Paylaş
Prof. Valle o gün sunumuna şu sözlerle girdi:
- Doktorlar halen hastalarına tedaviyi “deneme yanılma” yöntemiyle uyguluyor. Yani, doktor muayene sonrası tedaviye başlıyor. Verdiği ilaç ve tedavi yöntemini bir süre izliyor. Olumlu gidiş görmezse, ilaçları değiştiriyor.
Prof. Valle, bu tezini biraz daha açtı:
- Birebir aynı hastalıktan şikayetçi 10 hastayı yan yana getirin. Aynı tedavi yöntemi ve ilaçlar aynı olumlu etkiyi hepsinde göstermeyebilir.
Sonra uzmanlık alanına geçti:
- Bugün, insanların genetik haritalarını çıkarmak mümkün. Genetik harita elimizde varsa, tedavi yolunu ve ilaçları belirlemede artık “deneme yanılma” yöntemi ortadan kalkar.
Prof. Valle’yi dinlerken ilk başta, “Madem öyle insanların genetik haritası çıkarılsın, en doğru tedavi yöntemi ve ilaçlar devreye girsin” diye düşündük. Ancak, daha sonra insanları gen haritasının doğuştan itibaren bilinmesinin ortaya çıkarabileceği sakıncaların tartışıldığını farkettik:
- 5 yıl sonra kanser olabileceği önceden görülebilen bir kişiyi hangi patron işe alır?
Hafta içinde merkezi Basel’de (İsviçre) bulunan dünya ilaç devi Roche’un New Jersey’de 514 bin metrekare alana yayılmış, 2 bin kişinin çalıştığı Ar-Ge merkezi Nutley’deki sunumları dinlerken Prof. David Valle’nin anlattıklarını anımsadım.
Nutley’e, Türkiye ve Hindistan’ın da aralarında bulunduğu 14 ülkeyi kapsayan Roche İlaç Geliştirme 6’ncı Bölge Başkan Yardımcısı Aslıgül Kendirci, Roche Türkiye Kurumsal İletişim Sorumluları Güler Akdağ ve Arzum Şatır’la birlikte gittik.
Nutley’de Başkan Yardımcısı ve Bilim Başkanı Jacques Banchereau, Başkan Yardımcısı Nader Fotouhi, Direktörler Maria Fuentes, Hans Bitter, Louis Lombardi, David Mark, Araştırma Liderlerinden Janet Diratsaoğlu ve Kurumsal İletişim Direktörü Darien Wison’u dinledik.
Hemen hepsinin sunumunda birleştiği en önemli kokta şuydu:
- Artık “kişiye özel tedavi” yöntemlerine odaklandık.
Nutley’e giderken Aslıgül Kendirci de aynı konu üzerinde durmuştu:
- Bazı ilaçlarımız “kişiye özel tedavi” özelliğine sahip. Bu yeni teknoloji giderek gelişecek.
Darien Wilson, önce Nutley’i tanıttı:
- Burası Roche’un en büyük Ar-Ge merkezlerinden biri. Roche 1990’da çoğunluk hisselerini aldığı Genentec’i 2009’da tümüyle bünyesine kattı. Kanser ilaçlarına dönük araştırma yönü çok daha güçlü hale geldi.
Ardından Nader Fotouhi, “kişiye özel tedavi”ye temel oluşturan bakış açılarını anlattı:
- İlk yaptığımız şey, hastalığın kaynağını anlamak. Hastalığı yaratan etkenler neler, nereden geliyor? Sonra hastaların biyolojik yapısı üzerinde duruyoruz. Buna bağlı olarak, geliştirdiğimiz ilacın hangi hastada nasıl etki gösterdiğine odaklanıyoruz. Yapılan araştırmalar, bir ilacın benzeri hastalıktan şikayetçi insanların tümünde aynı olumlu etkiyi göstermediğini ortaya koyuyor.
Sonra Roche’un ilaç geliştirmedeki gücünü ortaya koyan veriyi paylaştı:
- Çok zengin bir portföye sahibiz. İlaca dönüşme aşamasına gelmiş veya çok yaklaşmış 44 yeni molekülümüz var.
Johns Hopkins Medicine’da Prof. David Valle, “kişiye özel tedavi”nin ilk ipuçlarını vermişti...
Roche’ta da dünya ilaç devlerinin “kişiye özel tedavi”nin ilaç tarafındaki çabalarını dinledik.
Gerçekten “kişiye özel tedavi” mümkün olabilecek mi?
İlacın bir hastalığı iyileştirirken, diğer organlara verdiği zarar önlenebilecek mi?
