Bankama el konulmasaydı şimdi 25 milyar dolardı

KRİZDE Toprakbank’ı batıran Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halis Toprak, 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın Eskişehir’den aday olduğunu görünce harekete geçti.

Öncelikle bölgedeki fabrikalarının üçünde de aniden üretimi durdurdu, maaş ödemesini aksattı. Amacı Kemal Unakıtan’ın dikkatini çekmek, ondan yardım istemekti. Seçim öncesinde zamanının çoğunu Eskişehir’de geçiren Unakıtan’a konunun ulaşması çok sürmedi.

Unakıtan, bunun üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nu (TMSF) aradı: "Halis Toprak’ın buradaki fabrikaları neden kapalı. Sizin yeni gerçekleştirdiğiniz bir operasyon mu var?"

Toprakbank’a el konulup kapatılmasından sonra zaman içinde Halis Toprak da diğer batık banka patronları gibi TMSF kuşatması altına girdi. Halis Toprak’ı zar zor protokol imzalamaya ikna eden TMSF, daha sonraki dönemde de, "Bazı varlıklarını sat, şirketlerini iyi yönet, bize borcunu öde. Eğer protokole uymazsan, şirketlerinin tümüne el koyar, satarız" demişti.

Halis Toprak, protokol imzalamasına rağmen verdiği sözlere uymuyor, taksitlerini ödeme dönemi her yaklaştığında bin dereden su getiriyordu. Başta TMSF Başkanı Ahmet Ertürk olmak üzere kurumun ilgilileri Toprak’ı her sıkıştırdığında o bir kaçış noktası yaratmaya çalışıyordu.

Toprak, seçim öncesinde Unakıtan’ın Eskişehir’de geçirdiği günleri fırsat bilip, bir mektup iletti. Unakıtan, "emanet"i muhatabına, Ahmet Ertürk’e iletmeyi yeğledi: "Bunu Halis Toprak verdi. Benden çok sizi ilgilendiriyor."

Ertürk, mektubun üzerinde Halis Toprak’ın adını görünce açıp göz gezdirdi. Toprak, aynı tezini yinelemişti: "Devlet bana söz verdiği teşvikleri ödemedi. Sıkışınca bankamdan kredi çektim. Hiç hak etmemişken bankama el koydular. Devletten alacaklıyım, bankama el konulduğu için mağdurum."

Ertürk, "Toprak yine aynı plağı takmış" diye düşünüp, mektubu cebine koyacakken, gözü son bölümüne takıldı: "Eğer Toprakbank’a el konulmamış olsaydı, bugün değeri 25 milyar dolara çıkmıştı."

Ertürk, son cümleyi Unakıtan’a gösterdi: "Halis Toprak’ın iddialarında nasıl uçtuğunu ’Bankam bugün 25 milyar dolarlık olurdu’ sözlerinden rahatlıkla anlaşılıyor."

Unakıtan, konunun üzerinde fazla durmadı: "İş sizin işiniz. Bildiğiniz gibi değerlendirin."

Halis Toprak’ın iddiasını öğrenince geçmişe döndüm. Bankasının "iyi" günlerinde bir genel müdürüne, "Bu bankayı Vakıfbank yapmanı istiyorum" demişti. O genel müdür, "Burası Toprakbank, Vakıfbank olmasını beklemeyin" yanıtı verip, ayırılmıştı.

Halis Toprak, yatırım yaparken olaya hep böyle baktı: "Turgut Özal bana, ’Tekelleri kır’ dedi. Ben de Selpak (Eczacıbaşı’nın markası), Kalebodur (Kale Holding’in markası) üreteceğim."

Toprakbank, krize kurban gitmese, bugün 25 milyar dolarlık değere ulaşabilir miydi? Yanıt için bir örneğe bakalım. Citigroup, Akbank’ın yüzde 20’sini 3.2 milyar dolara aldı. Akbank’ın değeri o günlerde 16 milyar dolar olarak belirlendi... Şimdilerde 17 milyar doların üzerinde...

Toprak, "Bankam 25 milyar dolarlık olurdu" diyor, TMSF, "Eylüle kadar süre, bazı varlıklarını sat, taksitlerini öde" diye bastırıyor...

Bakalım eylül Toprak’a neler getirecek?

Zengin Rus, 2 ay kalıp 240 bin dolar ödüyor

GEÇEN gün Antalya Havalimanı işletmesini 17 yıl 3 ay 17 günlüğüne 2 milyar 370 milyon Euro’ya (3.2 milyar dolar) kazanan Fraport-İçtaş Ortak Girişim Grubu’nun yeni planlarını konuşmak üzere günübirlik Antalya’ya gittim.

IC (İbrahim Çeçen) Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Çeçen, Frankfurt Havalimanı’nın işletmecisi Fraport AG Yönetim Kurulu Üyesi Matthias Zieschang, Antalya Havalimanı Uluslararası Terminal İşletmeciliği Genel Koordinatörü Yaşar Döngel ve Genel Müdürü Naci Alın’ın, 14 Eylül’den itibaren devreye girecek ICF Airports’u konuştuk.

Daha sonra fırsat yaratıp Fırat Çeçen’le birlikte IC Hotels’e bağlı Green Palace’ı gezdik. Fırat Çeçen, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yazlık konutunun da bulunduğu bölüme, oradaki villalara özellikle dikkatimi çekti.

Fırat Çeçen, geçen yıl devreye aldıkları bu bölümden çok memnundu: "Buradaki villaların geceliği tipine göre 3-4 bin dolar arasında değişiyor. En iyi müşterilerimiz zengin Ruslar. Kimi müşterilerimiz gelip 2-2.5 ay kiralıyor. Yani, iki ayda 240 bin doları gözünü kırpmadan ödeyebilen Rus müşterilerimiz var."

IC Hotels, buradaki villaları, "turizmde fark yaratma" arayışı içinde yapmış. Villaların içini İtalyan Fendi’ye döşetmiş. Sordum, villaların tamamı mayıs ayından beri doluymuş...

Turizmcilerin çoğu, 15-20 Euro’luk geceleme fiyatlarına bakıp, "Türkiye’yi ucuza satıyoruz" diye yakınırken, IC Hotels gibi fark yaratanlar da var...
Yazarın Tüm Yazıları