Dışişleri Bakanlığı’ndan dünyada ‘satılık banka’ tüyoları istedi, hedef tahtasına Çin’i de koydu

Babacan, Türk bankacılık sektörünün krizde gösterdiği sağlam duruş başarısından söz edince sorduk:
- Kamu bankalarına yurt dışında banka almaları konusunda bir hedef verdiniz mi?
- Dışişleri Bakanlığımızın dünyadaki tüm temsilcilerine, “Gözünüzü açık tutun, bulunduğunuz ülkelerdeki satılık bankaları bize bildirin” mesajı verdik. Onlardan bize bilgi geldiğinde arkadaşlarımız hemen gidip inceleme yapıyor.
- En çok hangi ülkede banka alınmasını istersiniz?
- Başta yakın çevremiz olmak üzere dünyada her fırsata bakıyoruz. Ziraat Bankası’ndan Çin’de bir banka sahibi olması konusunda çalışmalar yapmasını istedim.
Babacan, bu noktada Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Xi Jinping’le Türkiye’yi ziyareti sırasında yaptığı görüşmeyi anımsadı:
- Jinping’e, “Biz bir Çin bankasına, siz de Türk bankasına lisans verin” dedim. Bu konuda anlaştık.
Sonra Makedonya örneğini verdi:
- Halk Bankası, bir süre önce Makedonya’da bir banka aldı. Adını da Halkbank yaptı. Ziraat Bankası da oradaki bankasını Halkbank’a devretti. Şimdi Makedonya’ya gidenler her tarafta Halkbank şubesi görüyor.
Ziraat Bankası’nın da Bosna-Hersek’te güçlendiğine vurgu yaptı:
- Ziraat Bankası’nın da Bosna-Hersek’e odaklanmasını istedik. Arkadaşlarımız bu yönde çalışmalar yapıyor.
Babacan, yeri gelmişken Türkiye’de banka satın alan veya ortak olan yabancıların memnuniyetinin altını çizdi:
- Geçenlerde Yapı Kredi Bankası’nın ortağı UniCredit’in CEO’su geldi. Türkiye’den kâr payı götürmediklerini, Yapı Kredi’nin sermayesinin güçlenmesine özen gösterdiklerini vurguladı.
- Siz ne yanıt verdiniz?
- Kendisine, “O kaynağı Türkiye’de değerlendirmekten daha iyi seçeneğiniz var mı?” dedim.
Citigroup örneğine değindi:
- Koskoca Citigroup bile kaynak ihtiyacı olduğu zaman elindeki Akbank hisselerinin bir bölümünü sattı. Bu kararı Akbank’ı beğenmediğinden değil, en iyi getiriyi oradan sağlayabildiği için verdi.
Bankaların yüksek kâr payı dağıtmak yerine sermayelerini güçlendirmeleri gereğini vurguladı:
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bu yöndeki kararı geçerliliğini koruyor. Bankalarımız büyümeyi sürdürüyor. Büyümeyi karşılayacak sermaye gücünü de sürdürmeleri gerekiyor. Biz kamu bankalarından 2011’de çok sembolik temettüler aldık. Merkez Bankası çok yüksek temettü verince, kamu bankalarından fazla temettü talep etmedik. Onlar da kârlarının asıl bölümünü sermayeye katma fırsatı yakaladı.
Bu yöndeki tavsiyelerini G-20’de de gündeme getirdiğine dikkat çekti:
- Sorunlu bankalara sermaye gücü katılmasının daha doğru olduğunu kendi deneyimlerimizden G-20 ülkelerine anlatıyoruz.
Çin’de bugüne kadar kendini gösterebilen Türk bankası, orada temsilciliği bulunan Garanti Bankası oldu... Garanti Bankası temsilciliği bir anlamda Çin’e her yeni giden Türk şirketine rehberlik görevi de gördü...
Şimdi Ziraat Bankası’nın Çin’de bir banka sahibi olması, dünyanın ekseninin kaydığı bölgeye yönelik önemli adım açılımı ortaya koyar...
Çin’de bir Türk bankasının bulunması, dünya devi ülkeye açılacak Türk şirketlerine de güç verir...

Halkbank’ın hisselerini blok alabilecek güç 1-2 yıl çıkmaz

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan’a Halkbank’ın hisselerinin bir bölümünün daha halka açılması çalışmalarının hangi aşamada olduğunu sorduk:
- Halkbank’ın halka açıklık oranının yüzde 48-49’a çıkmasını istiyoruz. Bunun için uygun ortama bakacağız. Acelemiz yok.
- Blok satış da seçenekler arasında var mı?
- Halkbank’ın hisselerinin bir bölümünü blok olarak alacak güç şu anda Avrupa bankalarında yok. 1-2 yıl daha bu gücü kendilerinde göremeyeceklerini sanıyorum. Dolayısıyla pratikte blok satış bek mümkün görünmüyor.

