Devletin tepesindekine suçu yükleyemezsiniz

9. CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, Türkiye'de ve dünyada olan biteni yakından izliyor. Heyetler kabul ediyor, davetlere katılıyor, konuşuyor.

Geçen hafta Hürriyet'e konuk olan Demirel'in Türkiye ve dünyadaki gelişmelerle ilgili görüşlerini Yener Süsoy'un kaleminden okudunuz.

Sohbetin İmar Bankası ve Uzanlar bölümünü de ben aktarayım. Demirel'e bu konudaki ilk sorum şöyleydi: ‘‘Türkiye'nin 40 yılında siz varsınız. ÇEAŞ ve Kepez'e el konulmasıyla başlayıp, İmar Bankası'yla büyüyen bir Uzan olayı yaşıyoruz. Olan biten, geçmiş yönetimlerin de hatası olduğunu gösteriyor. Bu gelişmeler üzerine hiç, ‘Keşke şunları yapmasaydım' dediğiniz oldu mu?’’

Demirel
’in ‘‘Ben 1993'ten beri icrada değilim’’ yanıtı üzerine, araya girdim: ‘‘Efendim, Uzanlar'ın ÇEAŞ'ı, Kepez'i, İmar Bankası'nı alıp büyüdüğü yılların bir bölümünde siz icrada vardınız.’’

Demirel
, söze şöyle devam etti: ‘‘Devletin mekanizmaları var. 20 banka son üç yılda battı. İnsanlar ‘sıra kime gelecek' diye düşünüyor. Ortada ispatlanmış birşey yok. Kanunun suç saymadığı şeyleri suç sayamazsınız.’’

Demirel
’e bu kez, ‘‘20 bankada 40-50 milyar dolar gitti. Sahiplerinin, yöneticilerinin hiç mi suçu yoktu?’’ sorusu yöneltildi. Yanıtı şöyle oldu:

‘‘Yolsuzluk olmamalı, tamam. Mücadele ederken hukuka uymak önemli.’’

Demirel
'e ‘‘sorumluluk’’ işini hatırlattım, yanıtı ilginçti: ‘‘Devletin tepesinde oturana suçu yükleyemezsiniz. Devletin diğer mekanizmaları var. Ülkede her olan bitenden başbakanı sorumlu tutmak olur mu?’’

Bu noktaya kadar Demirel'in ağzından, ‘‘İmar Bankası sahipleri ve yöneticileri şöyle hatalı, böyle hatalı’’ gibi bir söz çıkmadı.

Üsteledim: ‘‘Efendim, peki Uzan olayıyla ilgili yorumunuz nedir?’’

Belli ki bu kez aklına batan Egebank'ın eski sahibi yeğeni Murat Demirel geldi: ‘‘Adamı 600 gün içerde yatırıyorsun, suçunu bile söyleyemiyorsun. İnsaf üzere hareket edilmeli. Yolsuzlukla mücadelede dikkatli olmak lazım. Suçlular bulunup, cezalandırılsın. Zarar, ziyan büyümeden çözüm bulunsun. Bankaları 15 milyar dolar zararla aldınız, şimdi zarar 40 milyar dolara çıktı. ‘Yöntem yanlıştı' diyenler var. Ben demiyorum ki, ‘Herşeyi hoş görelim'. Yapanın yanına kár kalmasın, ama bir sonuca varılsın.’’

Demirel
, ‘‘1993'ten itibaren icranın başında değilim’’ derken, Cumhurbaşkanlığı döneminde yeğeni Yahya Murat Demirel'in Egebank'ı için Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e özel mektup gönderdiğini unutuyor.

Demirel'in Uzan olayı konusundaki sorulara verdiği yanıtlar, İLKSAN skandalı sırasındaki, ‘‘Verdimse ben verdim’’ mantığını da anımsatıyor.

Türkiye'de ‘‘Yüce Divan’’ mekanizması iyi-kötü işliyor. Eski Başbakanlar Bülent Ecevit ile Mesut Yılmaz'a ‘‘Yüce Divan’’ yolu deneniyor.

Demirel ise hálá ‘‘Devletin tepesindekine suç yüklenemez’’ diyor.

Devletin tepesindeki, hesabı sadece sandıkta mı vermeli? Bu yeterli mi?

Raporuna 14'e 4'ü neden yazmadın

İMAR Bankası'nda tutuklamalar başladı. Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) hálá bazı sıkıntıları söyleniyor.

İddia o ki, İmar Bankası'yla ilgili raporu hazırlayan Bankalar Yeminli Murakıbı'na, ‘‘Rapora Bankalar Kanunu'nun 14'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasını da ekle’’ denilmiş, ancak Murakıp bunu yapmamış.

İmar Bankası'na kamuoyunda ‘‘hortum maddesi’’ diye bilinen 14'e 4'e göre el konulsaymış, hukuki süreç daha hızlı işlermiş.

İnceleme, soruşturma, yargılama ilerledikçe, doğru-yanlış anlaşılacak.

Söz murakıplardan açılmışken, pazartesi günkü yazımla ilgili bir düzeltme yapayım. Ben ‘‘İmar Bankası'nda ilk dinleme cihazı 1994'te yakalandı’’ diye yazmıştım. Bana gelen belgede banka adı yoktu, ancak belgeyi gönderen arkadaşın notlarına İmar Bankası diye girmişti.

Olay tümüyle doğru, ancak banka Uzanlar'ın diğer bankası, Adabank olacaktı... Neyse, önemli olan dinleme işini kimin yaptırdığı değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları