Ortaokul için Yıldızeli Öğretmen Okulu’na başladı... Maddi sıkıntılar yüzünden yarım bırakıp, cebinde yol ve somun parasıyla Sivas’ın, oradan da İstanbul’un yolunu tuttu.
O dönemde (1951) kapıcılık yapan bir akrabalarının yanına yerleşti. Bir süre sonra Eskenazi Ailesi’ne ait Delta Plastik’te işe girdi. Şirketin sahibi aile Mehmet İsmet Sungur’u sevdi, Maçka Teknik’te elektrik bölümünde öğrenim görmesine destek oldu. Zaman zaman da yurtdışında mesleğiyle ilgili seminerlere gönderildi.
Delta Plastik el değiştirirken, kıdem taznimatıyla şirketin bazı eski makinelerini aldı. Bu makineler, Mehmet İsmet Sungur’un patronluğa ilk adımı atmasının yolunu açtı. Köyünün adını şirketine koydu, pvc granül eritmek üzere Çınar Plastik’i kurdu.
Derken bir kimya mühendisi ona, “Plastifiyan üret” önerisinde bulundu. Bunun üzerine “plastikleştiren” anlamına gelen ürünü üretmek üzere 1989 yılında Plastay Kimya’yı kurdu. Böylece üretim noktaları Mecidiyeköy’den Sultanbeyli’ye, oradan da Kurtköy’e uzandı.
1997 yılında yandaki fabrikada büyük bir yangın çıktı. Propan tankeri patlayınca, yangın Plastay’a da sıçradı. 4 gün süren yangın, fabrikayı tümüyle ortadan kaldırdı.
Şu anda Plastay’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Sinan Sungur (İsmet Sungur’un oğlu) o zor günlerle ilgili şu izlenimi aktardı:
- Yangın sırasında hep, “Allahım, ne hata yaptık. Vergimizi eksik mi ödedik. Zekatımızı, fitremizi mi vermedik” dişe düşündük.
- Fabrikanız sigortalı değil miydi?
- Sigortalıydı.
- Sigorta zararırınızı karşılamadı mı?
- Karşıladılar. O konuda bir sıkıntı çekmedik. Hatta yanan mallarımızın KDV’sini bile ödedik. O günlerde evimiz “geçmiş olsun”a gelen dostlarla dolup taştı. Hepsi yardım için elinden geleni yapmak için hazırdı. Garanti Bankası’ndan kullandığımız kredi vardı. Şube müdürü, “Sizi sıkboğaz etmeyiz” garantisi verdi.
Başta şirketin kurucusu baba İsmet Sungur ve işlerin başındaki Sinan Sungur olmak üzere aile yangın sonrası şu noktaya geldi:
- Bu da bize Allahın lütfudur.
Hemen kollar sıvandı, 3.5 ayda fabrika yeniden inşa edildi. Daha sonra Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaya geçildi. O günlerden itibaren Plastay, hem Türkiye’nin önde gelen plastifiyan üreticisi konumuna yükseldi, hem de dünyada iddialı bir noktaya ulaştı.
Sinan Sungur’u, Sunset mayo markasıyla bilinen Günkar Grubu’nun patronunun başkanlığında oluşan, “Hayata Hoş Bakanlar Grubu”nun buluşmalarında tanıdım. O buluşmalarda Sinan Sungur’la sözleştik, Gebze’deki fabrikaya gittim.
Bir yandan Sivas’ın Hafik ilçesinin Çınarlı Köyü’ndün İstanbul’a uzanan öyküyü öğrendim...
Diğer yandan hiç bilmediğim bir ürünü, “plastifiyan”ı öğrendim...
“Berrak bir sıvı” olan bu üründe Türkiye’nin dünyada ilk sıralarda yer aldığını gördüm...
Fitalat içermeyen Sunfleks’i üretti
BİR yandan Fabrika ve Ar-Ge Müdürü Bekir Ergün’le Ar-Ge bölümünü gezerken, diğer yandan Sinan Sungur, yeni geliştirdikleri ürüne dikkat çekti:
- Avrupa’da fitalat (phthalate) içeren ürünler yasaklandı. Biz de bu geçişi dikkate alarak, fitalat içermeyen plastifiyanı geliştirdik. Adına da “Sunfleks” dedik.
