Eşdeğer ilacı ’ikinci sınıf’ görmeyin devlet ve halk tasarruf etsin

Nezih Barut’un davetine uydum, geçen haftaki yönetim kurulu toplantısına konuk oldum. Önce yönetim kuruluna bir göz atalım:

Nezih Barut (Başkan): Abdi İbrahim İlaç

Tandoğan Tokgöz (Başkan Yardımcısı): Mecofarm İlaç-Kozmetik Tanıtım

Ali Cüneyt Arpacıoğlu: Adeka İlaç

Murat Barlas: Liba Laboratuarları

Sedat Birol: Eczacıbaşı İlaç

Murat Çelikkanat: F. Frik İlaç

Bülent Karaağaç: Bilim İlaç

Cengiz Sezen: Mustafa Nevzat İlaç

Hasan Ulusoy: Nobel İlaç

Turgut Tokgöz: Genel Sekreter

Söze Başkan Nezih Barut girdi, sonra arkası geldi. İEİS Yönetim Kurulu’nun ortak kanısı şu:

Başta ABD olmak üzere dünyada eşdeğer ilaç kullanımına doğru bir kayma var. Oysa bizde 7 yıldır oranlar hiç değişmiyor.

Onlar anlattıkça, sorularımla araya girdim:

Türkiye pazarında referans (orjinal) ilaçla eşdeğer ilaç oranı nedir?

-Kutu bazında yüzde 50-50 gibi. Değer bazında ise yüzde 70’le referans ilaçlar önde.

Eşdeğer ilaç kullanım oranının artmamasının nedeni ne?

-Adı ya da tanımı "eşdeğer" olunca, doktorundan hastasına kadar birçok kesim, "ikinci sınıf ilaç" gibi görüyor.

Biri "orjinal", diğeri "eşdeğer" olduğuna göre, böyle bir bakış doğal değil midir?

- Elbette doğal görülebilir. Ancak, toplum olarak bu bakışı kırmamız gerekir.

Nasıl kırılacak?

- "Referans" ya da diğer adıyla "orjinal" ilaç, molekülü bulan kuruluşu korumaya dönük uygulama. Koruma süresi bittikten sonra üretilen "eşdeğer" ilaçların "orjinal"den farkı yoktur. Dünyada da böyledir.

Ya bizde?

- Bizde artık dünyanın en iyi fabrikaları var. ABD’den, Avrupa’dan gelenler fabrikalarımıza hayran kalıyor.

Fabrikaların iyi olması eşdeğer ilaca bakışı değiştirmeye yeter mi?

- Hükümet de desteklemeli. İlaçta yüzde 20 olan hasta katkı payı, "eşdeğer" için 10’a indirilmeli.

 Peki "eşdeğer" ilaca yönelmenin kime ne yararı var?

- "Eşdeğer" ilaç kullanımının devlete 5 yılda sağladığı tasarruf 3.8 milyar TL. Yani, devlet ilaca 3.8 milyar TL daha az kaynak ayırmış. Aynı şekilde vatandaşın da cebi korunuyor.

İEİS Yönetim Kurulu’nun "eşdeğer ilaç" çağrısını dikkate almakta yarar var...

İlaçları anlatmaya tam fren konuldu 15 bin kişi işsiz kalabilir

NEZİH Barut Başkanlığındaki İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu’nda konuşulan önemli konulardan biri de "ilaç tanıtımı"na konulan sert frendi.

İlaç şirketlerinin doktorlara "rüşvet" gibi gerçekleştirdiği, "kongre" görünümlü ama eşli dünya gezilerinin ölçüsü kaçınca, doğal olarak bu işe bir fren konulmuştu.

Ancak, ocak ayından itibaren fren daha da sertleşmiş. Ocak ayına kadarki uygulamada, doktorlara dönük ilaç tanıtımı, 15.30’dan sonra yapılabiliyormuş. Şimdi bu saat, "mesai bitimi" şeklinde değişmiş.

İEİS Yönetim Kurulu, bu durumdan rahatsız:

Bize ilacı tanıtmak için ya doktorların öğlen yemek aralarını yakalamak ya da akşam evlerine gitmek kalıyor.

- İlaçları doktorları ille de birebir anlatmak mı gerekiyor? Yazışmalarla, elektronik ortamda yapılamaz mı?

Birebir anlatmak daha önemli. Hem, ilaç tanıtımından ekmek yiyen 15 bin kişi var.

- Yani?

Yanisi şu, Türkiye’de işsizliğin rekor kırdığı bir dönemde, ilaç pazarlaması yapan 15 bin kişi de işsiz kalabilir.

- Çözüm nedir?

Ocak ayına geri dönmek. Saat 15.30 sonrası tanıtım kuralına herkes uyuyordu. Yine o uygulamaya dönülse daha iyi olur.

İşin tadını kaçırmadan, doktorlara "rüşvet"e dönüştürmeden ilaç tanıtımı yapmanın bir zararı var mı?

FDA müfettişleri bile ucuz diye Türkiye’den bavulla ilaç götürüyor

İLAÇ Endüstrisi İşverenleri Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu, Türkiye’deki ilaç fiyatlarının "ucuz" olduğunu iddia ediyor:

Avrupa’da en ucuz ilaç Makedonya’da satılır. Ucuzlukta ikinci ülke Polonya, üçüncü de biziz.

İlaç fiyatları en son nisan ayında yüzde 8 artırılmış. İEİS Yönetim Kurulu bu konuda da dertli:

1 Euro 1.95 TL’ye fikslendi. Oysa 2.15 TL düzeyinde. Yani, fiyatta yüzde 10 kaybımız var.

Bir yönetim kurulu üyesi, hem fiyat düşüklüğüne, hem de kaliteye dikkat çekmek için örnek verdi:

Biz ABD’ye ilaç satıyoruz. FDA’dan müfettişler fabrikamıza inceleme yapmaya gelmişti. Onlar Türkiye’deki ilacın kalitesinin ve ucuzluğunun farkında. O yüzden buradan bavulu doldurup ilaç götürüyorlar.

Türkiye’den bavulla ABD’ye ilaç taşıyanları da böylece ilk kez öğrenmiş oldum...

Bana çok çarpıcı geldi doğrusu...