Paylaş
Tören öncesi İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’yle gündemdeki konular üzerine sohbet ediyoruz. Söz Merkez Bankası’nın piyasaları yönlendirmek üzere attığı adımlardan açıldı:
- Merkez Bankası, Avrupa’daki kriz bugünkü aşamaya gelmeden önce hükümetle uyumlu bir şekilde piyasaları frenlemeye dönük adımlar attı. Bunun için de munzam karşılık aracını çok ciddi biçimde kullandı. Sonra dünyada durum değişti. Merkez Bankası da yine munzam karşılıklar başta olmak üzere elindeki diğer araçları devreye soktu. Bu adımların kur üzerinde yükseltici bir etkisi oldu.
- Döviz kurunda yaşanan hareketliliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Aslında iş dünyası kurların belirli düzeye kadar yükselmesine olumlu baktı. Kimse döviz kurlarının yükselmesinden rahatsızlık duymadı.
Burada bir noktanın altını çizdi:
- Kurlarda önemli olan kontrol noktalarında gereğini yapmaktı. Yani, spekülatif ataklardan çok piyasanın ihtiyacına göre hareket edebilmekti.
Merkez Bankası’nın döviz kurunda yaptığı müdahalelerle tavrını ortaya koyduğunu vurguladı:
- Merkez Bankası gün oldu, tek günde sattığı dövizi 1.3 milyar dolara kadar çıkardı. Sattığı döviz miktarı 8.5 milyar doları buldu.
- Sizse işin spekülatif atak gibi görülmesinin sınırı nedir?
- Doların 2 liraya dayanması hali, spekülatif atağı gösterir. Merkez Bankası da bu konuda net tavrını zaten ortaya koyuyor.
- Fitch’in Türkiye’nin not görünümünü pozitiften durağana çevirmesine ne diyorsunuz?
- Dünyada ezberlerin bozulduğu bir dönemden geçiyoruz. Aslında aynı şey reytingciler için geçerli. Reytingcilerin verdiği notlar, piyasalarla uyuşmuyor. Türkiye’nin kağıtlarının riskini gösteren CDS oranları epeydir İtalya’dan daha iyi. Ancak, aynı durum ülkemizin notuna yansımıyor.
Bali, bu aşamada şu soruyu ortaya attı:
- Acaba hangisi daha doğru? CDS’ler mi gerçeği yansıtıyor, yoksa reytincilerin notları mı?
Yanıtı CDS’lerden yana oldu:
- Asıl yatırım yapanların tavrı önemli. Onlar da Türkiye’nin kağıtlarına yatırım yaparken CDS’leri daha çok dikkate alıyor.
- Bedelli askerlik için kredi konusunda özel bir çalışmanız, yarışta öne geçme gibi bir çabanız var mı?
- Biz bu konuyu tüketicilere yönlendirdiğimiz ihtiyaç kredisi çerçevesinde değerledniriyoruz. Bedelli askerliği, bu pazarda büyümenin bir aracı olarak görmüyoruz. Pazarlık konusu yapmıyoruz.
460 bin kişiyi kapsayan bedelli askerlik, başlangıçta bankaların çoğunu heyecanlandırdı... Hemen özel paket kredi hazırlığına girenler oldu...
İş Bankası gibi bazı oyuncular da, “ihtiyaç kredimiz zaten var” çizgisinde kalma yolunu seçti...
Bu çizgide, bedelli askerlikle ilgili “nazik” tartışmanın payı var mıdır?
Türk Dil Kurumu paraya dokunmuyor, siyaset etkisi en az bizde var
İŞ Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türk Dil ve Tarih Kurumu’nun hükümet bütçesinden ihtiyaçlarını karşıladığının altını çizdi:
- İş Bankası’ndan alması gereken kâr payına pek dokunmazlar. O parayı sermaye artırımlarında kullanmak üzere bankada tutarlar. Sanırım bu konuda CHP ile Türk Dil ve Tarih Kurumu arasında bir anlaşma var.
- İş Bankası üzerinde siyaset etkisi var mıdır?
- Siyasetin etkilediği banka çoktur. Ancak en az etkilenen biziz. Biz çalışanlar olarak bankanın yüzde 40 hissesini laf olsun
diye almadık. Siyasetten daha az etkilenmek için aldık. Siyasiler size etki edebilir mi? Eğer ettirirsen eder. Üstelik rakibin de sırtına biner. Biz bindirmemek için uğraşıyoruz. Bence Ziraat ve Halkbank da bizim yöntemle, yani çalışanlara satılarak özelleştirilmeli.
Bir noktaya dikkat çekti:
- Uzun süredir ilk kez, CHP’nin yönlendirdiği yönetim kurulu üyeleri parti üyesi değil. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bankamız konusunda çok hassas.
CHP, kâr payı alma hakkı olmayan hisseleri satacak birilerini bulabilir mi
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, CHP’nin bankadaki hisseleriyle ilgili soru üzerine, şu bilgiyi aktardı:
- Atatürk, hisselerini CHP’ye vermiş. Ancak, bu hisselerin temettü (kâr payı) hakkı için de Türk Dil ve Tarih Kurumu adres gösterilmiş.
- CHP, bankanızdan hiç kâr payı alamıyor mu?
- Tek kuruş bile alması söz konusu değil.
Bali, bu noktada bankanın büyük hissedarının çalışanlar olduğunun altını çizdi:
- İş Bankası Mensupları Munzam Vakfı, bankamızın büyük hissedarı konumunda.
- Peki CHP’nin o hisseleri satmasının önünde bir engel var mı?
- Temettü hakkı olmayan hisseleri kim almak ister ki?
A&T Bank’taki hisse için beklemeye geçti
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Libya’nın çoğunluk hissesine sahip olduğu A&T Bank’la (Arap-Türk Bankası) ilgili soru üzerine durum değerlendirmesi yaptı:
- Libya’daki gelişmeler üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Libyan Foreign Bank’ın A&T Bank’taki yüzde 62.37’lik hissesine el koydu. Biz ondan önce yüzde 20.5’lik hissemizi satışa çıkarmıştık, beklemeye geçtik. Zaten el koyma, bankanın sağlıklı şekilde yoluna devam etmesi için gerçekleşti. Banka, yasaklılar listesi dışına da çıktı zaten.
- Siz hissenizi ne yapacaksınız?
- Bu aşamada, “Satacağız” veya “Satmayacağız” diyemiyoruz.
Tansiyon zıplamalarından etkilenmedikçe Türk Lirası her zaman daha doğru seçenek
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’ye ekonomi yönetiminin zaman zaman, “Döviz kazanmayan mutlaka TL’de kalsın” uyarılarını anımsattık:
- 2001 krizinde bile Türk Lirası seçeneğinin daha doğru olduğu ortaya çıktı...
Bu konuda şu ayrıntıya dikkat çekti:
- Önemli olan tansiyon zıplamalarında durumu idare edebilmek. Yani, tam dövizin yükseldiği dönemlerde ihtiyaç ortaya çıkıyor ve alıyorsanız, o zaman zarar edebilirsiniz...
- Öyle bir durum yoksa...
- Bir kere dövizin yükseldiği dönemlerde alıma geçenler genelde zarar ediyor. Uzun dönemde söylendiği gibi döviz kazanmayanların borçlanmalarını TL’yle yapması, tasarrufu TL’de değerlendirmesi daha doğru olur.
Paylaş