Sağlıklı hücreye dokunmuyor ama kötü hücreyi öldürüyor
NUTLEY’in Başkan Yardımcılarından Nader Fotouhi, kanserle ilgili gelişmelere değindi:
- Her geçen gün kanseri daha iyi anlar hale geliyoruz. Bazı kanser türlerinde kesin tedavi yöntemlerine ulaşılmamış olsa da, hastaların yaşam kalitesinin iyileşmesi sağlanabiliyor. Kimi kanser türlerinde hastalığın daha fazla ilerlemesi frenlenebiliyor.
Yeni geliştirdikleri bir ilaçtan örnek verdi:
- Cilt kanseri için geliştirdiğimiz ilaç, hedefe odaklanıyor. Yani, kanserli hücreleri öldürüyor ama sağlıklı hücrelere zarar vermiyor.
Geçmişe dönüp baktığımızda, dünya ilaç devlerinin birçok ürününün zamanla vücuda yan etkileri ve zararları ispatlanınca
toplatıldığını görüyoruz...
O yüzden, “İlaç sadece kötü hücreyi öldürüyor, sağlıklı hücreye dokunmuyor” sözü çok iddialı duruyor...
İlacın vücutta gittiği noktayı izleyebiliyoruz
NUTLEY’e girdiğimiz andan itibaren sıkça duyduğumuz, “Kişiye özel tedavi”nin bazı ayrıntılarını Yardımcı Direktör Hans Bitter’den dinledik:
- Önceliğimiz hastalığı daha iyi anlamak. Biyologlar ve bilim adamları çok yakın çalışıyor. Gen testleri, protein testleri ve biopsiler bize yardımcı oluyor. Örneğin, biopside alınan parçayı tercüme etmeye çalışıyoruz.
- Ne demek tercüme etmek?
- Diyelim ki biopside alınan parça hastalık belirtisi içeriyor. Biz, o hastalığın seyrinin nasıl gelişebileceği konusunda öngörülerde bulunabiliyoruz.
Hans Bitter, “kişiye özel tedavi”ye altyapı oluşturmak üzere, Afrika kökenli Amerikalılar, Asya kökenliler, Japonlar üzerinde yapılan araştırmalardan söz edince şu nokta kafama takıldı:
- Sizin sözünü ettiğiniz, “kişiye özel tedavi” değil, daha çok “ırklara özel tedavi” gibi görünüyor.
- Tam öyle değil ama tedaviye verilen cevap, ırklara göre değişebiliyor. Ancak, biz mümkün olduğunca ırklardan daha alt gruplara yöneliyoruz.
Bitter, şu ayrıntının da altını çizdi:
- Biz ilacın vücutta izlediği yolu görebiliyoruz.
- Nasıl görebiliyorsunuz?
- MR tekniğiyle bunu yapmak mümkün olabiliyor...
İlacın vücutta izlediği yolu görmek, bir gün yan etkileri tümüyle ortadan kaldıracak inovasyona kapı açar mı?
Bağışıklık sistemine iyi bakıyoruz
NUTLEY’in Başkan Yardımcısı ve CSO’su Jacques Banchereau, öncelikle Hepatit B ve C üzerinde durdu, sonra ilaç geliştirmedeki bir başka yöne vurgu yaptı:
- İnsanların bağışıklık sistemi üzerinde duruyoruz. Alerjiye odaklanıyoruz. İlaç geliştirirken bu verilere göre hareket ediyoruz.
Nutley’in ilaç geliştirirken başka Ar-Ge şirketleriyle işbirliği yaptığını belirtti:
- 150 partner şirketle çalışıyoruz.
İşin akademik üzerinde de durdu:
- Dünyada önde gelen 10 üniversiteyle birlikte çalışıyoruz.
Proteinleri buldukça tedavi başarılı oluyor
NUTLEY’de son dinlediğimiz Direktör Louis Lombardi oldu:
- Vücutta 500’den fazla protein var... Proteinleri buldukça, tedavi başarıya ulaşıyor.
Roche İlaç Geliştirme 6’ncı Bölge Başkan Yardımcısı Aslıgül Kendirci, buna meme kanserinden örnek verdi:
- Örneğin Türkiye’de kadınların yüzde 20’si HER2 pozitif.
- Ne demek bu?
- HER2 protein. Meme kanseriyle ilgili ilaç ona göre kullanılıyor ve başarıya ulaşabiliyor.
Lombardi, kendi uzmanlık alanından devam etti:
- Hücrelerden sinyaller alınabiliyor, ona göre tedavi yöntemleri geliştirilebiliyor.
Sonra işi daha ileri götürdü:
- Normalde ilacı aldığınızda bütün vücuda yayılır. Biz sadece bozuk hücreye yönelmesini hedefliyoruz.
- Nasıl olabiliyor böyle birşey?
- İlacın vücutta izleyeceği yolu belirlemek mümkün.
Hedefe kilitlenen roket gibi, vücutta izleyeceği yol belirlenmiş ilaç...
İnsanın inanası gelmiyor...
Paylaş