Paylaş
- Mazhar Adlı, Erzurum’un Çat ilçesinin bir köyündendir... Kendi köyünde ilkokul olmadığı için kar kış demeden tek yön 5 kilometre yürüyerek okula gidermiş.
Mazhar Adlı’yla araştırma gruplarında yer aldığı Harvard Üniversitesi bünyesinde ama aldığı yüklü bağış nedeniyle mali açıdan bağımsız hareket eden Broad Enstitüsü’nü gezdik. Ardından da çalıştığı laboratuvara gittik.
- Çat’tan Harvard’a kadar uzanmak nasıl oldu?
- İlkokulu bitirdikten sonra Ankara Polatlı’daki amcamın yanına gittim. Ortaokul ve liseyi onun sayesinde okudum.
- Üniversite?
- ODTÜ’de moleküler biyolojiyi bitirdim... Arkasından Sabancı Üniversitesi’nde master yaptım.
Mazhar Adlı’nın Boston’daki Harvard Üniversitesi bünyesindeki gen ve kanser araştırmalarıyla ünlü Broad Enstitüsü’ne uzanan yolculuğunda amcası ile onun oğullarının önemli rolü olmuş:
- Amcamın bir oğlu, Mehmet Zeki Adlı şu anda Tapu ve Kadastro Genel Müdürü. Diğeri Prof. Mehmet Arif Adlı da TÜBİTAK’ta Başkan Yardımcısı. Özellikle Prof. Mehmet Arif Adlı’yı kendime rol model olarak seçtim.
Prof. Mehmet Arif Adlı, 1986 ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü mezunu. Ardından 1987 yılında Japon Eğitim Bakanlığı’nın bursuyla robotik alanında yüksek lisans ve doktora yapmak üzere Japonya’ya gitmiş.
Kuzeni Mazhar Adlı da gerçekten onu izleyip, ODTÜ’de moleküler biyoloji okumuş. Arkasından Sabancı Üniversitesi’nde master, derken ABD’ye, Harvard’a kadar uzanmış:
- Broad Enstitüsü’ndeki çalışmalarınız ne kadar kürecek?
- 2 yıldır buradayım. 2 yıl daha burada kalmayı öngörüyorum.
- Sonra? Örneğin Türkiye’de pek de fazla olmayan “genetik laboratuvarı” gibi bir şey mi kuracaksın?
- Hayır. Çünkü, her gün aynı incelemeyi yapmak bana göre değil. Evet, belki çok para kazandırabilir ama benim hedefim o değil.
- Nedir hedefin?
- Nerede olur bilmiyorum ama kendi adıma bir araştırma laboratuvarım olsun istiyorum. Hedefim bu. İstiyorum ki, hep yeni şeyler araştırayım, gelişmelere katkım olsun...
Mazhar Adlı’nın ailesi yine köyde yaşıyor... Amcasının kendisine açtığı kapının bir benzerini de o abisinin çocuklarına açmaya, onları okutmaya çalışıyor...
Bir yandan da ABD’de kendi laboratuvarını kurup, moleküler biyolojide yeni araştırmalara imza atmanın planlarını yapıyor...
Mazhar Adlı da bir gün çeşitli kanser türlerine “dur” dedirtebilecek şifreleri çözecek araştırmalarıyla öne çıksa Türkiye adına iyi olur değil mi?
Boston’un ‘ördek’leri İstanbul’da işe yarar
CUMARTESİ günkü Vatan Gazetesi’nin birinci sayfasındaki, “Bu otobüsten İstanbul’a da lazım” haberini görünce aklıma Boston’daki (ABD) “Duck Tours” (Ördek Turu) araçları geldi...
Önce Vatan’daki haberi anlatayım. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de hem karada, hem suda gidebilen tur otobüsleri hizmete girmiş. Tur karadan başlıyor, nehirde de devam ediyor...
Aynı “Boston Duck Tours”da olduğu gibi...
TUSKON’un Washington Temsilcisi Hakan Taşçı, kaldığımız otelin tam karşısındaki duraktan kalkan araçları gösterip önerdi:
- Boston Duck Tours ilginç olabilir... Bu araçlar hem karada, hem suda gidiyor...
Birlikte tura çıktık... Boston’un bazı noktalarını karadan gezdikten sonra, Charles Nehri’ne yöneldik. 15-20 dakika kadar nehirde tur attıktan sonra, yeniden karaya çıkıp, kalktığımız durağa döndük...
Tur sırasında hep, “İstanbul’da böyle bir tur Haliç’i kapsayan şekilde yapılabilir mi” diye düşündüm...
32 kişinin hayatının kaybetti sel felaketinin ardından da şunu düşünmeden edemedim: “Boston’un ‘Duck Tours’da kullanılan araçları, sel sırasında Basın Ekspres Yolu’nda olsa, işe yarar mıydı?”
Kimbilir... Belki de yarardı...
İnceleme elemanının ‘ben yazarım mükellef yargıyagitsin’ deme yetkisi yok
İSTANBUL Defterdarlığı ve ardından 3.5 yıl Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Doğan Yayın Holding’e (DYH) yazılan 3 milyar 755 milyon liralık vergi ve cezayla ilgili bir not hazırlamış.
Akif Hamzaçebi, 3 milyar 755 milyon liralık cezanın üçte ikisini oluşturan KDV bölümüyle kafadan itiraz etmiş, bu görüşleri sayfamızda haber olarak da yer almıştı...
Hamzaçebi’nin hazırladığı notta, gelirler kontrolörleri ve onların raporlarını okuyan komisyonlara ilişkin teknik uyarıları var:
* Vergi kanunları, inceleme elemanlarına, “mükelleflere dilediği gibi maliyet yükleme” olanağı vermez.
* Hiçbir inceleme elemanının, “Ben yazarım, mükellef isterse yargıya gitsin” deme yetkisi yoktur.
* Diğer ilginç olan bir nokta da vergi kanunlarına açıkça aykırı yorum ve öneriler taşıyan bu raporların, “rapor okuma komisyonları”ndan nasıl geçtiğidir.
* Rapor okuma komisyonları “kararı yargı versin” deme yerleri değildir.
* Sonuçta bunların hepsi, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sorumlululuğundadır.
* Ancak, Maliye Bakanı’nın bazı atamaları, bu tür raporların yazılmasını teşvik edici niteliktedir.
Hamzaçebi’nin uyarılarını dikkate alan çıkar mı?
Paylaş