Paylaş
- Abdi İbrahim İlaç’ın yeni deposunu gezmiştiniz. Ar-Ge bölümünde size rehberlik yapmıştım. O günlerde Abdi İbrahim’de Ar-Ge Direktörü idim.
Ardından Tebriz doğumlu, İran Azeri Türkleri’nden olduğunu belirtti:
- Üniversite için ABD’ye gitmek üzere İstanbul’a gelmiştim. Bir arkadaşım Türkiye’de üniversite sınavlarına girmemi önerdi. Girdim, Hacettepe Üniversitesi eczacılık bölümünü kazandım. Türkiye’de kaldım.
35 yıldır Türkiye’de yaşadığını, 3 farklı ilaç şirletinin Ar-Ge bölümlerinin kuruluşunda görev aldığını kaydetti:
- En son Abdi İbrahim’de Genel Müdür Yardımcısı iken Tahran merkezli GinnaGen İlaç’ın Türkiye’deki şirketine bir yıl öne CEO olarak transfer oldum.
Sonra sunumun ilk slaytını gösterdi:
- İbn-i Sina’dan CinnaGen’e...
İbn-i Sina’nın ortaçağda modern bilimin kurucusu, hekimlerin önderi olduğunu anımsatıp, şu sözünün altını çizdi:
- Şifasız hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka...
Şirketin Tahran’da 1994’te kurulduğunu, “biyobenzer” ilaç ürettiğini vurguladı:
- Türkiye’de de biyobenzer ilaç üretmek üzere yatırıma başladık. Çerkezköy’deki fabrikanın 30 milyon dolarlık ilk fazı 2018’in 3’üncü çeyreğinde devreye girecek. Ar-Ge ile birlikte toplam yatırım 100 milyon doları bulacak.
Türkiye ilaç sektöründe çift haneli büyümenin sürdüğüne dikkat çekti:
- Türkiye ilaç pazarının 2020’de 11.7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. 2016 yılında Türkiye’de 3.3 milyar liralık biyoteknolojik ilaç satıldı. Satılan biyoteknolojik-biyobenzer ilaçların yüzde 6’sı Türkiye’de üretiliyor.
Devlet tarafından ödenen 7 bin 500 kalem ilaç olduğunun altını çizdi:
- Bunların 168’i biyoteknolojik ürün. Yani, yüzde 2’si, toplam ilaç bütçesinin yüzde 20’sine eşit.
Çerkezköy’deki fabrikalarının devreye girmesi ile ilk aşamada 150 milyon dolarlık biyoteknolojik ilaç ithalatının durmasını sağlayacaklarını savundu:
- Çerkezköy’den bölge ülkelerine ihracat da yapacağız. İhracatımız 2023’e kadar 100 milyon dolara ulaşır. Türkiye’den 20 ülkeye ihracat planlıyoruz.
CinnaGen’in hangi şirketlerin biyoteknolojik ilaçlarının biyobenzerlerini ürettiğini sordum, yanıtladı:
- Dünyadaki çeşitli şirketlerin biyoteknolojik ilaçlarının benzerini üretiyoruz. Piyasada şu anda 12 farklı ilacımız var. 15 ülkede ruhsatlandırma çalışmalarımız sürüyor.
Ambargoya rağmen İran’ın 1994’ten itibaren biyobenzer ilaç üretimine nasıl girebildiğini sordum, anlattı:
- İlaç, ambargo kapsamında değildi. Avrupa ülkeleriyle kurulan bağlantılar, kendi bilim insanlarımızın çabaları bu kapıyı açtı. CinnaGen’in şu anda Berlin’de de Ar-Ge Merkezi var.
İran’ın “biyobenzer” ilaçta iddialı noktaya ulaşıp, Türkiye’ye yatırıma gelmesi bu alandaki başarısını gösteriyor değil mi?
İZMİR DEMOKRASİYİ ÇALIŞMAYI, YAŞAMAYI İÇİNE İYİ SİNDİRİYOR
EGE Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Başkanı Mehmet Ali Susam, Ekonomi Bakanlığı desteği ve NTV & Özgencil işbirliği ile 25-26 Ekim 2017’de İzmir’de gerçekleştirecekleri “Ege Ekonomik Forum”u anlatırken, bir meslektaşım şu iddiayı ortaya attı:
- İzmir’in birinci kuşak iş insanları cuma günleri öğlenden sonra Çeşme’ye gider, pazartesi sabahları dönerdi. 3’üncü kuşak girişimci ve iş insanları perşembeden Çeşme’ye gidiyor, salı günü dönüyor. Bu durumda İzmir’in temposunun ağırlaşması normal değil mi?
Mehmet Ali Susam, önce soruya soru ile karşılık verdi:
- İstanbul’da işinizden çıktıktan 45 dakika sonra ulaşacağınız Çeşme gibi bir yer olsa, siz de aynısınız yapmaz mısınız? İzmirli hem çalışmayı, hem de yaşamayı bilir.
Ardından mesajına biraz daha anlam yükledi:
- İzmir, çalışmayı, yaşamayı, demokrasiyi içine gayet iyi sindiren bir kenttir.
İzmir’in gelişmişlikte birinci bölgede yer aldığı bugüne kadarki teşviklerden için yararlanamadığını anımsatıp, bir örnek verdi:
- Kemalpaşa OSB ile Turgutlu OSB’yi bir dere ayırır. Turgutlu teşvikte 3’üncü bölgeye, Kemalpaşa da 1’inci bölgeye girer.
Forumun sponsorlarından DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, araya girip İzmir planını aktardı:
- İstanbul dışına ilk kez İzmir ile çıkacağız. İzmir’de ilk projemiz 450 milyon liralık yatırımla 700 konut olacak.
Susam, noktayı şu mesajla koydu:
- İzmir geride değil ama beklenen kadar ilerlememiş olabiliriz.
MALATYA’YA 150 MİLYON DOLAR DAHA YATIRACAĞIM
ÇALIK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Çalık Denim’in 30’uncu yılı için düzenlenen sergide 1987 yılını anımsadı:
- İlk denim fabrikamızı Marmara veya Trakya Bölgesi’nde planlıyorduk. Babam Mahmut Çalık, yatırımı doğduğum kente, Malatya’ya yapmam için ısrarcı oldu. İlk anda lojistik açısından kafamda soru işaretleri vardı. Şimdi, “İyi ki yatırımı Malatya’ya yapmışız” diyorum.
Son 3-4 yılda Malatya’ya Çalık Denim olarak 150 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirtti:
- Önümüzdeki 3 yılda 150 milyon dolarlık daha yatırım planlıyoruz.
Paylaş