Brundil’i Çapa Tıp öğrencisi Burkino Faso’lu işadamına nasıl tercüman oldu
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
PERŞEMBE sabahı Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral aradı:
Dünya Ticaret Merkezi’ne gelip, hareketliliği görün.
Rızanur Meral, TUSKON’un düzenlediği "Dünya Ticaret Köprüsü" kapsamında 2 bin 300’ü dünyanın çeşitli noktalarından, toplam 5 bin 500 işadamının görüşmeler yaptığı ortamdan söz ediyordu.
Ardından LC Waikiki markasının sahibi Taha Grubu bünyesindeki Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük üsteledi:
Az önce İsmail (Kısacık) aradı.Bir saatliğine şu "Dünya Ticaret Köprüsü"nü izleyip gelelim.
Taha Grubu’nun ortaklarından olan İsmail Kısacık, TUSKON’un Başkan Yardımcısı’ydı. Küçük’le buluşup gittik.
Koca salondaki birkaç yüz masanın çevresinde kıyasıya pazarlık dönüyordu. Kimi broşürden ürününü anlatmaya çalışıyor, kimileri bavuldan ayakkabı, elbise örneği çıkarıp alıcının önüne koyuyordu.
Masalarda Brezilya’dan Kamerun’a, Kongo’dan, Senegal’e, Rusya’dan Burkino Faso’ya kadar dünyanın çeşitli noktalarından alım grupları vardı.
Masalar arasında gezinip, neler olduğunu anlamaya çalışırken, rehberliğimizi İsmail Kısacık ile TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay yaptı. Kısacık anlattı:
1400 tercüman 35 ayrı dilde çeviri yapıyor. Masalardan birinde Brundili bir genç gördüm. Güzel Türkçe konuşuyordu. Çapa Tıp’ta öğrenciymiş. Burkino Faso’lu işadamına tercümanlık yapıyordu.
Vahap Küçük sordu:
Bu yılki hedefiniz ne?
Mustafa Günay yanıtladı:
- 7 milyar dolarlık ek ticaret oluştururuz.
Aslında bu rakam Ceyhun Kuburlu’nun haberlerinde vardı ama kurcalamak istedim:
Gerçekten doğru bir rakam mı bu?
Günay alındı:
Neden yalan söyleyelim ki?
- Nasıl ölçtüğünüzü merak ettim.
- Dış ticaret verilerinden rahatlıkla izleyebiliyoruz.
TUSKON’un "Dünya Ticaret Köprüsü"ne gelen yabancı iş insanları, İstanbul’daki görüşmelerle yetinmeyip, 70 dolayında kente de dağıldı.
Dünya krizde kıvranırken, "Ticaret Köprüsü", Türk işadamlarını yeni ve farklı pazarlara taşıyacak önemli açılım oldu...
Eğer 7 milyar dolarlık ek ticaret de yaratırsa, farkını gösterecek...
38’inci yaşını kutluyor, sattığı habere yüzde 18 KDV ödüyor
1978 yılı ekim ayıydı... Şimdiki adı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi olan okulumuzda 2’den 3’e geçmek için sınavlara girerken, ünlü tiyatro yazarı, okul arkadaşım Haşmet Zeybek sordu:
Gazetecilik yapmayı düşünüyor musun?
- İsterim ama bizi kim alır?
Gel birlikte Cağaloğlu’na gidelim. Bazı arkadaşlarım var. İşleri öyle büyük falan değil ama belki mesleğe adım atmanı sağlar...
Birlikte Sevin Okyay ve Ethem Ay’ın sahibi olduğu AKA (Arşiv, Kupür, Aktüalite) Ajansı’na gittik. Daktilo bilmez, fotoğraf makinesini tanımazken, arşivde gazete keserek mesleğe ilk adımımı attım. Zeybek, sektörümüzü tanımlayan cümleyi söyleyip gitti:
Babıali denen yer atlama taşı gibidir. Oradan oraya sıçrar, bir yerlere ulaşırsın.
Bir yıl sonra AKA’nın Yazıişleri Müdürü ve okul arkadaşım Cengiz Yıldırım, kendisine gelen öneriyi bana aktardı:
Koray Düzgören aradı. ANKA Ajansı’na muhabir aranıyormuş. Kadro sözü veremiyorlar.Ben burada kadroluyum.İstersen git.
1979 yazından, 1980 yaz sonuna kadar süren ANKA maceram böyle başladı. Orada Erol Özkök ve Yüksel Uysal’la çalıştım.
Geçen gün geçtikleri ilk haber, "ANKA 38 yaşında" olunca, o günleri anımsadım. Altan Öymen’in kurduğu, sonra yıllarca Müşerref Hekimoğlu’nun sürüklediği ANKA’ya Uğur Mumcu’dan Örsan Öymen’e, Hasan Cemal’den Teoman Erel’e, Uluç Gürkan’dan Derya Sazak’a kadar mesleğimizin birçok ünlü isminin yolu düştü.
ANKA’nın şimdiki kaptanı Veli Özdemir, Anadolu Ajansı’ndan DHA’ya, İHA’dan CHA’ya kadar önemli rakipleri arasında kendine yol çizmeye çalışıyor. Haber ajanslarının sırtındaki yüzde 18’lik KDV yükünü hep anımsatıp duruyor:
Haberin KDV’si yüzde 18 olur mu?
Bir kez de ben aktarmış olayım. Belki bir duyan, ilgilenen çıkar...