Ardından, “sunfleks”in Türkiye için önemine dikkat çekti:
- Biz fitalatsız plastifiyan üretme konusunda dünyada 3 firmadan biri olduk. Bu ürünü geliştirmeseydik, plastifiyan konusunda Türkiye 100 milyon dolarlık ithalata mecbur kalacaktı.
Sonra ekledi:
- Ar-Ge çalışmalarına çok önem veriyoruz. Sunfleksi de bu sayede geliştirmeyi başardık.
180 milyon lira cirosu var halka da açılacak
SİNAN Sungur’a pvc granül üretimine devam edip, etmediklerini sordum:
- Babamın ilk üretimi, o yüzden devam ediyoruz. O şirketimizin adı Tayplas...
- Grup cironuz ne durumda?
- Plastay, Askim ve Tayplas, Sungur Grubu’nun çatısı altında. 2010 ciromuz 180 milyon lira dolayında gerçekleşti.
- Ya ihracat?
Genel Müdür Rüştü Barkay araya girdi:
- 2010’da 35 milyon dolardı... 2011 için şimdiden 50 milyon dolarlık bağlantımız var.
Sinan Sungur, bu noktada halka açılma planını paylaştı:
- Seçimlerden önce Plastay Kimya’yı halka arz etmeyi düşünüyoruz.
Meslekte yükselme okulu hazırlığı
SİNAN Sungur, bir vakıf kurup, eğitime bağış yapma planlarını anlattı:
- Meslekte yükselme okulu kurmak istiyoruz.
- Nerede planlıyorsunuz?
- Sivas’ı düşündük ama bu işe duygusal bakmamak gerek. O yüzden Gebze bölgesi daha doğru yer olacak. Çünkü, Gebze’de 13 organiza sanayi bölgesi var. Buradaki şirketlere ara eleman gerekiyor.
Plastiği, suni deriyi, kabloyu yumuşatıyor
PLASTAY Kimya Sanayi’nin laboratuvarına girdiğimizde Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Sungur, kavanozdaki berrak sıvıyı gösterdi:
- İşte plastifiyan bu.
- Ne işe yarıyor? Ne tür işlevleri var?
Plastay’ın Genel Müdürü Rüştü Barkay anlattı:
- İngilizcesi, “plasticiser”dir. “Plastikleştiren” anlamına gelir. Plastik, suni deri, kablo gibi birçok ürünü yumuşatır, fleksibl hale getirir. Duvar kağıdında, özel fiyim eşyalarında, otomotiv sanayinde, oyuncakta plastifiyan vardır.
Sinan Sungur, kaliteli plastifiyanın farkını bir örnekle açıkladı:
- Son kullanıcı bizim ürünümüzü pek bilmez. Örneğin, kabloyu eve, otomobile döşediniz. Beklemediğiniz kadar kısa sürede kabloda patlamalar, çatlamalar olabilir. Bu, o kabloda kaliteli plastifiyan kullanılmadığını gösterir.
Yönetim kurulu aileden oluşuyor
PLASTAY’ın kurucusu İsmet Sungur, yönetim kurulu başkanlığını Sinan Sungur’a bırakıp, onursal başkanlığa çekilmiş ama çalışma temposunu düşürmemiş...
Odasına girdiğimde İsmet Sungur, bir yandan önündeki ekrandan üretimi izliyor, diğer taraftan yöneticilerden biriyle görüşüyordu.
Sinan Sungur’a yönetim kurulunu sordum, isimleri sıraladı:
- Selahattin Sungur, Arzu Sungur (Başkan Yardımcısı-Sinan Sungur’un eşi), Harun Sungur, Ekrem Sungur, Enes Sungur.
- Yönetimde tümüyle aileniz var...
- Evet öyle... Benim iki çocuğum da yönetimde ama onlar eğitimlerinin yanısıra burada bulunuyorlar. İşin içinde pişsinler diye yönetim kuruluna aldık.