TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) "Fon Kurulu", geçen perşembe günü Sabah-ATV’nin Çalık Holding’e 1.1 milyar dolara devri için "60 günlük süre" kararı alırken önemli bir operasyon için de düğmeye bastı.
Fon Kurulu, Interbank’tan doğan 1.7 milyar dolarlık borçları için protokole imza koyan, batık Etibank’ın da eski ortaklarından olan Nergis Grubu’nun patronu Cavit Çağlar’ın İstanbul’daki The Plaza Oteli’ne el koymaya, BİS Enerji’deki yüzde 50 hissesini de haciz yoluyla satmaya karar verdi.
Cavit Çağlar anında TMSF’yle irtibata geçti. TMSF Başkan Yardımcısı Fethi Çalık’la görüşen Çağlar, sorular üzerine, "The Plaza Otel’in benimle ilgisi yok. Otel başkasının" dedi.
Kağıt üzerinde Cavit Çağlar haklıydı... Durumu iyi anlamak için, Çağlar’ın Balmumcu’daki oteli Cevahir Grubu’ndan aldığı günlere dönelim. Çağlar, oteli aldığı sırada daha Interbank elinden gitmemişti.
Otel için Interbank’tan biri 16 milyon dolar, diğeri 11 milyon dolar olan iki ayrı kredi kullandı, hisseleri aile bireyleri adına devraldı. Krediler ise kurulan "raf şirketler" üzerine yazıldı. Bu şirketler, o kredileri daha sonra otelin sahibi konumuna gelen Yasemin Turizm’e yönlendirdi.
Çağlar, bir süre sonra İsviçre’de yaşayan Leon Nihat Barha’ya The Plaza Otel’in sahibi görünen şirketin küçük hissesini devretti. Zamanla sermaye artırımlarına katılmayarak, Leon Nihat Barha’nın şirketteki payının artmasını sağladı.
Interbank kayıtlarından kredilerin izini süren TMSF, Cavit Çağlar’ın bu planını çözdü, 1.7 milyar dolarlık protokol imzalanırken bastırdı: "Bu otel sizin. Hisselerinizi bize devredin."
TMSF, protokol imza aşamasında Çağlar’ın elinden Yasemin Turizm’in yüzde 25’ini aldı. Bir süre sonra da söz konusu hisseyi satışa çıkardı, alıcı hazırdı. Yasemin Turizm’in yurt dışındaki "büyük hissedarı" görünen Leon Nihat Barha, tek başına ihaleye girip, 7.5 milyon dolara satın aldı.
Protokol imzasından sonra Bursa’daki Yeşilşehir konut projesini canlandırıp, satışlarla tahsilat yapmaya çalışan TMSF, 7.5 milyon doları da bu şekilde kurtardı. TMSF, Çağlar’a sıkça, "Protokole uy, yoksa malların elinden gider" uyarısı yaptı.
Çağlar, bir yandan hükümete, "Tekstil ve konfeksiyon sıkıntıda, prim borç yüküm çok büyüdü. Bana 5084 sayılı Teşvik Yasası’nı uygulayın, durumu kurtarayım" lobisi yaptı, diğer taraftan Merrill Lynch’den kaynak bulmaya çalıştı. Çağlar’ın planı "peşin ödeme indirimi"nden yararlanıp borcunu 850 milyon dolara indirmek, bunu da neredeyse "kasasından para çıkmadan" ödemekti.
Global kriz Merrill Lynch’i bu işten uzaklaştırdı, Çağlar köşeye sıkıştı. TMSF, "The Plaza Cavit Çağlar’ın" diyerek otele el koydu. Ayrıca Bursa’daki BİS Enerji’de Çağlar’ın eşi ve dayısı Şükrü Şankaya’nın eşi adına görünen yüzde 50’lik hisseye de (İş Bankası da burada alacaklı) haciz uyguladı.
Çağlar, "Otel benim değil" sözünü TMSF yönetimine de yineledi. Aldığı yanıt umutsuzdu: "Gidin mahkemede size ait olmadığını kanıtlayın."
Şimdi TMSF, The Plaza Otel’in yüzde 75’i ile BİS Enerji’nin yüzde 50’sini satıp, bugüne kadar kendiliğinden tek kuruş ödemeyen Çağlar’dan biraz tahsilat yapmaya yüklenecek...
Bu durumda Çağlar, "Otel benim değil" diye mahkemeye gider mi? Zor...
Fransa’ya yeminli murakıp göndersek mi
SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) eski başkanlarından Ali İhsan Karacan hatırlattı: "İmar Bankası olayı ortaya çıktıktan sonra, konuyu incelemeye gelen komisyonda bir Fransız uzman da vardı değil mi?"
Karacan’ın hatırlatması üzerine kısa bir arşiv taraması yaptım, bilgileri tazeledim. Uluslararası Para Fonu (IMF) o günlerde bastırmış, Fransa’dan deneyimli bankacı Jean-Louis Fort ile İngiliz bankacı Peter Hayward gelmiş, incelemelerde bulunmuşlardı.
Şimdi Avrupa ülkelerinde kolay kolay görülmeyecek 7.2 milyar dolarlık vurgunu Fransız Societe Generale adlı banka yedi.
İmar Bankası vurgununu incelemeye Fransız bankacı geldiğine göre, şimdi Türkiye’den bir "bankalar yeminli murakıbı" ekibi Fransa’ya gitse nasıl olur?
Belki bizim murakıplar, İmar Bankası deneyimiyle Societe Generale olayını daha kolay çözer...
Oyak, Dubaililerle komşuluktan öte gitmek istemiyor
CUMA günü Coşkun Ulusoy kaptanlığındaki Oyak Holding’in Ereğli Demir Çelik’in (Erdemir) yüzde 46.1’ini 2 milyar 770 milyon dolara devraldıktan sonra, tam ihale aşamasında Yarımca’daki liman arazisinin yarısının 105 milyon dolara Dubai Ports Authority’ye satılmasının peşini bırakmadığını yazdım.
Oyak Holding’in tezi, "Erdemir’in eski yönetimi ihaleden mal kaçırırcasına liman arazisinin yarısını Dubaililer sattı, oysa fiyatımızın içinde orası da vardı" şeklindeydi.
Oyak, Erdemir’i devralınca Yarımca Limanı’nda Dubai Ports Authority’le "zoraki komşu" olmuş, ortaklık kapısı bile açılmıştı.
Son aldığım izlenim, Oyak Holding’in "Komşu"luktan daha ileri adım atmayı düşünmediği yönünde...