Paylaş
Maliye müfettişliği, İstanbul Defterdarlığı, Gelirler Genel Müdürlüğü, BDDK Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı görevlerinde bulunan Zekeriya Temizel, CHP ile 10 yıl sonra siyasete dönüyor. Temizel, “10 yıldır ben ‘karşı masa’dayım. Şirketler kurdum, yönettim. Keşke masanın o tarafını daha önce görseydim” diyor.
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kurulduğu 2000 yılı... Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Zekeriya Temizel’i çağırdı:
- Zekeriya Bey, BDDK başkanlığı görevini siz üstlenseniz.
Temizel, düşünmeden kararını bildirdi:
- Efendim, ben böyle bir görevi almak istemem...
Ecevit, başını hafif sağa eğdi, sağ elini öne doğru uzattı:
- Zekeriya Bey, BDDK Başkanı olmanızı sizin için değil, ülkemiz için istiyorum.
Maliye müfettişliği, İstanbul Defterdarlığı, Gelirler Genel Müdürlüğü, BDDK Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı görevlerinde bulunan Temizel, son 10 yılını Aydın’da Eczacılar Kooperatifi’yle ortak çeşitli tohum ve çekirdeklerin yağlarının üretildiği tesisin kurulması, işlerin rayına oturtulması, “Tarımsal İklimlendirme Teknolojisi”yle uğraşarak geçirdi. Bu işleri yapmaktan da çok memnundu.
Birkaç ay önce geceyarısı telefonu çaldı. Arayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu:
- Zekeriya Bey, milletvekili adaylarımız arasına sizi de alacağız.
Temizel, Ecevit’in kendisine BDDK Başkanlığı’nı önerdiği anı düşündü:
- Nasıl uygun görürseniz...
Temizel’le buluştuğumuzda önce bu iki sahneyi aktardı, sonra 2002-2014 dönemine dönük bazı verileri sıraladı:
* AK Parti’nin iktidarda olduğu 12 yıllık dönemde dış ticaret açığı 588.5 milyar dolara ulaştı. Dış müteahhitlik, turizm gelirleri, derken bunun bir kısmı karşılandı. Sonuçta 12 yıllık toplam cari açık 444 milyar doları buldu.
* Bu yıl Türkiye 131 milyar dolarlık dış borç ödeyecek. 40 milyar dolarlık yıllık cari açık da eklenirse, bu yıl 171 milyar dolara ihtiyaç olacak. Dolayısıyla Türkiye’nin hem uluslararası sermaye yatırımına, hem de sıcak paraya şiddetle ihtiyacı var.
Vatandaşın borçluluk durumuna dikkat çekti:
- 2002’de aileler harcanabilir gelirlerinin yüzde 5.5’i kadar borçluyken, 2014’te yüzde 55’e çıktı. Buna karşılık tasarrufların milli gelire oranı da aynı dönemde yüzde 26’dan yüzde 10’lara indi. Yani, bankalar yurtdışından borç alıyor, vatandaşa borç veriyor.
Bir de tarım ürünü ithalatına işaret etti:
- Son 12 yılda tarım ürünleri ithalatına 121 milyar dolar harcandı.
Ardından Türkiye’nin sanayi stratejisine ihtiyacı olduğunu belirtti:
- Sektörel teşvik sistemine geçerek ülkemizi katma değeri yüksek üretime kaydırmalıyız. Devlet de bu dönüşümü kaynaklarıyla desteklemeli.
- Özel sektör yatırımlarına nakit devlet desteğinden mi söz ediyorsunuz?
- Gerekirse verilmeli.
- Maliye Bakanı iken gündeme getirdiğiniz “Nereden buldun?” yasasıyla özel sektörü tedirgin etmiştiniz. Özel sektöre bakışınız çok değişmiş.
- Aslında o “Nereden buldun?” değil, bir “mali milat” olacaktı. Son 10 yıldır ben “karşı masa”dayım. Şirketler kurdum, yönettim, üretimin içinde oldum. Bu deneyim, düşüncelerimi değiştirdi. Keşke bürokratlık ve bakanlık öncesinde bu deneyimi yaşamış olsaydım. Masanın o tarafını daha önce görseydim.
Temizel’in “Keşke”si büyük değişimi ortaya koyuyor...
Emredin, Hakkâri’ye de gidip adayınız olurum
1999 yerel seçimleri öncesi partilerin adaylarını belirlediği günlerdi... Dönemin DSP Genel Başkanı ve Başbakanı Bülent Ecevit, Bankalar Kanunu’nun görüşülmesi için TBMM’de Bakanlar Kurulu bölümünde çoğunluğun toplanmasını bekliyordu.
Yanında dönemin bakanları Hüsamettin Özkan ve Zekeriya Temizel gibi isimler de vardı. DSP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ahmet Piriştina, bir fotoğraf dosyasını Ecevit’in önüne koydu:
- Efendim, burada sizinle fotoğraflarım var. Kampanyam için seçim yapar mısınız?
Ecevit fotoğraflara bakarken, o konuştu:
- Sayın Başbakanım, İzmir’de seçimi kazanmamız, İstanbul adayımızı doğru belirlememize bağlı. Benim İstanbul için düşündüğüm bir isim var.
- Kim?
- Üstad.
- Üstad kim?
- Zekeriya Bey.
Ecevit iç geçirdi:
- Ah keşke kabul etse...
Temizel, itiraz etmedi:
- Emredin, İstanbul’da da Hakkari’de de adayınız olurum.
Nisan 1999’da sandıktan DSP adayı Temizel’e yüzde 20.83, CHP adayı Adnan Polat’a yüzde 14 dolayında oy çıktı.
İstanbul’da seçimi yüzde 26’yla Ali Müfit Gürtuna kazandı...
Paylaş