Murat Yalçıntaş Brezilya’ya gitmeyince kıyamet mi koptu

20 gün kadar önce İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş’ın danışmanı Mesut Taşkın aradı:

- Brezilya’da ihraç ürünleri sergimiz olacak. Bize katılır mısın?
Programım uymadı, Taşkın’a katılamayacağımı bildirdim, temsilci istedi:
- Hürriyet Ekonomi Servisi’nden bir arkadaş gelebilir mi?
Aradan birkaç gün geçti, yardımcılarımdan Sadi Özdemir bilgi verdi:
- İTO’nun Brezilya’daki organizasyonuna Murat Yalçıntaş katılamıyormuş.
- Program Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya-Arjantin-Şili seyahati dönemine denk geliyor mu?
- Tam değil. Başbakan’ın sergiye gidip gitmeyeceği de netleşmemiş.
Seyahate birkaç gün kala Forum İstanbul 2010 Konferansı’nın kapanış yemeğinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yönetiminden İbrahim Burkay sordu:
- Haftaya Brezilya’ya gidiyoruz. Gelecek misin?
- İTO da çağırmıştı, bana uymadı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi araya girdi:
- Sayın Başbakan’la aynı uçakta gidiyoruz. Boeign 777 kiraladık.
- Başbakan genellikle genel yayın müdürlerini uçağa alıyor...
- O bölümüne Başbakanlık karar verecek.
Büyükekşi, İTO’yla ilgili de bir ayrıntı verdi:
- İTO’dan da 19-20 kişi bizimle aynı uçakta olacak.
- Programlar örtüştü mü?
- Az önce Murat Yalçıntaş’la konuştum. İTO’nun ihraç ürünleri sergisinin katılımcıları önceden gidecek. İTO yönetiminden ve meclisinden üyeler bizim uçakta olacak.
- Murat Yalçıntaş da gelecek mi? Bize katılmayacağını söylemişlerdi.
- Gelemiyor...
Büyükekşi’yle bu sohbetimiz, Başbakan Erdoğan’ın seyahatinin başlamasından 4 gün kadar önceydi...
Başbakan gitti, Brezilya’dan geçen haber tartışma başlattı:
- Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İTO’nun sergisinde Murat Yalçıntaş’ı göremeyince, “Ayıp etti” dedi.
Ajans Yalçıntaş’a da konuyu sorup, geçti:
- Brezilya’ya ailemden birinin sağlık sorunu nedeniyle gitmedim. Durumu Sayın Başbakan’ın özel kalemine de bildirdim.
Yani, Yalçıntaş’ın Brezilya’ya gitmeyeceği baştan beri belliydi... Başbakan Erdoğan, İTO’nun sergisini gezerken, “Murat nerede?” diye sormuş, onu anlarım...
Ama...
Zafer Çağlayan’ın “Ayıp etti” tepkisine anlam veremedim...
Bir kere Murat Yalçıntaş, AK Parti’nin İstanbul eski il yöneticilerinden biri... Yani, Çağlayan’dan daha eski AK Partili...
Çağlayan’la 13 şehit adına yapılacak okullar yüzünden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı döneminde yaşadıkları gerginlik dışında izlediğim kadarıyla Yalçıntaş’ın AK Parti ve Erdoğan’la ters düşecek adım attığı da yok...
Öyleyse... Murat Yalçıntaş, Brezilya’ya gitmedi diye kıyamet mi koptu? Bu kadar tepki, oralara giden diğer İTO yöneticilerine karşı “ayıp” değil mi?

Adını alkollü içkiden alan takım yok ama sponsorluk serbest

TÜTÜN ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Mehmet Küçük, geçen hafta içinde Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada şu net mesajı verdi:
- Dünyada adını alkollü içkiden alan spor kulübü, takım yok... Biz bu konuda Avrupa Birliği (AB) mevzuatına bakıyoruz. Efes Pilsen’e muafiyet tanıyamayız.
Efes İçecek Grubu’ndan yardım istedim, onlar da taradılar. Mehmet Küçük’ün saptaması doğruydu. Ancak, TAPDK Başkanı AB’deki önemli bir ayrıntının üzerinde durmamıştı:
- AB ülkelerinin hemen tamamında bira markaları, futbol, basketbol takımlarına, tenise rahatlıkla sponsor olabiliyorlar.
Madem AB mevzuatına uyum söz konusu, öyleyse sponsorluk kapısı açık bırakılsa da Efes Pilsen gibi bir takım, potalardan uzaklaşmasa olmaz mı?
Anadolu Holding de takımın adını “Efes Partizan” yapmayı planlayacağına, “Anadolu” yapar, formalara yazılan “Efes”le orta yol bulunur...

Yabancı konuk 4 bin 500 liralık şarap içti, fatura Türk patronu şoke etti

ATASAY Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer, önemli bir yabancı konuğunu akşam yemeğinde ağırlamak için İstanbul’daki Sunset Restoran’a götürdü.
Yemekte Cihan Kamer’in oğlu da vardı... Garson mönünün yanısıra şarap listesini de masaya koydu. Kamer, şarap seçimini yabancı konuğuna bırakmayı yeğledi. Konuk seçimini yaptı, şarap servisi ve ardından yemek sunumu başladı.
İstanbul Boğazı manzarası eşliğinde ilk şişe şarap hızla tükendi, ikincisi de açıldı... Bir yandan yabancı konukla sohbet sürerken, diğer taraftan oğlu Cihan Kamer’e işaret yaptı:
- Baba, hesabı ben ödemek istiyorum.
Oğul Kamer’in derdi, ödemeyi kendi kredi kartıyla yapıp, mil kazanabilmekti. Derken, yemek bitti, sıra faturaya geldi. Baba Kamer, faturayı oğluna yönlendirdi. Oğul Kamer, çaktırmadan faturaya baktı ve babasına uzattı:
- Babacığım, bu faturayı senin ödemen daha doğru olacak.
Baba Kamer, faturayı aldı, gözlerine inanamadı:
- Şarap: 4 bin 500 lira.
Yanlış görmüş olabileceğini düşünüp, bir kez daha baktı, rakam doğruydu. Durumu yabancı konuğa çaktırmadan faturayı ödeyip çıktılar.
Geçen gün Bahadır İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bahadır’la sohbet etmek üzere Sunset’te buluştuk. Bir ara Sunset’in sahibi Barış Tansever yanımıza uğrayınca, Cihan Kamer’in başına geleni sordum:
- Evet, öyle bir fatura ödediler...
- Böyle bir durumda ev sahibi olan Cihan Kamer’e çaktırmadan ön uyarı yapamaz mıydınız?
- Nasıl yapalım? Ya bize, “Siz ne karışıyorsunuz kardeşim, işinize bakın” derse...
Tansever, vesileyle bir uyarıda bulundu:
- Bizim şarap listesi bu tür durumlarda “patlamaya hazır bomba” gibidir... Sonradan sürprizle karşılaşmamak için dikkatli olmak gerekir.
- Müşterileriniz arasında özellikle pahalı şarap tercih edenler var mı?
Son yıllarda adları öne çıkan iki işadamını örnek verdi:
- Her geldiklerinde listedeki en pahalı şarabı seçerler...
Tansever’in uyarısını tekrarlamakta yarar var:
- Şarap listemiz “patlamaya hazır bomba” gibi...
Yazarın Tüm Yazıları