri sitem iletildi: "Başlıktaki ’Şişman kadın’ lafı, Citigroup Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Kurumsal Yatırım Bankacılığı Türkiye Yatırım Bankacılığı-Global Varlık Ortaklığı Bölüm Yöneticisi Gonca Artunkal için hoş olmadı."
Hayri Çetinkaya, bunun üzerine Gonca Artunkal’ı aradı: "Fiziki durumum konusunda çok rahat bir insanım. Yazının içinde ’şişman kadın’ deseniz olabilirdi. Başlığa çıkmasını ben de yadırgadım. Ayrıca, yaptığımız iş bir ekip işi. Kişi olarak öne çıkmayı da pek istemem."
Genel Yayın Müdürümüz Ertuğrul Özkök’e, "Şişman kadın" deyiminin bize değil, Gonca Artunkal’ın kendisine ait olduğunu söyledim ve nedenini anlattım. Ayrıntılarını aktarmamda yarar var.
Müzedeki kokteylde Londra’daki Türk bankacılardan İlhan Nebioğlu, Gonca Artunkal’la bizi tanıştırdı: "Gonca Hanım, Citigroup’un önemli isimlerindendir."
Televizyon ekranından yüzüne aşinaydım: "Gonca Hanım, sizi Türk Telekom ihalesinden hatırlıyorum. İhalede siz Oger Telecom ekibiyle birlikte oturuyordunuz."
Hatırladığımı belirtince, Gonca Hanım gülümsedi: "Televizyondaki o şişman kadın benim işte..."
Oger Telecom, Türk Telekom’un yüzde 55’ine 6 milyar 550 milyon dolar vermiş, ihaleyi kazanmıştı. Oger Telecom daha sonra peşinatı ödeyip, Türk Telekom’un yönetimini de devraldı. Türk Telekom ihalesi sürecinde Oger Telecom’a danışmanlığı Citigroup adına Gonca Artunkal ve ekibi verdi.
Artunkal, Türkiye’de hem özelleştirmelerin hızlanmasından, hem de banka ve şirket alım-satımlarının canlanmasından memnundu. Artunkal’ın Londra-İstanbul-Ankara trafiği yoğunlaşmıştı.
Daha sonra İstanbul’da Ernst&Young’ın Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Can Deldağ’la karşılaştık. Konu özelleştirmeye, şirket-banka alım satımlarına danışmanlık yapan kuruluşlar arasındaki yarışa geldi.
Deldağ, Artunkal’la aralarında içten içe "kim daha çok iş bitirdi" yarışı yaşandığından söz etti. Deldağ, panosunda bu yarışı gösteren kendi hazırladığı bir lig tablosu asılı olduğunu vurguladı.
Bizim için ilginç bir ayrıntıydı... Deldağ’dan sözünü ettiği lig tablosunu alıp, yayınlayalım dedik. Birkaç gün önce Hayri Çetinkaya’nın imzasıyla bu tabloyu yayınladık.
Can Deldağ’ın hazırladığı lig tablosunda, ilk iki sıra Deldağ ve Artunkal’ın başında bulunduğu birimlere aitti. Tabloda Deldağ birinci görünüyordu. Artunkal’ın buna da itirazı var: "Türk Telekom işini asıl bitiren bizim. Bu başarı başkasının hanesine yazılmamalı."
Artunkal’ın, kendisini tanıtırken, "O şişman kadın benim" rahatlığını bizzat gördüğüm için de, habere ilgiyi çekmek uğruna başlığı attım: "Can Bey, çöpçatanlıkta şişman kadını geçti."
Belli ki haberi okutmak için attığımız başlık Gonca Artunkal’ı ve özellikle kadın bankacıları üzmüş...
Öyleyse özür dilerim Gonca Hanım...
Büyükdeniz’in doçentliktezi de veto yemiş
YIL 1996-1997... Bugünün Albaraka Türk Genel Müdürü ve Merkez Bankası Başkanlığı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den dönen Adnan Büyükdeniz, doçent olabilmek için hazırladığı tezle başvurusunu yapar.
Büyükdeniz’in hazırladığı tezi inceleyecek jüri belirlenir. Büyükdeniz, tezini jürideki profesörlere götürüp, savunur.
Adnan Büyükdeniz’in "Faizsiz Bankacılık"la ilgili tezini inceleyen profesörlerden biri, değerlendirmesini iletir: "Sizin hazırladığınız olsa olsa bir ’deneme’ sayılabilir. Bundan doçentlik tezi olamaz..."
O profesörle konuştum, kendisi gibi iki profesörün daha Büyükdeniz’in tezini reddettiğini belirtti: "Bankacılık kariyerini ’faizsiz bankacılık’ta yap. Bu konuda hazırladığın tezle ’doçent’ olmaya kalk. Sonra Merkez Bankası’nı yönetmeye soyun. Bu çok temel bir çelişkiydi."
Galiba türbandan çok bu temel çelişki Köşk’ten döndü... Ne dersiniz?
İhracat rekorları kırdık şimdi ’beceriksiz’ olduk
İSTANBUL Hazır Giyim İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) önde gelen isimlerinden, Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) Genel Sekreteri Hüseyin Kurtuluş, sektöründeki birçok kişi gibi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Beceriksizlik sende arkadaş" fırçasına içerlemiş...
Kurtuluş, arşivini karıştırmış, Erdoğan’ın 3 Kasım seçimlerinden önce Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde (TİM) kendileriyle yaptığı buluşmanın notlarını bulmuş:
"Sayın Erdoğan o gün bizi yere göğe sığdıramıyordu. Bugüne kadarki iktidarların bize sahip çıkmadığını, kendilerinin hep yanımızda olacağını söyledi..."Kurtuluş, şimdi soruyor: "O günden bugüne ne değişti? Biz herşeye rağmen ihracat rekorları kırdık. Şimdi, ’KDV indirimi yetmez, maliyetlerimizi düşürecek formül bulun’ dediğimiz için bizi ’beceriksiz’ diye görüyorlar..."
Bakalım Başbakan Erdoğan, tekstil ve hazır giyim sektörünün gönlünü nasıl alacak?..