Nanodizel, Türkiye’nin 2.5 milyar dolarını kurtarır mı

Oxford Üniversitesi’nin en büyük fakültesi Christ Kilisesi’ndeyiz. Harry Potter filmlerinden tanıdığımız salonun hemen yanıbaşındaki odada Türk akaryakıt sektörü için önemli bir dönüşüm sağlayacak anlaşmaya tanıklık ediyoruz.

Anlaşmaya Petrol Ofisi CEO’su Jan Nahum ile Oxford Üniversitesi’nin nanoteknoloji şirketi Oxonica’nın CEO’su Kevin Matthews imza koyuyor.

Önce Formula 1 için yapılan İstanbul Park’ın önüne Petrol Ofisi adını koyan, sonra GP2’de bir takıma yine şirketin adını veren Jan Nahum ve ekibi, ’sınırları zorluyoruz’ anlayışına uygun bir adım daha atıyor.

Jan Nahum, heyecanla anlatıyor: "İşte şimdi enerji oyununun adını koyan oyuncu olduğumuzu gösteriyoruz. Akaryakıtta nanoteknolojiyi ilk kullanan şirket Petrol Ofisi olacak. Nanoteknolojiyle bizim motorin hem yüzde 5-10 tasarruf sağlayacak, hem de çevreye daha az karbondioksit yayacak."

Jan Nahum, anlaşmanın çok önemli bir yanına dikkat çekiyor:

"Oxonica’nın enerji sektörü için gerçekleştireceği buluşlara destek vereceğiz. Böylelikle dünyada teknoloji geliştirmeye ortak olacağız."

Anlaşmaya göre, Petrol Ofisi Oxonica’nın geliştirdiği Envirox adlı katalizörü motorine karıştıracak, böylece ’nanodizel’, diğer bir deyimle ’nanomotorin’ elde edecek. Bu ürünü kullanan araç sahibi yüzde 5-10 yakıt tasarrufu şansı yakalayacak.

Tören sonrası Petrol Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Eşref Ünsal’dan kabaca bir tasarruf hesabı yapmasını istiyoruz:

"Biz yılda 4.2 milyon ton motorin satışı gerçekleştiriyoruz. Ürünümüzün tamamına hemen Envirox kattığımızı varsayarsak, yüzde 10’luk bir tasarrufla yılda 420 milyon dolarlık harcama ortadan kalkabilir."

Eşref Ünsal,
yaptığı hesabın ’en iyimser sonuç’ olduğunu vurgulamayı ihmal etmiyor. Çünkü, Envirox’un sağlayacağı tasarruf yüzde 5-10 arasında değişiyor.

Daha sonra bu iyimser hesabı Jan Nahum’la birlikte Türkiye’nin toplam motorin tüketimine yansıtıyoruz. Yani, Türkiye’de yılda tüketilen 20-25 milyon ton motorinin tümüne Envirox katkısı konulduğunu varsayıyoruz. Nahum, böyle bir durumda motorin kullanımındaki tasarrufun parasal boyutunun 2.5 milyar dolara kadar çıkabileceğini belirtiyor.

Bu hesap üniversitelerde yapılan araştırmaların önemini çok açık şekilde ortaya koyuyor. Oxford Üniversitesi’nin yıllık araştırma bütçesi. 264 milyon paundu buluyor.

Üniversite, araştırmalarda ulaştığı sonucu ticari anlamda pazara sunabilmek için kendi içinde kurduğu Oxonica adlı şirketi devreye sokuyor.

Böylece üniversite-sanayi işbirliğinin çok güzel, insan hayatını kolaylaştıran örnekleri ortaya çıkıyor.

Bu yöntem, Oxford Üniversitesi’ni dünyanın önde gelen nanoteknoloji araştırma merkezlerinden birine dönüştürüyor.

Oxford’un insanı çok etkileyen havasından sıyrılıp Türkiye’deki üniversiteleri düşünüyorum.

Sık sık türban tartışmaları alevleniyor, hükümetle üniversiteler karşı karşıya geliyor.

Benzer bir tartışma, imam hatip lisesi mezunlarına üniversite kapılarının ne kadar açık olabileceği konusunda yaşanıyor. Tartışmalar sırasında kimi üniversitelerin ödeneği kesiliyor, kimilerine kadro bile aşılmıyor. Durum böyle olunca üniversiteler özlenen araştırmalara imza atamıyor.

Türkiye’deki üniversitelerin dünyaya adını duyurabileceği, hatırı sayılır araştırmalara imza attığı günleri görebilir miyiz acaba?..

Gaziantepli Eyüp, Rodin’in düşünen adamını ne yaptı

GAZİANTEPLİ Eyüp ve Özcan Bartık kardeşlere babaları Abdülkadir Bartık, sürekli sanayiciliği öğütledi: "Oğlum aman kamyonculuk yapmayın, siz en iyiyi üretim yapın."

Onlar da başta otomotiv bayiliği olmak üzere çeşitli işleri denediler, olmadı, sonunda "kamyoncu dede"nin işini baz alıp, lojistik işinde büyümeye karar verdiler. Oğullarını "kamyonculuk"tan vazgeçiremeyen Abdülkadir Bartık, bir başka öğüt daha verdi: "Oğlum Eyüp, şirkete kendi adını ver. Kamyonlar yolda kalırsa, kimin olduğu farkedilir, haber size daha çabuk ulaşık."

Böylece Gaziantep’te bugün 127 araçlık filoya sahip Eyüp Lojistik ortaya çıktı. Eyüp Lojistik, işlerin yüzde 70’ini Gaziantep’ten alıyor, TIR’ları dünyanın 50 ülkesine uzanıyor, 13 milyon dolar ciro yapıyor.

Eyüp Bartık’la konuşurken söz Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki (SSM) "Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul’da" sergisine geliyor. Eyüp Bartık ve ekibi, Sakıp Sabancı Müzesi’yle gündeme gelen heykelin büyük ustası Auguste-Rene Rodin’in "Düşünen Adam" heykeline odaklanmış. Rodin’in 1904’te alçıdan yaptığı ve ilk kez Londra’da sergilenen "Düşünen Adam" heykeli, Eyüp Bartık ve ekibine ilham olmuş, 127 araçlık filolarındaki tüm kamyonlara bir "Düşünen Adam" çizmeye karar vermişler.

Eyüp Lojistik’in internetteki sitesinde de bir "Düşünen Adam" çizgisi var. Oradaki düşünen adamın karşısında büyükçe bir yük sandığı duruyor. Çizimdeki adam, yük sahibini temsil ediyor.

Eyüp Lojistik de "Düşünen Müşteri"ye yanıt veriyor: "Size yük olmasın, biz taşırız..."

Nereden nereye...
Yazarın Tüm Yazıları