Paylaş
Birinci tabela şöyleydi:
- İçki, bütün kötülüklerin anasıdır. (Hz. Muhammed S.A.V.)
Asıl ilgimi çeken ikinci tabelaydı:
- Hz. Muhammed (S.A.V.) buyurdu ki: İÇKİ, içene, içirene, alana, satana, yapana, saklayana, taşıyana, kendisine götürülene, parasını yiyene ALLAH LANET ETSİN.
Necati Kurmel’in davetiyle Aladağ’da krom ocakları ve işletmelerini gezmeye gittiğimizde Ramazan ayıydı. Özellikle ikinci tabela Ramazan ayı vesilesiyle mi asılmıştı bilmiyorum ama hemen aracı durdurup fotoğraf çektim. Ardından da fotoğrafı Wittour Yönetim Kurulu Başkanı, ilahiyat doktoru Erkan Aydın hocamıza gönderdim.
Çünkü, Hz. Muhammed’in “lanet” okumuş olabileceğine pek ihtimal vermemiştim. Erkan Aydın’dan işin doğrusunu öğrenmek istedim. Derken Mescid-i Aksa’da tesbih namazı için Kudüs seyahati gündeme geldi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Hüseyin Doğan, LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Ziylan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, Saat&Saat Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya, Özyaşar Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Çokyaşar, Coşkun Ergün (Garanti Barter), Atasay Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer, Genel Müdürü Çiğdem Kamer, Plastay Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Sungur, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Cemal Kalyoncu, Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Okutur, İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu gibi iş dünyasından isimlerle Mescid-i Aksa’da tesbih namazı için Kudüs’e gittiğimizde konuyu Erkan Aydın’a anımsattım.
Aydın, söze Kuran-ı Kerim’le gelen yasakla girdi:
- Kadir Gecesi inmeye başlayan Kuran-ı Kerim, yeni bir akıl, ruh ve toplum inşa etmiştir. Bu süreçte bazı yasaklar getirmiştir. Bu yasaklardan biri de alkollü içkidir.
Alkolün 4 adımda ve toplum hazırlanarak yasaklandığını vurguladı:
- Caminin dış duvarına asılan yazı “hadisi şerif” olmakla birlikte kullanılış yeri ve usulü açısından eleştiriye açıktır. Eleştirmeliyiz ki, İslam anlatılırken kaş yaparken göz çıkaran sonuçlar doğurmasın.
Hz. Muhammed’in şu hadisini anımsattı:
- Hz. Peygamber şöyle buyurur: Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın.
Sonra şu soruyu sordu:
- Söz konusu hadisi şerif, caminin dış duvarına o büyüklükte kime nasihat için asıldı? Amacı camiye gidenler arasındaki içki içenlerse, dış duvara asmak ne kadar doğru?
Şu noktanın altını çizdi:
- Camiye her giren Allah’ın misafiridir. Onları Allah’ın yoluna hikmetle, güzel öğütle çağırmak yerine, böyle bir tabelayla karşılamak, misafir-ev sahibi ilişkisi açısından ne kadar uygun düşer? Tabelanın hedefindekiler içki içen ve hiç camiye gitmeyenlerse, lanetlediğimiz insanların günün birinde camiye gelmesini nasıl bekleyeceğiz?
Erkan Aydın hocanın konuya yaklaşımı, bakış açısı, yorumu böyle...
O tabelayı asanlar da Erkan Hoca gibi hassas olamaz mı?
Ticaretinizdeki hassasiyeti yüce dinimize de gösterin
İLAHİYAT doktoru Erkan Aydın, Allah’ın Hz. Musa’yı Firavun’a göndermesi olayını anımsattı:
- Allah, Hz. Musa’yı gönderirken, “Ben sizin yüce rabbinizim” diyen Firavun’a gidin ama kavli leyyin (tatlı dille gönlüne işleyecek tarzda) konuşarak uyarın diye buyurmuştur. Allah’ın bu buyruğunu ne zaman dikkate alacağız. Allah’ın kendini rab yerine koyan Firavun’a layık gördüğü tatlı dili kendi insanımızdan neden esirgiyoruz.
Ardından şu soruyu sordu:
- Tebliğ yapacağız derken dinden soğuttuğumuz insanların sorumluluğundan nasıl kurtuluruz?
İslamda günahkarı değil, günahın kendisini yerme yaklaşımının öncelendiğini vurguladı:
- Doğru söz, doğru yerde, doğru kişiye, doğru üslupta söylenirse hikmet ortaya çıkar. Ticaretini yaptığınız ürünü pazarlarken tanıtımını özensiz yapar mısınız? Lütfen aynı hassasiyeti yüce dinimiz için de gösterelim.
THY’de yabancı pilot bozuk Türkçeyle anons da yapıyor
ÜÇ gün önce sabah saatlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Bodrum-Milas’a gidecek Türk Hava Yolları (THY) uçağındayız. Kokpitten bozuk bir Türkçe’yle kaptanın sesi yükseldi. Yolcuları selamlıyor, uçuş hakkında bilgi vermeye çalışıyordu.
Kalkıştan sonra kabin görevlilerine sordum:
- Bugün 2 pilot da yabancı mı?
- Hayır, biri Türk.
Ben de uygulamanın öyle olduğunu biliyordum. THY’de yabancı pilotlar da görev yapıyor ama kokpitte mutlaka bir Türk kaptan bulunmasına özen gösteriliyordu. “Bu kez ikisi de yabancı, az da olsa Türkçe bilen anons yapıyor” diye düşündüm.
THY uçağının kokpitinden bozuk Türkçe ile anons bana garip geldi.
Yanlış mı düşünüyorum?
Paylaş