Paylaş
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Kelley’in kitabını o günden itibaren başucu kaynağı yaptı. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “11. Sanayi Kongresi” sırasında buluştuğumuzda kitaptan örnekler sıralarken Tofaş’ın eski CEO’su Ali Pandır yanımıza geldi:
- Tom Kelley, “Anketler gerçekleri söylemez” tezini savunuyor. Öncelikle insan davranışlarını iyi bilmek gerektiğini vurguluyor. Bunun için iyi gözlem yapmak gerektiğine işaret ediyor.
Ali Pandır, bu saptamaya katıldığını belirtti:
- General Motors (GM) adına Uzak Doğu’da görev yaptığım dönemde anketlerin de etkisiyle milyar dolarlık yatırım yapılmıştı. Sonra o fabrika bölgedeki markalardan birinin üretimiyle toparlanabildi.
Mehmet Büyükekşi, bu örneğin ardından sürdürdü:
- Tom Kelley, şirketlerin inovasyonda başarı için mutlaka antropolog çalıştırmaları gerektiği üzerinde duruyor. Antropologları inovasyon için “olmazsa olmaz” görüyor.
Pandır, Tofaş’tan örnek verdi:
- Tofaş’tayken zaman zaman antropolog desteği alıyorduk. Çok da yararını gördük. Gerçekten insanlar anketlere verdikleri yanıtlardan farklı davranıyor.
Büyükekşi, Kelley’in kitabına döndü:
- 10 İnovasyon Şifresi’nden 1000 adet daha bastırdık. TİM adına yılbaşı hediyesi olarak gönderiyorum.
Pandır, TİM’in düzenlediği “İnovasyon Haftası”nı anımsattı:
- Hafta boyunca toplantıları ve Ar-Ge çalışmaları ile tasarım sergisini gezdim. Müthiş ilgi vardı.
Birkaç gün önce görüştüğüm Nam Nam ve Mikla’yı çatısı altında bulunduran İstanbul Yiyecek Grubu’nun kurucusu Mehmet Gürs de restoranlarında Anadolu’dan lezzetlere önem verdiklerini anlatırken şu noktanın altını çizdi:
- Bizim ekibimizde bir antropolog var. Anadolu’da ve ülkemizdeki yemek kültürünü etkileyen komşu ülkelerde köylere kadar dolaşır. Oralardan bize yemek örnekleri aktarır. Onlardan esinlenip mutfağımızı zenginleştiririz. Kullandığımız ürünleri de Anadolu’dan sağlamaya özen gösteririz.
TİM Başkanı Büyükekşi, “10 İnovasyon Şifresi” kitabında en kalın çizgiyle şu cümlenin altını çizdi:
- İnovasyon için antropologla çalışın.
Tofaş’ın otomobil, ticari araç geliştirip üretirken, Nam Nam ve Mikla’nın mutfağında yeni denemeler yaparken antropolog gözlemine dayanması, belli ki fark yaratmalarını sağlıyor...
Lamberjack’i aldıktan sonra İtalya’da bize bakış değişti
TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, kayınbiraderi Mehmet Ziylan’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüttüğü, kardeşi Aykut Büyükekşi’nin de yönetiminde bulunduğu Ziylan Grubu’ndan örnek verdi:
- Milano’daki Ayakkabı Fuarı’na uzun süredir Ziylan Grubu markalarıyla katılırız. Farklı ülkelerden alıcılar standımıza geldiğinde ürünlerimizi titizlikle inceler, fiyatlarımızı düşürmeye çalışırdı.
Bir süre önce İtalyan Lamberjack markasını bünyelerine kattıklarını anımsattı:
- İtalya’daki son Ayakkabı Fuarı’na Lamberjack çatısı altında katıldık. Grup ürünlerimize bakış anında değişti. Lamberjack’in temsiciliğini ülkesine çekmek isteyenler standı doldurdu. Fiyat indirmeye çalışan olmadı.
Tofaş’ın eski CEO’su Ali Pandır’a döndü:
- Lamberjack markasıyla Fiat’a araba da ürettirilmiş. O araçlardan bir-iki tane Türkiye’ye getireceğiz.
Arap müşterinin cebinden Kiğılı’nın kartı çıktı
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla gerçekleşen toplantıdan dönerken Esenboğa Havalimanı’nda Kiğılı Giyim’in patronu Abdullah Kiğılı ile karşılaştım.
Kiğılı, Ayaydın Miroglio Başkanı Yalçın Ayaydın ve Balizza’nın patronu Rutkay Çakırkaya ile sohbet ederken Bosphorus 360 adlı şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Aktürk konuğuyla birlikte yanlarına geldi:
- Abdullah Abi, bu arkadaş Suudi işadamı Osama Kutup. Sana söyleyecekleri var.
Osama Kutup, söze girdi:
- İstinye Park mağazanızdan alışveriş yaparım. Bir şikayetim var.
Kiğılı sözünü kesti:
- Şikayetini anlatmana gerek yok. Adres ve telefon numaranı ver, bir takım elbise göndererek özür dileyelim.
Kutup, cebindeki Kiğılı kartını çıkardı:
- Bakın bende indirim kartınız bile var.
Kiğılı’nın gözleri doldu:
- 1969’da İstiklal Caddesi’ndeki mağazayı açtığımda rahmetli babamdan “Ne gerek vardı” diye fırça yemiştim. O mağaza markamızın bugünlere gelmesinin temel taşı oldu. Bugün Türkiye ve yurtdışında 230 mağazamız var. Marka kartımız Türkiye dışında da ceplere girdi. Bundan büyük mutluluk var mı?
Paylaş