ATASAY Kuyumculuk’un Başkanvekili Cihan Kamer, geçen cuma günü Türk-Sudan İş Konseyi Başkanı Kadir Taçyıldız’ı aradı: "İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Halaç, Orta Afrika’da yakalandığı sıtmadan dolayı yoğun bakıma girdi. Siz de bu konuda tehlike atlattınız. Yardımınız olabilir mi?"
Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın eniştesi olan Kadir Taçyıldız, holding bünyesindeki GAP İnşaat’ın Sudan’daki işleriyle ilgileniyor, bu ülkeye sıkça gidip geliyordu: "Çalık Holding’de sıtmaya karşı tedavi yöntemleriyle ilgili birikim oluştu. Elimizde ilaç da var. Ben İstanbul dışındayım ama hemen göndertiyorum. Ayrıca, ben hastayken Sudan’dan çağırdığımız doktorla da irtibata geçebiliriz."
İlaç Ömer Halaç’ın tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesi’ne gönderildi.
Taçyıldız, İstanbul’a dönüşünün ertesi hastanenin yolunu tuttu.
İlaç kullanılınca Halaç’ın ateşi düşmüş ama yetmemişti. Pazartesi günü sıtma Halaç’ı 38 yaşında hayattan koparıp aldı, salı günü de toprağa verildi.
Kadir Taçyıldız da Sudan seyahatlerinden birinde sıtmaya yakalanmış, Acıbadem Hastanesi’ne kaldırılmıştı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Mesut Parlak, yakın dostu Taçyıldız’ı ziyarete gitmiş, tedavisinin Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sürdürülmesini istemişti.
Taçyıldız, sıtmadan bir süre yoğun bakımda kalmış, Türkiye’de "sıtmayla savaş" günleri gerilerde kaldığı için doktorların çoğu ne yapacağını pek bilememişti.
Bunun üzerine Sudan’dan özel doktor getirilmiş, Çapa’daki doktorlar konuk meslektaşlarıyla kafa kafaya verip, Kadir Taçyıldız’ı ayağa kaldırmayı başarmıştı.
Taçyıldız, iyileştikten sonra Acıbadem Hastanesi’ndeki doktorlarını ziyarete gitti: "Ateşli hastalıklarda ilk anda tam teşhis koyamıyorsanız, hastanın parmak ucundan kan alıp, ’Sıtmayla Savaş Derneği’ laboratuvarına gönderin, teşhisi erken koyun."
Halaç’ın cenazesinin kaldırıldığı gün Kadir Taçyıldız’ı aradım, üzgündü.
Bundan sonra gelişebilecek sıtma vakaları için çağrıda bulundu: "Sudan’da işlerimiz yürüyor. Mühendis ve işçilerimiz için de risk söz konusu olabilir diye Çalık Holding’de tedavi edici ilaçlar bulunduruyoruz. Destek ve ilaç isteyen bize başvursun."
Bu çağrıyı yaparken Taçyıldız’ın amacı doktorlara karşı ukalalık yapmak, haddini aşmak değildi.
Sıtmadan dolayı ölümle burun buruna gelmiş bir kişi olarak, kimsenin hayatını kaybetmesini istemiyordu.
Türk işadamları, mühendisleri, mimarları, işçileri artık dünyanın her noktasında mekik dokuyor.
Bu durumda sıtma gibi unutulmuş illetlere karşı da tetikte durmak gerekiyor...
Manşete çıkınca mı yalan oldu
YAZGAN Şarapçılık’ın patronu Nurtekin Yazgan’dan 15-20 gün önce bir mektup aldım.
Mektubuna, "Formula 1 şampiyonuna şampanya patlatmanın 250 bin YTL’ye kadar cezası var" başlığı koymuştu.
Yazgan, mektubunda 5752 sayılı yasanın bazı maddelerine dikkat çekiyor ve "Otelde, restoranda, barda kadehle rakı veya şarap satışının yasaklanmasının söz konusu olduğunu" savunuyordu.
Nurtekin Yazgan’ın mektubunu geçen pazar, yani Formula 1’e denk gelecek şekilde yazdım.
Yarış günü İstanbul Park’a gittim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün paddock yürüyüşüne de katıldım.
Devlet Bakanı Murat Başgesgioğlu, yazıma atıfta bulundu: "Şampiyonun şampanya patlatması yasak mı şimdi?"
Pazar akşamı bazı televizyon kanalları "kadehle rakı veya şarap artık yasak" haberleri yaptı.
Pazartesi günü konu yazıişleri toplantımızda konuşuldu.
Kafa karışıklığının bir de haberle yansıtılmasına karar verildi.
Arkadaşımız Ceyhun Kuburlu, sektörün temsilcileriyle konuştu, "Kadehle rakı yasak" manşeti ortaya çıktı.
Haber manşet olunca Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçki Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Kazım Çalışkan aradı: "Ortada yanlış algı ve yorumlama var."
Çalışkan’a, "Yasayı ben ya da gazetem değil, sektörün temsilcileri böyle algılıyor" yanıtını verdim.
Bunun üzerine, "Biz de uygulama yönetmeliğine konuyu netleştirecek ifadeler koyarız" diyen Çalışkan, yetki belgesi olan bar, restoran ve otellerin kadehle rakı ya da şarap satmasına engel olmayı düşünmediklerini vurguladı.
Salı günü TAPDK’nın telefonları kilitlenince, Çalışkan Anadolu Ajansı’na da "yönetmelikle konuyu netleştiririz" mesajını yineledi.
Durum böyleyken bazı gazeteler, "Kadeh yalanı" diye Hürriyet’e saldırma yolunu seçti...