Paylaş
- Sayın Başkan, soldaki fotoğraf Aliağa Yarımadası’nın bugünkü durumunu gösteriyor. Sağdaki fotoğrafta 2018’de ulaşılacak noktayı.
- Rafineri dahil 5 milyar dolarlık yatırım planınız olduğunu söylüyordunuz. 2018 fotoğrafı onu da ortaya koyuyor değil mi?
- Evet sayın Başkan, liman, rüzgar enerjisi gibi birçok yatırım 2018’e kadar tamamlanacak. 10 bin kişiye iş fırsatı doğacak.
Kenan Yavuz, bunları anlatırken bir ruhsat olayını gündeme getirdi:
- Bir yatırımcı 150 bin dolar verip ruhsat almış. Aliağa Yarımadası’nda 1600 hektarlık alanda jeotermal enerjisine dönük çalışmalar yapmak üzere hak iddia ediyor.
Mehmet Büyükekşi, konuyu yakından bildiği için bana döndü:
- Bak burada ilginç bir durum var.
Hemen devreye girdim, Yavuz’a sordum:
- Yani, Pektim tesislerinin bulunduğu alanda mı çalışma yapacak?
- Evet...
- Peki, burası size ait değil mi?
- Öyle. Üstelik burası özel güvenlik alanı...
- Nasıl oluyor da başkasına ruhsat verilebiliyor?
- Jeotermal enerjiyle ilgili yasa, “Tapular yerin üstüyle ilgilidir. Yerin altındaki varlıklarla ilgili kullanım hakkı vermez” diyor.
- Öyle olsa da size ait bir alanın altıyla ilgili başkasına ruhsat verilmesi mantığa uyuyor mu?
- Uymuyor tabi. Jeotermal enerjiyle ilgili ruhsat konusuna böyle bakıldığında birileri çıkıp, “Çankaya Köşkü’nün altını istiyorum” bile diyebilir...
- Benzeri bir durum rüzgar enerjisinde de var galiba. Size ait alanda rüzgar enerjisi için başvuran başka yatırımcı var mı?
Kenan Yavuz, Pektim Genel Müdürü Hayati Öztürk’e döndü, yanıt oradan geldi:
- Bizim kendi yatırım girişimimiz söz konusu. Ancak, bir başka yatırımcının da başvuru yaptığını biliyoruz.
Rüzgarda sorun belki daha kolay çözülebilir ama jeotermal olayı nasıl çözülecek?
150 bin dolara ruhsatı alan Petkim’in ve Aliağa Yarımadası’ndaki diğer tesislerin altını oyabilecek mi?
Petkim’in kadrosu 9 binden 2 bin 500’e hangi yöntemle indi
MEHMET Büyükekşi başkanlığındaki TİM yönetimi, geçe pazar günü temmuz ayı ihracat rakamlarının açıklanmasını ardından Socar&Turcas Enerji CEO’su Kenan Yavuz rehberliğinde Petkim turu yaptı.
Kenan Yavuz söze Petkim’deki tesis sayısından girdi:
- Burada 14 fabrika, 8 destek ünitesi var.
Ardından lojmanları gösterdi:
- Personelimizin yarısı bu lojmanlarda ikamet ediyor. Kamu zamanında böyle kurmuş, doğru da yapmış. Personelimizin çocukları için burada 3 okul var.
Sonra Petkim’in 1991’deki personel sayısını anımsattı:
- 9 bin kişi çalışıyordu. 2003’te 5 bine indi.
Araya girip sordum:
- Şimdi durum ne?
- 2 bin 500 personelimiz var. Bu sayı bizim için ideal.
- Personel azaltırken hangi yöntemi benimsediniz?
- Emeklilik yöntemine başvurduk. Sendikayla 50 yaş protokolü imzaladık. Gününü doldurup, 50 yaşını bulanı emekli ettik.
Yavuz, o protokolle ilgili son durumu da aktardı:
- 2010 yılı başından itibaren protokolü kaldırdık. Artık emeklilikte yaş sınırı 55.
Personelle ilgili sözü bağlarken bir noktanın altını çizdi:
- Çalışan başına verimlilikte açık ara birinciyiz.
Socar&Turcas’ı Petkim’e çeken etkenlerden biri de bu olmalı...
Özelleştirme sonrasında yerini koruyan tek yönetici
PETKİM’in kamu dönemindeki Genel Müdürü, şimdinin Socar&Turcas Enerji CEO’su Kenan Yavuz’a takıldım:
- Petkim’de personel sayısını 2 bin 500’e indirerek özelleştirmeye bayağı hazır hale getirmişsiniz.
- Gereken buydu. Aslında KİT’lerin en büyük sorunu şişen personel sayısıydı.
- Özelleştirme sonrası yerinizi korudunuz, hatta Socar&Turcas CEO’luğuna yükseldiniz? Bunun başka örneği var mı?
- Galiba tek örnek Pektim. Şimdiki genel müdürümüz Hayati Öztürk de 30 yılı aşkın süredir Petkim’de çalışıyor.
Paylaş