İtin kursağı yağ götürür mü

- İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu.

Tekel Evleri’ndeki karşı komşumuz, kirvem Maksut Ayeri’nin torunu Ali Ayeri de o gün eve ulaşan zarfı açtı:

- İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Siyasi Bilimler Yüksek Okulu (Şişli Siyasal).

1976-1977 öğrenim yılının başlayacağı tarih yaklaştıkça İstanbul’da konaklama telaşına düştük. İmdadımıza Yıldız Üniversitesi’nde mühendislik öğrencisi mahalleden abimiz Namık Kemal Özerdem yetişti:

- Feriköy’de Malatyalı öğrenci arkadaşlarla ortak kiraladığımız bir evimiz var. Gelin, aynı odayı bir süre paylaşırız.

Ali Ayeri ile bavulları alıp, İstanbul’un yolunu tuttuk. Namık Abi’nin odasına yerleştik. Evdeki diğer öğrenci arkadaşlar konaklamamızın uzun süreceği endişesiyle bize ilk 2-3 günden sonra sırt çevirdi. Öyle ki, mutfağı kullanmaya çekinir olduk. Bir ay sabah, öğlen, akşam kahvaltı yapmak zorunda kaldık.

Derken Ali’nin o dönemde Tekgıda-İş Sendikası Malatya merkezli bölge başkanlığını yürüten babası Cevdet Ayeri’nin yolu İstanbul’a düştü. Cevdet Abi, bizi akşam yemeğine götürdü. Aksaray’da vitrininde tavuk çevirme görünen lokantalardan birine girdik. Cevdet Abi, yarımşar tavuk ısmarlayınca frenlemeye çalıştım:

- Yarım tavuk bana çok, yiyemem.

Bir aydır üç öğün kahvaltı yaptığımızı öğrenmiş olacak ki ısrar etti:

- Yarım tavuk da bir şey mi? Yersin.

Fazla olduğu konusunda kararlı durunca lafı gediğine koydu:

- İtin kursağı yağ götürür mü? Bir aydır yemek yüzü görmemişsiniz. Mideniz iyice küçülmüştür.

O yıl üniversiteler gecikmeli açıldı. İlk gün okullarımıza gitmek üzere Ali ile Osmanbey otobüs durağına yürüdük. Ali, Şişli’deki okuluna yürüyerek gitti. Ben durakta beklerken silahlar patlamaya başladı. Panikle ilk gelen otobüse bindim. O dönemde Fındıkzade’de olan Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’na 2-3 saatlik gecikmeyle ulaşabildim.

5-6 katlı bir apartmanda olan okulda sınıfımı bulmaya çalışırken, üst sınıftan deneyimli arkadaş bilgiyi verdi:

- Okulumuzda boykot var.

Aynı durum Ali için de geçerliydi. Birkaç gün sonra Malatya’ya döndük. Benim okulum Mayıs 1977’de Dolapdere’deki yeni binasında açılabildi. Ali ile daha sonra Cihangir Pürtelaş Sokak’ta da bir süre aynı evi paylaştık. Mezuniyet sonrası çalışma trafiği, Ali ile görüşme frekansımızı çok azalttı. Zamanla Cevdet Abi Tekgıda-İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreterliği görevleri için İstanbul’a yerleşti.

2-3 yılda bir karşılaştığımızda hep hayıflandık:

 - Neden daha sık görüşmüyoruz?

Geçen akşam Ali’den mesaj geldi:

- Babamızı kaybettik...

O an 25 haneden oluşan Kernek’teki Tekel Evleri gözümün önüne geldi. 25 hane, büyük bir aile gibiydi. Kirvelik bağı, Ayeri Ailesi’yle bağımızı daha da güçlendirmişti. Ancak, İstanbul’un metropol çarkı, yıllarca iç içe olduğumuz Ayeri Ailesi’yle, yani kirvemin çocukları ve torunlarıyla görüşme frekansımızı neredeyse sıfıra indirdi.

Cenazeye giderken Cevdet Abi’nin 1976’da babacan tavırla söylediği cümle kulağımda çınlayıp durdu:

- İtin kursağı yağ götürür mü?

Allah rahmet eylesin Cevdet Abi, mekanın cennet olsun...

Vesileyle Maksut Amca’yı, erken yaşta kaybettiğimiz Namık Abi ve fotoğraftakilerden Ali Karaca’yı rahmetle anıyorum...

 VERGİ BAKANLIĞI’NIN 31 KATLI BİNASI 5 KÜP HALİNDE AYRI AYRI DÖNECEK

DARÜŞŞAFAKA Tekfen-CSKA Moskova karşılaşması sonrası Tekfen Grup Şirketleri Başkanı Osman Birgili’ye sordum:

- Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de inşa ettiğiniz açık deniz petrol platformunu bitime yakın gezmiştik. Bugüne kadar Hazar Denizi’ne açılan kaç platform inşa ettiniz?

Birgili içinden saydı:
- 5 büyük petrol-gaz platformu inşa ettik. Tekfen İnşaat için önemli bir uzmanlık alanı oldu.

Azerbaycan’da yeni iş alıp almadıklarını merak ettim, paylaştı:

- Ülkenin kamu petrol şirketi Socar’ın Bakü’deki merkez binasını biz yapmıştık. Vergiler Bakanlığı Binası’nı da bizim yapmamızı istediler. Kaba inşaatı bitti, ince işlere başladık.

Vergiler Bakanlığı Binası’nı temel sonrası devraldıklarını belirtti:

- Bir başka Türk inşaat firması başlamıştı. Vergiler Bakanlığı işi bitirmeyi bize teklif etti, üstlendik. Çok ilginç bir bina. 168 metre yüksekliğindeki 31 katlı bina, üst üste 5 ayrı küp bloğu gibi görünüyor. 5 küp de ayrı ayrı dönecek.

Ardından Katar’da yürüyen işlerini merak ettim, anlattı:

- Katar’daki önemli bölümü viyadük ve kavşaklardan oluşan otoyol projesini bitirme aşamasına geldik.

Tekfen İnşaat Genel Müdürü Levent Kafkaslı araya girdi:

- Biz o yola “uçak pisti” de diyoruz. Çünkü, 5 gidiş-5 geliş, 10 şeritli.

Dünya Kupası için üstlendikleri stadı sordum, Birgili yanıtladı:

- 2020’de bitecek.

Katar’da yeni proje olup olmadığını sorunca, gübre sektörüne geçti:

- Grubumuz bünyesindeki Toros Gübre, ülkemizin önde gelen üreticisi. Katar’la gübrede işbirliğini görüşüyoruz.