Paylaş
Çağlayan, karşısında genç işadamlarını görünce 1997 yılına, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanvekili olduğu günlere döndü:
- Girişimcilere destek vermek üzere fon oluşturmak için 1997’de KOBİ A.Ş.’yi kurduk. Şirkete TOBB başta olmak üzere bazı odalar ile Halkbank ortak oldu. 1 milyon liralık kuruluş sermayesi vardı.
KOBİ A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini kendisinin yürüttüğünü vurgulayıp sürdürdü:
- Girişimcilere sermaye yaratacak dış kaynak için bazı görüşmeler yaptık. Avrupalı girişim sermayesi fonları, bizden öncelikle başarı örnekleri istediler.
Sonra KOBİ A.Ş.’nin başarıyı yakalayamamasına içerledi:
- Araya çeşitli gündemler girdi, KOBİ A.Ş.’yi hedeflediğimiz şekilde çalıştıramadık. KOBİ A.Ş.’nin elindeki küçük fon, o dönemlerin yüksek faiziyle çığ gibi büyüdü. Yani, KOBİ A.Ş. sadece paradan para kazanmakla kaldı.
Ardından bu konuda geleceğe dönük planlarını paylaştı:
- “Melek Yatırımcı”ların ellerindeki kaynakları girişimcilere daha rahat kullandırılmasına imkan tanımak için vergi desteği çıkardık. Ancak, girişimcilere daha fazla destek vermek gerektiğini biliyoruz. Bu konuda yeni fonlar yaratabilmek için bazı çalışmalar yapıyoruz.
Ali Yücelen, TÜGİAD’ın Genel Sekreteri Sinem Sonuvar’ın da katıldığı cuma akşamki iftar buluşmamızda Zafer Çağlayan’la görüşmelerinden bunları aktarıp, ekledi:
- Biz de TÜGİAD olarak ülkemizdeki girişimci sayısını artıracak projelere kafa yoruyoruz. Verilecek destek, ülkemizde yeni girişimcilerin ortaya çıkmasına fırsat verir.
Geçen hafta cumartesi günü Akdeniz İhracatçıları Birliği (AKİB) Başkanlar Kurulu Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş’ın davetiyle Mersin’deki törenlerini izlemeye gidince, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la da konuşma fırsatı bulduk:
- Girişimciler için oluşturmayı düşündüğünüz fon hangi aşamada?
- ABD’deki bazı eyalet ziyaretlerim sırasında girişim sermayesi fonlarıyla ilgili bazı örnekleri yakından inceleme fırsatı buldum. Ardından istanbul’da, yerli girişim sermayesi fonlarıyla bir buluşma gerçekleştirdik. Onların izlenimlerini aldık.
- Görüşmelerden ne çıktı?
- Arkadaşlarıma bu yönde model çalışmaları yapmaları konusunda talimat verdim. Şimdi onlar çalışıp modelleri ortaya koyacaklar.
- TOBB yine bu işin içinde olacak mı?
- TOBB da olabilir, ilgi gösterecek başka kurumlar da. Buna kamunun da belirli ölçekte desteği gündeme gelebilir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın başta KOSGEB desteği olmak üzere girişimcilere dönük kaynaklarının altını çizdi:
- Aslında önemli destekler veriliyor. Ancak, Türkiye’de fikri olup, elinde kaynağı bulunmayan çok sayıda girişimci olduğunu düşünüyorum. Onların girişimciliğini ortaya çıkaracak daha fazla kaynak sağlamak gerekiyor.
Yaptıkları hazırlıkları Ekonomik Koordinasyon Kurulu’na (EKK) götüreceklerini kaydetti:
- Konuyu EKK’da da tartışır, bir formül ortaya koyarız. İşi kimin yürüttüğü önemli değil. Biz modeli yaratalım, fonun nasıl sağlanacağını gösterelim, yürütmeyi kimin üstleneceğine karar verilir...
Çağlayan, 1997’de kurdukları KOBİ A.Ş.’nin gün yüzüne çıkaramadığı girişimcileri, yeni fonla iş sahibi yapmaya kararlı görünüyor...
GSD Dış Ticaret’in kapanması iyi olmadı
ÖNDE gelen üyelerinden Adnan Güldaş aradı, perşembe akşamı Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği’nin (OTİAD) Four Seasons Bosphours Otel’deki iftarına uğradım. OTİAD Başkanı Ali Ulvi Orhan ev sahipliğindeki iftara katılanlar arasında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin de vardı.
Cem Negrin, kısa süre önce kapısına kilit vuran GSD Dış Ticaret’i anısattı:
- Şirket sektörümüzün çok işine yarıyordu. Ben de ihracatını GSD Dış Ticaret üzerinden yapanlar arasındaydım. Kapanması iyi olmadı.
GSD Dış Ticaret’in patronu Turgut Yılmaz’ın Demet Cengiz Bilgin’e verdiği demeci anımsattım:
- Şirket çok sıklıkla gümrükte “kırmızı hat” kapsamına düşünce Turgut Yılmaz da çareyi şirketi kapatmakta bulmuş.
- O yüzden bizim işlemlerde de zaman zaman sıkıntı yaşanıyordu. Bizim işlemleri “kırmızı hat”tan geçirme kararı verdiklerinde gümrük yetkililerine itirazımızı yapıyor, “Biz yıllardır ihracat yapıyoruz, ‘kırmızı hat’ kapsamında incelenecek, şüphe duyulacak işimiz olmaz” diyorduk.
Cem Negrin’le bu kısa sohbet sonrası, GSD Dış Ticaret’in ilk kurulduğu yılları, en güçlü olduğu dönemleri anımsadım. İlk yıllarında TGSD üyelerinin ortak olduğu şirketi uzun süre yöneten Önol Akalın’ın şu sözleri aklıma geldi:
- GSD Dış Ticaret’ten geçen her ihracat işlemi, öncelikle bizim denetmenlerimiz tarafından didik didik incelenir. Hiçbir şekilde şüpheli işlem olmaz.
Önol Akalın, bu iddialı sözleri, o dönemde EGS Dış Ticaret’in başı hayali ihracat nedeniyle derde girdiğinde söylemişti...
GSD Dış Ticaret’in böylesine iddialı bir yapıdan, “kırmızı hat” mağduru haline gelişi, sektörü oldukça üzmüş görünüyor...
Acaba hatanın tamamı GSD Dış Ticaret’te miydi? İşin içine “siyaset” de bulaşmış olabilir mi?
Paylaş