Paylaş
Kemal Ilıcak’ın sahibi olduğu Tercüman Gazetesi’nde muhabir olarak çalışıyorum. Hakkı Öcal Genel Yayın Müdürü, TRT’nin eski üst düzey yöneticilerinden Tayyar Şafak Haber Müdürü, TRT’deki ekibinden Mehmet Bican da yardımcısı...
İstihbarat Şefimiz Bekir Aydın çağırdı:
- Tayyar Bey Bilecik’e gidip şerbetçi otu haberi yapmanı istiyor.
Hemen Bilecik’teki şerbetçiotu üreticilerinin örgütlendiği kooperatifle bağlantı kurdum. Kente gideceğimi söyledim:
- Buyurun gelin ama Bilecik’te kar var. Şerbetçiotunun da zamanı değil.
Durumu Aydın’a anlattım:
- Tayyar Bey’in bir bildiği vardır. Bilecik’e git, üreticilerle konuş, yazacak birşeyler çıkar.
Denileni yaptım. Az da olsa depolarda bulunan kurutulmuş şerbetçiotunu görüp, üreticilerle konuştum. Haberi toparladım ve yayınlandı.
Anadolu Efes Tedarik Zinciri Direktörü Gani Küçükkömürcü, Efes Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Can Karakaş, İletişim Müdürü Simge Balaban’la Bilecik’e gidip Pazaryeri’ndeki Tarbes Tarım Ürünleri Operasyon Müdürü Sami Ökmengil ve Mali-İdari İşler Müdürü Ahmet Akbay’la üretim alanında buluşunca, o günleri anımsadım.
Şerbetçiotunun birada “olmazsa olmaz” niteliğini o günlerde anladım. İşin püf noktasını Efes’in “Baş Biracısı” da olan Gani Küçükkömürcü’den öğrendim. Boyu 6-7 metreyi bulan bitkiden kesilmiş salkımdan bir “kozalak” koparıp ikiye ayırdı:
- Biraya hafif acımsı tadını veren bu sarı tozdur. Kozalak kurutulup öğütülür, pelet haline getirilir. Bir litre biraya 55 gramlık pelet konulur. Üretim sırasında pelet çözülür, içindeki “alfa asidi” içeren sarı toz biraya tadını verir. Litre başına toz miktarı da 5 gramdır.
Sami Ökmengil, Türkiye’de 1970’li yıllarda 22 ilde şerbetçi otu denemeleri yapıldığını belirtti:
- Edirne ve Bilecik yöresi şerbetçi otu üretimine en uygun bölgeler çıktı. Daha sonra Bilecik aradan sıyrıldı. Şu anda Türkiye’deki şerbetçiotu üretiminin neredeyse tamamına yakını Bilecik’te yapılıyor. Burada da Pazaryeri öne çıkıyor.
Şerbetçiotunun ekildiği tarlada 20 yıl kaldığını kaydetti:
- Şerbetçiotu, üzüm asması gibidir. Ağustos ayının ortalarında başlayan hasat mevsiminde ot kesilir, kozalakları ayıklanır. Kökü toprakta kalan ot, ertesi yıl yine 6-7 metre boy verir. Bir otun ömrü 20 yıl sürer. Yani, sökmedikçe ertesi yıl başka ürüne geçilemez.
1984’te Özal Hükümeti dönemindeki kahvehanede bira yasağıyla birlikte şerbetçiotu üretimin de düştüğünü vurguladı:
- 1989’da 700 dekar alandan 130 ton şerbetçiotu elde edilirdi. Şimdi 2 bin 540 dekardan 1041 ton elde ediliyor. Bu 1041 ton, Anadolu Efes’e ait Tarbes’le sözleşmeli çiftçilerden geliyor. Buradaki kooperatiften de 400 ton alıyoruz. Yani, bölgedeki ürünün tek alıcısı gibiyiz.
Gani Küçükkömürcü araya girdi:
- Şerbetçiotu ihtiyacımızın yüzde 50-60’ını Bilecik’ten karşılıyoruz. Gerisini ithal ediyoruz. Ekim alanları genişlese, ithalat tümüyle biter.
Bu noktada bölgedeki iki büyük şerbetçi otu üreticisi Mehmet Araz ve Necati Yalamaz’ın yakınmasına kulak verdik:
- Tarbes paramızı aksatmıyor ama fiyat kurtarmıyor, para kazanamıyoruz. Devlet birçok ürüne destek verirken, şerbetçiotunu görmezden geliyor.
İlaç ve kozmetikte de kullanılan şerbetçi otu tarımsal destek kapsamına giremez mi?
Şerbetçiotuna 15 milyon dolar yatırdı
ANADOLU Efes’e bağlı Tarbes Tarım’ın Operasyon Müdürü Sami Ökmengil, Adapazarı’ndan bir grup çiftçinin kurduğu tesiste işler beklendiği gitmeyince 1980’de Anadolu Grubu’nun devraldığını belirtti:
- Tarbes’in Bilecik ve Pazaryeri’nde yarattığı şerbetçi otu ekonomisi yıllık 8-9 milyon lira dolayında. 6 bin 500 kişilik Pazaryeri nüfusunun üçte birinin evine şerbetçiotu parası giriyor.
Şerbetçiotu işleme tesisinin yılda 3 ay çalıştığını kaydetti:
- Tesisin 15 milyon dolar yatırım değeri var.
- Ya ithalat ne kadar?
- Anadolu Efes’in şerbetçiotu ithalatı yılda 1.5 milyon Euro dolayında.
Paylaş