Yeni TTK’da yapılacak değişiklikte rehberimiz ‘dürüst vatandaş’ olacak

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yapılacak değişiklikleri pazartesi günü yeniden ele alacaklarını bildirdi:
- Adalet Bakanlığımız başta TOBB olmak üzere tüm taraflarla birlikte bir çalışma yaptı. Hangi maddelerin değişmesi gerektiğini ortaya çıkardı. Aslında değişiklik, yeni TTK’nın maddelerinin en fazla yüzde 3’ünü bulur.
Yeni TTK’nın TBMM’de yeteri kadar tartışılması zamanı olmadığını anımsattı:
- Kanun çok beklemişti. Hızlı çıkarabilelim diye muhalefetle anlaşmıştık. Madde madde tartışmadık. O yüzden yürürlük tarihini 1.5 yıl sonraya bıraktık. Kamuoyu, taraflar görsün, sıkıntı yaratacak tarafları ortaya çıksın istedik.
- Yasadaki hapis cezaları önemli ölçüde ortadan kalkıyor değil mi?
- Yeni TTK’da değişiklik yapma konusu gündeme geldiğinde arkadaşlarımıza, “Öncelikle vatandaşlarımızı dürüst kabul edeceğiz. Kanun, vatandaşlarımızı peşinen suçlu gibi görmemeli” dedik.
Kasten usulsüzlük yapanları ayırmak gerektiğini kaydetti:
- Vatandaş farkına varmadan bir yanlışlık yapmışsa, onu suçlu görmemek gerekir. Ancak, kasten usulsüzlük yapan da en ağır cezayı görmeli.
Yeni TTK’yı hazırlayan Komisyon’un Başkanı Prof. Ünal Tekinalp, “Yasada 1 maddeyi değiştirmek bile en az 70 maddeyi etkiler” diyor, değişiklik yapılmasını pek içine sindiremiyor...
Ancak, yasadaki bazı maddelerin başta iş dünyası olmak üzere vatandaşları tedirgin ettiğini hükümetin görmezden gelmesi de pek mümkün görünmüyor...

Avrupalı bakanlar Babacan’la ikili görüşme kuyruğuna girdi

OECD’nin Bakanlar Konseyi Başkanlığını 26 yıl aradan sonra Türkiye adına üstlenen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Paris’te iki gün boyunca Avrupalı mevkidaşlarının ilgi odağı oldu.
Babacan’ın ikili görüşmelerinin başında Fransa’nın yeni Maliye Bakanı Pierre Moscovici yer aldı:
- Sayın Moscovici görüşmeyi kendisi istedi. İyi bir görüşme oldu.
- Fransa’nın Türkiye’ye karşı tavrının yumuşamasını bekliyor musunuz?
- Sayın Hollande’nin işbaşına geçmesi, ilişkilerimizi daha iyi noktaya taşıyacak gibi görünüyor. Verilen mesajlar da o yönde. Öncelikle onların programlarını ortaya koymalarını beklemek gerekiyor.
- Başka ikili görüşmeniz oldu mu? Talepler hep karşı taraftan mı geldi?
-Başta Fransa, İngiltere ve Almanya olmak üzere bakanlarla görüşmeler yaptık. Talep hep onlardan geldi.
Türkiye’nin OECD’deki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kadri Ecvet Tezcan anımsattı, Babacan aktardı:
- Toplantılara İngiltere’den iki bakan katıldı. Bakanlardan biri bana, “Sizin konuşmanızda sıraladığınız verileri anlatmayı ben de çok isterdim” dedi. Kendilerine, “Aldığınız reform kararlarının arkasında durun, zor adımlardan çekinmeyin, başarıyı yakalarsınız” tavsiyesinde bulundum.

İran’dan petrolü TL’yle almak cari açıkta bizi rahatlatıyor

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan’a İran, Rusya ve Çin’le yerel para birimleriyle dış ticaretin nasıl yürüdüğünü sorduk:
- Yerel para birimiyle dış ticaret anlaşması en çok İran’da işimize yaradı. İran’dan petrolü TL’yle alıyoruz. Cari açık açısından bizi nispeten rahatlatan bir kaleme dönüştü İran petrolü.
Konuyu ABD’yle İran’a uygulanan ambargoyu görüşürlerken de gündeme getirdiklerini aktardı:
- Biz ABD’ye İran’dan petrol ithalatımızı tamamen kesemeyeceğimizi söyledik. Hem cari açık açısından, hem de asfalt üretimi nedeniyle. Tüpraş duruma baktı, yüzde 20 azaltabileceğini söyledi İran’dan petrol alımını. Biz de bu yönde karar aldık. Ayrıca İran, petrolü daha uzun vadeli de veriyor.
Aynı yöntem Rusya’dan gaz alırken de devreye giremez mi?

‘Fiskos’ yöntemiyle teşvik çok yanlış, kimseye vermeyiz

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, yeni teşviklerle ilgili kanun değişikliklerinin Maliye’nin hazırladığı Torba Yasa’yla çıkacağını belirtti:
- Çıkacak yasa maddeleri Bakanlar Kurulu’na yetki verecek. Sonra birçok uygulama Bakanlar Kurulu kararları ve yönetmeliklerle netleşecek.
- Çok büyük yatırıma gelecek yabancılara özel teşvik vermeyi düşünüyor musunuz?
- Ayrıcalıklı teşvik çok yanlış olur. Bir gruba, şirkete özel teşvik vermek, yatırımcıların genelinin güvenini sarsıyor.
Hyundai örneğini anımsadı:
- Hyundai bir ara çok istedi ayrıcalıklı teşvik vermemizi. Onlara, kapı arkasında fiskos yaparak kimseye özel teşvik veremeyeceğimizi açıkça söyledik.
- O yatırım Çek Cumhuriyeti’ne yönelmişti değil mi?
- Öyle ama o fabrika şu anda kapalı...