Paylaş
- Geçen yıl dünyada 3.56 milyar ton çimento tüketimi oldu. Bunun yüzde 56’sını, yani yaklaşık 2 milyar tonunu Çin temsil etti. 2012’de dünyada toplam tüketim 3.78 milyar tona, Çin’inki 2.2 milyar tona çıkacak. 2013’te toplam tüketim 4 milyar tonu, Çin’in tüketimi de bunun yüzde 59’unu bulacak.
Ardından Türkiye’deki üretim ve tüketime döndü:
- Geçen yıl Türk çimento sektörü 68 milyon tonluk üretime ulaştı. Bunun 55.7 milyon tonu iç pazarda satıldı.
Bunun parasal boyutunu paylaştı:
- Türk çimento sektörü 4 milyar dolarlık toplam ciro yaptı. Bunun 900 milyon dolarlık bölümü ihracattan sağlandı.
Avrupa pazarındaki daralmanın yarattığı sıkıntıya dikkat çekip, ekledi:
- Sektörümüzün kapasitesi 78 milyon tona doğru gidiyor. İhracatımızın düzeyi 18-20 milyon tonda istikrar kazanamazsa, o zaman fazla kapasite baskısının olumsuz etkisi büyür.
Mustafa Güçlü, Türk çimento sektörünün 15 bin kişilik istihdamının altını çizip, enerji yüküne vurgu yaptı:
- Yıllık elektrik tüketimimiz 6.5 milyar kilovat saati buluyor. Son yıllarda atık bertarafından enerji sağlamaya dönük yatırımlar artıyor. Bir yandan endüstriyel atıkların bertarafı devredeyken, diğer taraftan evsel atıkların değerlendirilmesine dönük adımlar da hızlanıyor.
Atıktan elektrik üretiminin Akçansa ve Aşkale Çimento’da devreye girdiğini vurguladı:
- Atıktan elde edilen elektrik, toplam tüketimin yüzde 20’sine doğru çıkıyor. Bu, sektörümüzün Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminden önemli bir tasarruf sağlamaya başladığını gösteriyor.
- Nuh Çimento’nun kanalizasyon çamurundan elektrik üretmesi söz konusuydu...
TÇMB yönetim kurulunda Nuh Çimento’yu temsil eden Hayrettin Şener yanıtladı:
- Yakında devreye girecek.
Yönetimde Akçansa’yı temsil eden Hakan Gürdal, evsel atıklardan elektrik üretme çabalarında belediyelerin yaklaşımının önemine değindi:
- Evsel atıktan elektrik üretmemiz aslında çevresel anlamda da çok önemli. Belediyelerin bu konudaki sıkıntılarını üstlerinden almış oluyoruz. Ancak, belediyeler bizim bu çabalarımıza beklediğimiz hızda yanıt veremiyor.
- Neden?
- Çünkü, burada da bir imtiyaz söz konusu oluyor. Örneğin, bir kentin evsel atığını kullanma imtiyazına kavuşmak söz konusu. Bu yüzden kimi belediyeler konuya, “Tüyü bitmemiş yetimin çöpünü kimseye kaptırmam” şeklinde yaklaşıyor.
Mustafa Güçlü araya girdi:
- Endüstriyel atık bertarafı konusunda daha hızlı yol alıyoruz. Çünkü orada muhatabımız özel sektör. Hızla karar alıp, sektörümüzün çeşitli temsilcileriyle anlaşıyor. Organize sanayi bölgeleri (OSB) bu konuda önemli rol oynuyor. Evsel atıkların bertarafında da belediyelerin, “Çöpümüzü alıp para kazanacaklar” gerçeğinden ürkmemesi gerekiyor.
Şu noktanın altını çizdi:
- Endüstriyel ya da evsel, tüm atıkların bertarafında aslında çevreye olumlu katkımız söz konusu. Ancak elektrik enerjisi konusunda bu yolla sağladığımız tasarrufla maliyeti düşürmek, bu yolla kazancımızı artırmak da yanlış bir durum değil. Para kazanmasak böyle bir işi neden yapalım?
Çimento sektörü, hurda lastik gibi ayıklanmış endüstriyel atıkların bertarafıyla öne çıkardı, şimdi iş kanalizasyon çamurunu kurutup yakarak enerji üretmeye kadar vardı...
Belediyeler biran önce çimento şirketleriyle kol kola girsin, evsel atıkların elektrik enerjisine dönüşü hızlansın...
