Çiçek, İslami holdingzedeye karşı 28 Şubat’a sarıldı

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Avrupa’nın üç önemli başkentini kapsayan "Türkiye-Avrupa Haftası"nın Berlin ayağının ana konuşmacısı Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ti.

Toplantıyı TÜSİAD’ın Onursal Başkanlarından Muharrem Kayhan yönetiyordu. Çiçek’in konuşması biter bitmez, izleyiciler arasından bir ses yükseldi: "İslami holdinglerde milyonlarca Euro’muz battı. Devlet bize neden sahip çıkmıyor?"

Derken birkaç kişi aynı konuda haykırmaya başladı, pankart açtı. Muharrem Kayhan, nazikçe uyardı: "Soru-yanıt bölümünü bekleyin, soru hakkınızı kullandırayım. Böyle toplantı düzenini bozuyorsunuz, sizi dışarı çıkarttıracağım."

Para batırmanın acısıyla yükselen sesler kesilmedi. Bunun üzerine pankart açıp, haykıranlar dışarı çıkarıldı. Onlarla birlikte çıkıp aralarından birine yöneldim: "Ne kadar para kaptırdınız?"

"İslami holding" deyince genelde Kombassan, Yimpaş, Endüstri Holding’in adı sıralanır... Salonda sıraladıkları isimler arasında Kombassan Holding de vardı. Holdingzede, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) eski yönetim kurulu üyelerinden Halil Demirkaya’nın şirketinde 100 bin Euro’sunun battığını söyledi. Parayı Demirkaya’nın şirketine 2000 yılında yatırmıştı.

Holdingzedeye, "Parayı yatırdığınız şirketleri neden doğru dürüst incelemezsiniz? Zamanında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Hürriyet Gazetesi’nin Avrupa baskılarına uyarı ilanları verdi, Almanya’da uyarı toplantıları düzenledi. Bunları neden gözardı ettiniz?" diye sordum. Holdingzede biraz sıkılarak 100 bin Euro’yu kayınpederinin Demirkaya’ya kaptırdığını aktardı.

Bu diyalogdan sonra eski SPK Başkanı Ali İhsan Karacan’ı arayıp İslami holdinglerle ilgili uyarılar konusundaki bilgilerimi tazeledim. SPK, 1996 sonu-1997 başlarına denk gelen dönemde başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki gurbetçilere yoğun uyarılar yapmıştı...

Derken, İslami holdingzedelerin başını çeken ekip yeniden sessizce toplantı salonuna döndü. Soru-yanıt bölümünün sonunda Muharrem Kayhan sözünü tuttu: "İşi eyleme dökmeden sorunuzu sorun."

Çiçek, bildiği soruya orada yanıt vermek istemedi: "TÜSİAD, Avrupa’da Türkiye’nin tanıtımı amacıyla bir program yapmış, bu toplantıyı da o kapsamda düzenlemiş. Yabancı konukların önünde bu konuyu konuşmayalım. Size buradan randevu veriyorum. Bir-iki temsilciniz gelsin dinleyeyim."

Çiçek, akşamüstü seramik sanatçısı Mehveş Demiren’in eserlerinden oluşan sergiye katıldı, ardından Tekfen Karadeniz Filarmoni Orkestrası’nın konserini izledi.

Konser öncesi Çiçek’e İslami holdingzedeleri sordum, içini döktü: "28 Şubat sürecini hatırlayın. O dönemde İslami holdinglerle ilgili az mı uyarı yapıldı. Neden kimse o uyarıları dinlemedi. O holdinglere para yatıranın hiç mi kabahati yok?"

Çiçek
, kimi tahminlere göre İslami holdinglerde batan paranın 3 milyar Euro dolayında olduğunu söyledi.

Şimdi Almanya, "Parayı Türk şirketlerine verdiniz, izini orada sürün" diyor... Türkiye, "Parayı Almanya’da kaptırdınız, hesabını sormak çok zor" tavrıyla hareket ediyor...

İslami holdinglerin çoğunun "camiye yardım modeli"yle topladığı 3 milyar Euro uçmuş görünüyor...

Emlakçılar Arapoğlu’na ev satmak için kuyruğa girdi

ARTIK çoğunluk hissesi National Bank of Greec’e (NBG) ait olan Finansbank’ın Murahhas Azası Ömer Aras’ın telefonuna bugünlerde İstanbul’daki emlakçılar abone olmuş...

Hepsi, "Elimizde tam da NBG’nin Yönetim Kurulu Başkanı Takis Arapoğlu’na yakışır, Boğaz manzaralı evler var. Bir görüşsek" diyormuş...

Nedeni, Atina dönüşü yazdığım, "Arapoğlu, İstanbul’da ev alma planı yapıyor" başlıklı yazımmış... Atina’da Arapoğlu ile Aras’ın ayaküstü sohbetlerine kulak misafiri olmuş, İstanbul’da ev planını o konuşmada bizzat duymuştum.

Arapoğlu, Ömer Aras’a şaka yollu sormuştu: "İstanbul’da ev almak istersem bana Finansbank’tan kredi kullandırır mısınız?"

İşte bu yazıyı gören İstanbul’daki birçok emlakçı, Ömer Aras’ın sekreterini telefon yağmuruna tutmuş...

Öğrendiğime göre Arapoğlu, İstanbul’da ev sahibi olma isteğini Finansbank yönetimine her fırsatta iletiyormuş...

Bakalım hangi emlakçı Arapoğlu’na ev satabilecek?..

Haklısınız, 12 Ekim’de oylanacak tasarı beni de kaygılandırıyor

DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, geçen hafta Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) "Avrupa-Türkiye Haftası"nın Paris bölümüne katıldı, orada "Dalış arkadaşım" dediği Fransa Ticaret Bakanı Christine Lagarde ile de buluştu.

Lagarde, TÜSİAD’ın düzenlediği öğlen yemeğine geldiğinde Kürşad Tüzmen’e sarılıp öptü, aralarındaki yakın dostluğu katılımcılara gösterdi.

Tüzmen’le Lagarde, aynı gün akşam yemek yedi... Tüzmen, akşam yemeğinde Lagarde’ye kaygılarını aktardı: "Siz Türkiye’ye geldiğinizde aramızdaki ticaret hacmini üç yılda 15 milyar dolara çıkarma hedefinde anlaştık. Nitekim bu yılın ilk 7 ayında 6.7 milyar doları da bulduk. Yalnız unutmayın, Türk kamuoyu sözde Ermeni soykırımı konusunda Fransa’nın gösterdiği tavra karşı çok hassas."

Lagarde de Tüzmen’e kaygılarını iletti: "12 Ekim’de oylanacak tasarı beni de kaygılandırıyor. Haklısınız, bu tür girişimler aramızdaki ekonomik ve ticari ilişkileri de olumsuz etkiliyor."

Lagarde, Fransa’da "Ermeni soykırımı yoktur" diyene hapis yolunu açacak tasarının 12 Ekim’de parlamentodan geçmesinin hemen devreye girmesi anlamını taşımadığını da anlatmaya çalıştı...

Kürşad Tüzmen’i öpmek, birlikte dalış yapmak yetmez, o tasarının 12 Ekim’de parlamentoya gelmesini önleyin, o zaman dostluğunuzu görelim Mrs. Lagarde...
Yazarın Tüm Yazıları