Paylaş
- 3 Ağustos 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Abidin Daver imzasıyla yayınlanan röportaj, Nuri Demirağ’la yapılmış. Yazını başlığı şöyle: İlk hususi Türk tayyare fabrikasında bir saat.
Ardından Nuri Demirağ’ın sözlerinden alıntılar yaptı:
- Gökçülüğün memleket için hayati bir ehemmiyeti olduğuna iman etmişimdir. Gökçülük kelimesini yadırgamayınız. Havacılık tabiri hoşuma gitmiyor, teneffüs ettiğimiz havayı hatırlatıyor.
Demirağ’ın şu sözünün altını çizdi:
- Göklerine hakim olamayan bir milletin akibetinin felaket olacağına kani olduğum (inandığım) için “Göklerine hakim olamayan millet yerlerde sürünmeye mahkumdur” diye bir vecize tertib ettim ve bu fabrikayı tesise karar verdim.
Demirağ’ın temelini 1936’da attığı fabrikası için önüne koyduğu hedeflere vurgu yaptı:
- Avrupa ve Amerika’dan lisanslar alıp tayyare yapmak istemiyorum. Ben, Türk tayyareciliği yaratmak istiyorum. Ne kadar para verirseniz verin, hiç kimse bir başka devlete en yeni tayyaresini vermez.
Adnan Dalgakıran, Demirağ’ın sözlerini özetledikten sonra şu konu üzerinde durdu:
- Eğer petrol ve gaz bulmamız söz konusu değilse, kendi üretim araçlarımızı üretmek zorundayız. Türk makine sektörü epey yol aldı. Ancak, mevcut düzeyi yeterli görmüyoruz. Yüksek katma değerli makineler üretilmesi için çok ciddi “havuç” gerekiyor.
Türkiye’nin eski makine çöplüğüne dönüştürüldüğünü savundu:
- Türk insanı son teknolojiyi kullanmaya çok çabuk uyum sağlıyor. Birçok alanda son teknolojiyi kullanmakla övünüp, 20 yaşındaki makine ithalatına kapıyı açık tutmak tezat değil midir?
Makine sektöründeki dış ticaret açığı üzerinde durdu:
- 2012’de Türkiye makine ithalatına 27 milyar dolar harcadı. İhracatımız 13 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. İç pazara satışımız 15-20 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. İthal edilen makinelerin yüzde 70’i Türkiye’de üretiliyor. Buna karşın kamu dahil, birçok kurum ve kuruluş ısrarla yabancı makine kullanıyor.
Sektörün 2023 hedefini anımsattı:
- 2023’te 100 milyar dolarlık ihracatı yakalamayı hedefliyoruz. Bunun için yılda ortalama yüzde 20 büyümemiz, yani sıçramamız gerekiyor. Şu anda sektörümüzün kilo başına ihracat geliri 6.5 dolar düzeyinde. Bu rakam Türkiye ortalamasının üzerinde olsa da yeterli görmüyoruz.
Önündeki bir başka kitabı gösterip, ekledi:
- “Makine Hikayeleri” adlı kitabımızın ikincisi çıktı. Bu kitapta 50 yılı geride bırakmış 25 üreticinin öyküleri yer alıyor. Uygun yatırım ortamı olduğunda üyelerimizin 2-3 kat büyümeye dönük yatırım yapabileceğini görüyoruz. Bu kitap da öyle bir potansiyel olduğunu gösteriyor.
Adnan Dalgakıran, sektörün sıçrayarak büyümesi için ciddi “havuç”a (teşvik) ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
13 milyar dolarlık ihracatın 10 yılda 100 milyar dolara çıkması için ne kadar “havuç” gerekiyor?
Paylaş