Çöpten üretilen elektriğin “tüyü bitmemiş yetim”e ne zararı var?
Ankara’da en çok Çevre Bakanlığı’na gidiyoruz
TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü, geçmişte Ankara’ya daha çok Maliye ile Sanayi Bakanlığı yetkilileriyle görüşmeler yapmak üzere gittiklerini anımsattı:
- Şimdi durum değişti. Daha çok Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gidiyoruz.
- Çevre Bakalığı’na, “Bizi çevre konusunda fazla sıkıştırmayın” demek için mi gidiyorsunuz?
- Asla öyle bir durum söz konusu değil. Aksine, çevreye verilen zararı azaltmanın yolları konusunda işbirliği için görüşüyoruz.
Bu çabalarında filtrelerden örnek verdi:
- Fabrikalarımızın bacalarında kullandığımız filtreler elektrikle çalışıyordu. Elektrik kesintilerinde sıkıntı yaratıyordu. Şimdi, daha sağlıklı olan torba filtre sistemine geçiyoruz. Ayrıca emisyon düzeyleri geçmişe göre bugün 10’da bire indi.
Santimetrede 50 kiloluk ek taşıma gücü 100 metrekarede 210 lira anlamına geliyor
TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü, doğru miktarda çimento kullanımı da dahil, beton standardını C20’den C25’e çıkarmanın maliyetini örnekledi:
- Beton standardını C20’den, C25’e çıkarmak, metreküpte 3-5 liralık ek maliyet anlamına gelir.
- 100 metrekarelik bir dairede ortaya çıkan maliyet farkı nedir?
- Santimetre başına taşıdığı yük 50 kilo daha fazla olan C25 standardı beton, C20’ye göre 100 metrekarelik dairede 210 liralık ek maliyet demektir. İnsan hayatı karşısında 210 lira nedir ki?
Güçlü, standardı yüksek beton için bol miktarda çimento katmanın yetmediğini vurguladı:
- Çimentoyu doğru miktarda kullanmanın yanısıra, çakıl-mıcır, kum kalitesi de çok önemlidir.
Mürsel Öztürk araya girdi:
- Örneğin betona verilen fazla su, gıdaya zehir katmak gibidir...
Mustafa Güçlü, tekrar altını çizdi:
- İnşaat sektörü hızla hazır betona geçiyor... Bu, memnuniyet verici bir durum.
Van’daki binaların betonunun santimetre başına gücünün 80 kiloya kadar düştüğünü gördük
TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü, yönetim kurulundan Davut Ulus, Mürsel Öztürk, Hakan Gürdal, Hayrettin Şener, Şefik Tüzün ile Genel Koordinatör Oğuz Tezmen’in hazır bulunduğu buluşmada, hazır beton kullanımının arttığını vurguladı:
- Çimentoyu torba ve dökme şeklinde satarız. Dökme satışının yüksek olması, endüstriyel kullanımının, yani hazır beton üretiminin arttığını gösterir. Nitekim satışlarımızdaki dökme çimento oranı yüzde 70’lere çıktı. Bunun yüzde 52’si de hazır beton üretimine gidiyor.
- Hazır betonun inşaat alanında yapılandan ne farkı var?
- Hazır betonda kalite giderek yükseliyor. Ciddi firmaların betonundan zaten şüphe duyulması artık pek söz konusu değil.
Hazır betonun kalitesini bazı verilerle anlatmaya çalıştı:
- Hazır betonda ideal sınırın C20’den düşük olmaması gerekiyor.
- Nedir bu C20?
- C20, betonun santimetre başına 200 kilo yükü taşıması anlamına geliyor. Ege Bölgesi’nde C25, İstanbul’da da C30’a doğru geçiş söz konusu.
Mustafa Güçlü, bu noktada depremin vurduğu Van’daki duruma değindi:
- Van’da yapılan denetimlerde genelde betonlar C10-C12 düzeyinde çıktı. C8’e kadar indiği de gözlendi. Bu standartta beton kullanmak doğrudan insan canına kasıt anlamına geliyor.
Hakan Gürdal, 1999 Marmara depremi sırasında İstanbul Avcılar’daki bazı binalarda beton standardının C6 düzeyinde olduğunun görüldüğünü anımsattı:
- Deprem yönetmeliği sonrasında iyileşmeler söz konusu oldu. Gökdelenlerde standart C80’e kadar çıkıyor. Yani, santimetrede taşıma gücü 800 kiloyu buluyor...
Paylaş