HÜRRİYET'in "Hani Avrupalıydık" manşetinden bir gün önce sabah toplantısında tsunamizedelere yardımda Türkiye'nin çok geride kaldığını konuşuyoruz...Yardıma sokaktaki vatandaşın ilgisizliğinden söz ederken, bir arkadaşımız konuyu Kızılay'a getiriyor: "Kızılay'a kimsenin güveni kalmadı. O yüzden insanlar Kızılay'ın önderlik ettiği yardım kampanyasına katılmıyor..."Hürriyetim'in editörü Arzu Çakır, Kızılay tartışmasını daha da ileri götürecek bilgiler aktarıyor: "Çok sayıda mesaj alıyoruz. Bazı okurlarımız Kızılhaç'a, Unicef'e veya dünya çapındaki başka yardım organizasyonlarına bağış gönderiyor. Hepsi de Kızılay'a pek güvenmediğini belirtiyor."Aynı gün akşam, Türk tekstil sektörünü Avrupa Birliği (AB) nezdindeki çatı örgütü Euratex'te temsil eden dört isimden biri olan Ruşen Çetin'le karşılaştım. Aynı zamanda İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Üyesi de olan Çetin, kendisiyle ilgili bir gelişmeyi aktardı: "Kızılay Genel Başkanı Talat Yılmaz 'Gelin birlikte Kızılay'a canlandıralım' dedi, ben de Kızılay yönetimine girdim."Çetin'le birlikte aynı sektörden Metin Altuğ da Kızılay yönetimine girmişti. Çetin, hemen destek ricasında bulundu: "Gelin, Kızılay'a sahip çıkalım..."Bunun üzerine gazetedeki tartışmayı özetleyip, genel bakışı vurguladım: "Toplumda Kızılay'a güven olmaz izlenimi var. Bağışların yerine gitmediği, birilerinin Kızılay'daki paraları 'yediği' düşünülüyor."Baktım, Ruşen Çetin de dertli: "Biliyor musun, çevremdeki bazı arkadaşlar Kızılay yönetimine girdiğimi söyleyince ilk tepkileri, 'Ne işin var orada. Sen de mi soyguna katılacaksın?' oldu."Çetin'in Kızılay yönetimine girdiği bilgisiyle TİM'in tsunamizedelere yardım kampanyasına öncülük etme girişimi de yerine oturdu. Çetin, tsunamizedelere yardım konusunda önce içinde bulunduğu tekstil-konfeksiyon sektörüne yönelmiş, TİM Başkanı Oğuz Satıcı ve ekibi de hemen olumlu yanıtı vermişti. Böylece TİM'in 1 milyon YTL'lik (1 trilyon lira) bağışı gündeme gelmişti.Ruşen Çetin, Talat Yılmaz yönetiminde Kızılay'ın üzerindeki "soygun-vurgun" damgasını sileceklerine inanıyor.Çetin'e, "O damgayı silmek pek kolay değil galiba" diyorum, durumun farkında olduğu görülüyor: "Biliyoruz, işimiz hiç de kolay değil. Ama yapacağız..."Kızılay gibi felaket anında umutla sarılacağımız bir kurumun bu hale gelmesi insana acı veriyor... Ancak, "Orası soygun-vurgun yuvası" deyip, bırakın içeriyi, yurtdışında çözüm aramak ne kadar doğru?"Yardım vicdanla cüzdan arasındadır. Yardımı yapalım, nereye gittiğini sonra sorgulayalım" desek, Kızılay'ı hepten yalnız bırakmasak nasıl olur?Her Kurban Bayramı, "deriye üşüşen" ilgisiz vakıfların ortaya çıkıp, "yardım"dan pay kapmaya çalışması, olayın önemini daha iyi gösteriyor.Öyleyse Kızılay ve Türk Hava Kurumu (THK) gibi örgütlerimize sahip çıkalım...Sonra yönetenlerin yakalarına yapışıp, hesap soralım...Her kuruşun hesabını şeffaf olarak vermelerini bekleyelim...İyi bayramlar...UKİ de Moskova yolcusuİSTANBUL Ticaret Odası'nın (İTO) 123'üncü kuruluş yıldönümü yemeğinde eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı, UKİ'nin patronu Turan Sarıgülle'ye rastladım, "Rusya tefrikanı izliyoruz" diye takıldı.Sarıgülle'yle kısa Moskova turunda da birlikteydik. Orada pek sözü geçmedi ama sonra öğrendim ki, UKİ'nin de Moskova'ya yönelik hazırlıkları varmış, ilk mağazasını mart ayında açacakmış...Sarıgülle, bu yöndeki son adımı da malum Moskova gezisi sırasında atmış...Yani, geziden sonuçlar çıkmaya devam ediyor...