İSTANBUL Yaklaşımı sıkıntıdaki şirketlerin sorunlarını ne kadar çözebilecek? Kaç şirket bu formüllerle kurtulabilecek?
Bu soruların yanıtı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yapacağı düzenlemelere bağlı. Ama bu arada, bankalar bastırıyor, şirketler sıkışıyor, sıkı pazarlıklar dönüyor. İşte bir örnek...
Orta büyüklükteki bir holdingin patronları, 2001'de sıkıntıya girince, yönetimi profesyonel ekibe teslim etti. Bankalarla konuşuldu, 200 milyon dolarlık borcun yeniden yapılandırılıp ödenmesi gerektiği ortaya çıktı.
Patronlar öncelikle evlerini satıp, bir-iki küçük acil borcu ödeyip, birara restoran olarak hizmet veren eski bir konağa taşındılar.
Sonra, ‘‘Türkiye'deki bazı şirketleri satıp küçülmek mi, dışardakileri satıp, içerde çarkı döndürmek mi?’’ sorusuna yanıt aradılar.
‘‘Türkiye'de birçok şirketin, tesisin değeri kelepir fiyatına düştü. Oysa yurtdışındaki şirketlerin değerinde en azından bir erime yok’’ deyip, onları elden çıkarma kararı aldılar.
Bu satışdan 100 milyon dolara yakın gelir bekliyorlar. İçerde de bazı gayrimenkulleri ya bankalara devretme ya da satma planları var...
Alacaklı bankalar planı beğenmiş, gözleri BDDK'da.
Operasyonu yöneten üst düzey yönetici, bankacıların zordaki şirket patronlarına bakışını üç aşamaya ayırıyor:
Birinci aşama: Yurtdışındaki paranızı getirin, borcu ödeyin.
İkinci aşama: Paranız yok anladık, şirketlerinizi satın, borcu ödeyin.
Üçüncü aşama: Şirket hissesi, gayrimenkul, para, ne olursa kabul.
Bankaların da işi zor, şirketlerin de...
Bu zor dönemin sonunda önemli olan Türkiye'nin kazanması...
Kredi kartı borçları bile 5 milyon dolar
BANK Kapital davasında eski patron Mahmut Ceylan ve iki arkadaşı için verilen tahliye kararının gerekçesi şöyleydi: ‘‘Sanıklar serbest kalmaları halinde borçlarını ödeyerek devlete fayda sağlayabilir.’’
Bu tahliye kararı, bir bankacının aktardığı ilginç anektodu hatırlattı.
El konulan bankalardan birinin yönetimine atanan genel müdür yaptığı incelemeden sonra, bankanın eski sahiplerinin kalabalık aile fertlerine limitsiz kredi kartı kullandırmış olduğunu görür.
Tamam, banka sahibi ailedir, limiti olmayabilir... Ancak, hesap çıkar, genel müdür inanamaz. Ailenin kredi kartı borcu tam 5 milyon dolardır.
Aile, kendi bankasını, mahallede açtıkları bakkal dükkanı gibi görmüş, kredi kartı borcunu bankaya el konulan güne kadar hiç ödememiştir.
Genel müdür, konuyu bir skandala dönüşmeden kapatmak için aile fertlerinden birine görüşmeye gider ve ‘‘Beyefendi, şirketlerinizin borçları için bir ödeme planı yapılır. O sonraki bir iş. Ama, hiç olmazsa şu 5 milyon dolarlık kredi kartı borcunuzu ödeyin’’ der.
Aldığı yanıt, ‘‘Gücümüz yok, ödeyemeyiz’’ olur...
5 milyon doları ödeyemeyen, büyük borçları nasıl ödeyecek?
Banker katibiyim bu işi bilirim
PETROL Ofisi'ndeki kamu payının yüzde 15'lik bir bölümünün daha halka arzına karar verildiği günlerde Özeleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) ekibi, bağlı oldukları Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'ya brifing verdi.
ÖİB ekibi Bakan Karakoyunlu'ya, ‘‘İçerden gelecek talebin hisselerin rayiç fiyatı üzerinden 600 milyon dolar olmasını bekliyoruz’’ dedi.
Karakoyunlu, ‘‘Ben banker katibiyim arkadaşlar, bu işi bilirim. Gelecek talep 400 milyon doları aşmaz’’ yanıtını verdi.
Ön talep toplandı. İç piyasadan 397 milyon dolarlık talep geldi.