Paylaş
- Sayın Trump’ın “külfet paylaşımı” konusundaki söyledikleri tartışma yarattı.
ABD eski Başkanı Obama döneminde alınan kararı anımsattı:
- Üye ülkelerin 2024’e kadar Gayrı Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 2’sine denk gelen bir bütçeyi NATO’ya ayırmaları kararlaştırılmıştı. Şu anda bu oranın çok çok altında olan ülkeler var.
Trump’ın sözlerine işaret etti:
- Sayın Trump, “Biz GSMH’nin yüzde 4.2’si oranında NATO’ya destek veriyoruz. Burada o kadar zengin ülkeler var ki bunların bir kısmı hâlâ yüzde 1’in altında. 2’yi dahi yakalayamayan ülkeler var. ABD, bu sıkıntıları üstlenmek durumunda değil” diyor.
Üye ülkelerden Trump’a verilen yanıtı aktardı:
- Üye ülkeler, Obama döneminde alınmış karara uyulması gerektiğini ifade etti, “Hepimizin ülkemizin yönetimiyle ilgili birçok sıkıntısı var. Eğer denilen rakamları ödemeye kalkarsak milli eğitimde ne yapacağız, sosyal yardımda ne yapacağız” diyerek karşı çıktı.
Bu tartışmada Türkiye’nin yerinin altını çizdi:
- Bizim şu anda desteğimiz GSMH’nin yüzde 1.7-1.8’i düzeyinde. Bizim tabii ayrıca malzeme ve mühimmat noktasındaki harcamalarımız da 30 milyar dolar civarında. Türkiye bu noktada da iyi bir konumda. Bunu da artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz.
Türkiye’nin savunmada gereken adımları attığını kaydetti:
- NATO bu yönüyle ülkemize çok daha olumlu bakıyor.
Trump’ın 2024’e dönük ısrarını aktardı:
- Sayın Trump, “Üye ülkelerin NATO’ya ayırdıkları pay 2024’e kadar ülkelerin GSMH’lerinin yüzde 4’üne çıkmalı” diyor.
Zirvede üye ülkelerin Rusya’dan doğalgaz alımlarının da konuşulduğunu vurguladı:
- Zirvede, Doğalgaz alımıyla ilgili olarak Rusya’ya yapılan yatırım ve ödemeler ele alınmalı” gibi yaklaşımlar oldu. Biz Rusya’dan, İran’dan, Azerbaycan’dan doğalgaz alıyoruz. Zaman zaman yetmiyor, Cezayir’den aldığımız oluyor. Çünkü, çeşitlendirmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin 29 ülke arasında 10’uncu sırada yer aldığı “NATO harcama ligi”nde özellikle Almanya’nın gerilerde olması, tartışma gündeminde tutulacak gibi görünüyor...
HER AĞIZDAN AYRI BİR SES ÇIKMAYACAK
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, döviz kurlarındaki aşırı oynaklık sorusuna şu yanıtı verdi:
- Kur baskısı sadece Türkiye için değil, her yer için geçerli. Kur baskısı denen olayı frenleyebilecek olan en iyi araçlardan biri, uluslararası platformda milli paralarla ticaret yapmaktır.
Milli paralarla ticaret için atılan adımları anımsattı:
- Bunu Rusya ile konuştuk, kısmen başladık. İran ile kısmen başladık. Çin ile de konuşuyoruz. Ticaret Bakanlığımızın, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın bu konudaki görüşmeleri çok önem arz ediyor. Alış verişi milli paralarla yaptığımız oranda kur baskısı da azalacaktır. Ama bunu tümüyle sıfırlamak tabii ki mümkün değildir.
Ardından ekonomiye dönük kararlılık mesajının altını çizdi:
- Makro ve mikro ekonomik dengeler anlamında hassasiyetimizi korumaya devam edeceğiz. Bu hususta kararlılık önemli. Ekonomide söylem birliği de çok önemli. Her ağızdan ayrı bir ses çıkmamalı. Olumsuzluklara fırsat vermeyeceğiz.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş