Paylaş
- İbrahim Erdemoğlu, Merinos’un Yönetim Kurulu Başkanı. İşlerin yönetimini devraldığında Merinos’un cirosu 10 milyon dolardı. Bugün 1 milyar dolar.
İbrahim Erdemoğlu’na 7-8 yıl önce Gaziantep’teki fabrikalarını gezdiğimi belirttim:
- Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Nejat Koçer, “Marka Şehir Gaziantep” programı için çağırmıştı. Düzenlenen toplantı sonrası Sanko, Şölen ve Merinos tesislerini gezmiştim.
İbrahim Erdemoğlu, yeni bastırdıkları bir kitaptan söz etti:
- Sizin geleceğinizi öğrenince yanıma aldım. Merinos’un kurucusu babam Mehmet Erdemoğlu’yla ilgili bir kitap bu.
İbrahim Nalbant’ın evinden çıkarken, “Besnili Bilge” adlı kitabı bana verdi. Aysun Öner’in hazırladığı kitap, 2006 yılında vefat eden Mehmet Erdemoğlu’nun yaşam öyküsünü ve ilkelerini içeriyordu.
Kitaba hızla baktım, öncelikle Mehmet Erdemoğlu’nun gençlik yıllarındaki “açlık günleri” dikkatimi çekti:
- Besni’de dokumacılık yapardım. Ancak, dokumacılık bizde 12 ay değil, 4 ay sürerdi. Elimize geçen para da yetmezdi. Onun için Adana’ya çapaya giderdim.
Bu bölümdeki şu noktalar çok çarpıcıydı:
- 1951 Mart’ında işler iyi gitmeyince Besni’den Mersin’e gittik. Oradan vapura binip İzmir’e doğru yola koyulduk. Manisa’da üzüm kesip, para kazanacaktık. Olmadı, memlekete dönecek parayı bulamaz olduk. Günlerce dışarda uyuduk. Köylülerin verdiği kahvaltılarla günlerimiz geçti. Parça parça yaptığımız işlerle yol parasını denkleştirip, Besni’ye döndük.
Bu deneyimlerden sonra dokumacılık işine yüklenen Mehmet Erdemoğlu, o zamanlar Malatya’ya bağlı olan (şimdi Adıyaman’ın ilçesi) Besni’den çevredeki il ve ilçelere pazarlama çabasını genişletti. Erdemoğlu adıyla anılan işi, zamanla Merinos Halı’ya dönüştü.
Şirketin büyüme yolunda ilerlediği günlerde bir iplik üreticisi Merinos’a gitti, Genel Müdür Erdoğan Şeker’le görüştü:
- Çok sıkışık durumdayım. Elimdeki bütün iplikleri yarı fiyatına satmaya hazırım.
- Tamam, hepsini alabiliriz.
Tam o sırada Mehmet Erdemoğlu odaya girdi, konunun farkına varınca Erdoğan Şeker’i dışarı çağırdı:
- Olay nedir?
- Efendim adam çok sıkışmış, ipliği yarı fiyatına veriyor. Hepsini almaya karar verdik.
- Olmaz. Piyasa fiyatı neyse ondan alacaksın. Adama parasını hemen normal fiyattan öde.
- Efendim, adamı köşeye sıkıştıran biz değiliz. Kendisi geldi “yarı fiyat” dedi.
Erdoğan Şeker, Mehmet Erdemoğlu’nun yanından ayrıldıktan sonra İbrahim Erdemoğlu’nu aradı, durumu anlattı:
- Babam ne diyorsa onu yap, akşam eve gider birlikte konuşuruz.
300 bin dolar fazla ödemeyi yapan Erdoğan Şeker, akşam patronunun evinin yolunu tuttu. Mehmet Erdemoğlu’na sordu:
- Biz 300 bin dolar fazla ödemeyi neden yaptık?
- Senin yarın o adamın durumuna düşmeyeceğini kim garanti edebilir. Aynı durumda sen olsan, mallarının ucuza alınması hoşuna gider miydi?
Mehmet Erdemoğlu’nun şu sözleri, Merinos’un önemli ilkesine dönüştü:
- Malı “en ucuza” verenden almayın, işgücünün “en ucuzunu” kullanmayın.
Doğan Kitap’ın bastığı “Besnili Bilge” bugünlerde vitrine çıkacak...
İçinde yaşanmış önemli dersler var...
İşçinin parasını alın teri kurumadan ödeyin
MERİNOS’un kurucusu Mehmet Erdemoğlu’yu anlatan “Besnili Bilge” kitabında ilkelerinden bazıları şöyle sıralanmış:
· İşçinin parasını, alın teri kurumadan ödeyin.
· Söz ağızdan çıkar, anlaşmadan asla dönmeyin.
· Kapınıza gelen kimseyi çevirmeyin.
· Bitmiş işi bozmaya çalışmayın.
· Servetin sınırı yoktur, mükafatı vardır.
Mısır’da işler normale döndü
NURTEKS’in patronu İbrahim Nalbant’ın geçen cumartesi akşamı evinde gerçekleştirdiği buluşmada Colin’s markasıyla bilinen Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, Yeşilyurt (Malatya) Belediye Başkanı Mehmet Kavuk, Malatya Eğitim Vakfı (MEV) eski Başkanı Şaban Taçyıldız, Bülent Serttaş, Adnan Mungan, Mehmet Çalık, Naci Seviş, Altınbaş Holding’in önde gelen ismi Ali Altınbaş gibi konuklar vardı.
Türk işadamları arasında Mısır’da en fazla yatırımı bulunan Nurettin Eroğlu’na son durumu sordum:
- Üretim 7-8 gün kadar durdu. Şimdi durum normale dönmüş görünüyor. Bir sorun yok.
Şener, ‘Seni de alacağız tehditleri var’ diyordu
TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) geçen haftaki yönetim kurulu toplantısında Genel Sekreter Sibel Güneş gündeme getirdi:
- Üyemiz Nedim Şener’den, “Bazı emniyet mensuplarından ‘Sıra sana da gelecek, seni de alacağız’ gibi tehditler alıyorum” bilgilerini içeren bir
başvuru var.
Milliyet’te çalışan Nedim Şener, konuyu Posta Gazetesi’ndeki köşesinde de gündeme getirmişti. TGC olarak durumu ortaya koyan bir açıklama yapma kararı aldık.
Nedim Şener, mesleğe ekonomi muhabiri olarak başladı... Zamanla eline ulaşan dosyalardan yola çıkarak kitaplar yazdı... Bir yandan Milliyet’te muhabirliği sürdürürken, diğer taraftan Posta’nın köşe yazarları arasına katıldı... Ayrıca Star TV’deki Arena programında Uğur Dündar’ın “ekrandaki sağ kolu” oldu...
Sonunda haber, köşe yazısı ve kitap için eline ulaşan dosyalar, “Ergenekon suçlusu” arayanları Nedim Şener’in evine de yöneltti... Onu da gözaltına aldılar...
Biz, “Tuncay Özkan’la Mustafa Balbay, tek kişilik hücrelere alınacak kadar ne suç işlediler” şaşkınlığı yaşarken dün Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da eklenmesiyle hedefteki gazeteci yelpazesi genişledi...
Geçen hafta CNN Türk’te Hande Fırat’ın yönettiği programda konu gündeme geldiğinde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a soru sorarken şu noktaya dikkat çekmiştim:
- Artık meslektaşlarımızın çoğunun uzaktaki yakınları, “Hayırdır, neler oluyor, senin de başına birşey gelir mi?” diye arıyor.
Bakalım işin sonu nereye varacak?
Paylaş