Paylaş
- Öğrencilerin büyük bölümü Türkiye’den gitmek istiyor.
Ecmel Ayral, bu durumu TÜİK verileriyle netleştirdi:
- Üniversite çağındaki öğrencilerin yüzde 77’si yurtdışına gitmek istiyor. Türkiye, yurtdışına öğrenci gönderen ülkeler arasında ilk 10’da yer alıyor.
Bu durumun “umut kaybı”ndan kaynaklandığı yönünde görüşbirliği oluştu:
- Öğrencilerin bir bölümü hedeflediği bölüme giremediği andan itibaren geleceğe dönük umut kaybı yaşıyor. Bir başka kesimi, üniversiteyi bitirip iş bulamayınca aynı duyguya kapılıyor.
Ayral, bir veriyi daha anımsattı:
- Üniversite mezunu gençlerin işsizlik oranı yüzde 30’a yakın. Bu oran “umut kaybı”nın nedenini ortaya koyuyor.
Derken Itır Erhart’ın koordinasyonunda yürütülecek projeye karar kılındı:
- “Umut Var” başlıklı bir proje başlatalım. Öğrencilerimiz insanlığa umut veren iyilik hikayelerini araştırsın. Saptanan iyilik hikayelerini bir ön jüri seçsin. Sonra internet üzerinden oylama yapalım. Ortaya çıkan en iyi 10 hikayeden “sosyal girişim” yaratmaya çalışalım.
Böylece “Bilgi Umut Var” projesi devreye girdi. Öğrenciler harekete geçti:
- “Bana umut veren, benim iyilik hikayem bu” diyerek yazılı ve görsel medyadan, sosyal medyadan saptadıkları 52 hikayeyi “Bilgi Umut Var” projesi yönetimine gönderdi.
Hikayeler, “sürdürülebilir kalkınma” kriterleri de dikkate alınarak incelendi. Seçilen 37 hikaye, internet üzerinden oylamaya sunuldu. Bilgi Üniversitesi Kurumsal İletişim Müdürü Deniz Gökçe İnceoğlu, oylamaya sunulan öykülerden bazılarını sıraladı:
* Hayata Sarıl Lokantası: Ayşe Türkçü’nün evsiz, sokakta yaşayan insanlar için rehabilitasyon merkezi vizyonu ile başladı. 2017’de dernek statüsü kazandı. Hayata Sarıl Lokantası’nda ücretiyle yemek yiyenler, gece aynı mekanda evsizlerin ücretsiz karnının doymasını destekliyor.
* Hayat Tamircisi: Derik’te (Mardin) yaşayan Hasan Kızıl, yaptığı yürüteç ve protezlerle 300 hayvanın yürümesini sağladı.
* Kanber Bakkal: Kanber Bozan, Üsküdar’daki bakkal dükkânının raflarında yiyecek-içeceklerin yanına kitapları diziyor. Çocuklar istediği kitabı alıyor. Okuyup özetini anlatınca istediği bir yiyecek-içeceği ücretsiz alıyor.
* Saçım Saçın Olsun: Kanser Savaşçıları Derneği, “Saçım Saçın Olsun” ve “serum askılı bisiklet” kampanyası yürütüyor. Bağışlanan saçlardan peruk hazırlatılıyor. Dernek ayrıca, küçük çocukların hastanelerdeki tedavileri boyunca hareketlerini sürdürmeleri amacıyla serum askılı bisikletleri tasarladı.
Itır Erhart, seçilecek 10 hikayenin “sosyal girişim”e dönüşmesi için destek vereceklerini belirtti:
- İlk 10 projenin kahramanlarına iyilik yaparken ihtiyaç duydukları desteği sunacağız. Bu, malzeme ve materyal desteği, mentorluk, web sitesi yapımı gibi birçok şekilde olabilecek.
“Hayata Sarıl Lokantası”, “Kanber Bakkal”, “Saçım Olsun”, “Hayat Tamircisi” ve daha niceleri...
Bunların “sosyal girişim”e dönüşecek olması işi “umut var”ın ötesine taşıyor...
KDV’NİN İNMESİ ANKA’NIN ÖMRÜNÜ UZATABİLİR MİYDİ
ANKA Ajansı’na 1979’da, öğrencilik dönemimde girdim. 1.5 yıl kadrosuz, stajyer olarak çalıştım. ANKA’da o dönemde Müşerref Hekimoğlu Genel Müdür, Teoman Erel Yazıişleri Müdürü, Varlık Özmenek İstihbarat Şefi, Uluç Gürkan Ekonomi Şefi idi. İstanbul bürosunda da Erol Özkök ve Yüksel Uysal vardı.
Ekonomi gazeteciliğine ilk adımı orada atmış oldum. ANKA’nın haftalık “Ekonomi Bülteni” o yıllarda efsaneydi. Bankacıların, iş insanlarının masalarında ANKA Ekonomi Bülteni yer alırdı. Her cuma günü saat 16.00 dolayında İlhan İzibelli’yi arar, “Ekonomi Bülteni”ndeki 15-20 kadar şirketin hisse senedi fiyatlarını alırdım.
Aradan yıllar geçti, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) temsilen yer aldığım Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Medya ve İletişim Meclisi’ne kurucu Başkan oldum. ANKA Ajansı’nın o dönemki Genel Müdürü Veli Özdemir de 3 Başkan Yardımcısı arasına girdi.
O günlerden başlayarak ilgili bakan-bürokrat görüşmelerinde, TOBB Sektör Meclisi yöneticilerinin katıldığı Başbakan ve bakanlarla buluşmalarında dile getirdiğimiz sorun-talepler arasında şu madde yer aldı:
- Haber ajanslarının medyaya servis ettiği haberler için aldıkları ücret üzerindeki yüzde 18 olan KDV oranı 1’e indirilsin.
Maliye Bakanlığı, sanırım bazı yabancı ajansların veri servisiyle sağladıkları yüksek ciroları dikkate alıp, oradan vergi kaybı oluşabileceği düşüncesiyle bu talebe sıcak bakmadı.
46 yıllık ANKA Ajansı geçen hafta yayın hayatına son verdiğinde düşündüm:
KDV oranı yüzde 1’e inse, ANKA’nın ömrü uzar mıydı?
Paylaş