Bağbozumu geldi çattı şarapçıda yine şafak attı

İZMİR’in iki önemli şarap üreticisinden "bağbozumu" mesajı aldım.

Biri 50 yılını şarap üretiminde geçirmiş Yazgan Şarapçılık’ın patronu Nurtekin Yazgan’dan, diğeri Sevilen Şarapları Yönetim Kurulu Üyesi Enis Güner’den...

İkisi de AKP iktidarının, "İçmesinler efendim" zihniyetiyle şarabın üzerine yüklediği acımasız Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yükünden yana dertli.

Nurtekin Yazgan, şarapçılığın Türkiye’de AKP’nin iktidara gelmesinden 8-10 yıl önce ciddi gelişmeler kaydetmeye başladığını hatırlatıyor, şaraplık üzümlerin fiyatının 80 YKr-1.5 YTL aralığına oturduğunu vurguluyor: "Bu fiyatları gören herkes, köylü, emekli, tüccar, bankacı aklınıza kim gelirse, herkes şaraplık üzüm yetiştirmek üzere bağcı oldu."

Yazgan, üst üste vergi darbesi yiyen şarap sektöründe bir yandan tasfiye tehlikesi belirdiğine dikkat çekiyor, diğer taraftan da maliyet düşürme çabasına giren bazı şarap üreticilerinin kendi özel bağlarını kurduğunu ifade ediyor.

Yazgan, şarabın normal fiyatını üçe katlayan vergi yükü nedeniyle, sektörün bu yılın bağ bozumu dönemine de büyük sıkıntılarla girdiğine işaret ediyor: "Eğer kurulan güzelim bağların üzümlerini değerlendirmek istiyorsak, şarapçılığı ÖTV denilen beladan kurtarmak gerekiyor. Bu konuda Avrupa Birliği’ni (AB) örnek alıp, ÖTV’yi sıfırlayın. Şarap ihracatına destek verin."

Yazgan
, yetiştirilen "altın" değerindeki bağların sökülmesi halinde çok büyük zararlar doğacağı, bağcılık felaketi yaşanabileceği uyarısı da yapıyor.

Enis Güner’in gönderdiği mesaja bakıyorum. Önce Sevilen İsabey Sauvignon Blanc üzümünden elde edilen Sevilen Sauvignon Blanc beyaz sek şarabın Türkiye’nin en iyi 10 beyaz şarabı arasında bulunduğunu belirtiyor. Güner, söz konusu şarabın İngiltere’de "yüksek tavsiye" ödülü kazandığını da vurguluyor.

Enis Güner, daha önceki sohbetlerimizde, gönderdiği mesajlarda olduğu gibi yine özellikle ithal sofra şarapları karşısında rekabet güçlerinin olmadığına dikkat çekiyor: "Biz ülkemizde üzümün kilosunu 1 dolara alırken, Şilili üretici 60 sente 75 cl’lik bir şişe şarap teklif ediyor."

Güner
, bu durumda Türkiye’nin, Türk şarap üreticisinin daha üst sınıf şaraba odaklanması gerektiğini düşünüyor, AB müzakerelerinde karşımıza çıkacak ayrıntıyı irdeliyor: "Dış rekabet, yerli şarap üreticisini zayıflatmaya başladı. Çünkü, yurtdışında şarap fazlası var. AB müzakerelerinde Türkiye, bağlarını önceden tescil edip, koruma altına almalı."

Güner
de üzüm üretimine ağırlık veren AB ülkelerinde şarapta ÖTV’nin "sıfır" olduğu noktasına odaklanıyor.

İki mesajdan da ortaya aynı görüntü çıkıyor...

AKP, şarap üreteni, şarap içeni "dövüyorum" derken, 100 bin bağcıyı da dövüyor...

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kime "dayak" attığının farkında mı acaba?

Galatasaray ve Beşiktaş Ülker’den neler istedi

ÜLKER
Grubu, önce "Biz doğrudan takım sahibi olmayalım, sponsorluk yoluyla markalarımıza güç katalım" stratejisini benimsedi, oturup hesap yaptı. Yılda ortalama 10 milyon dolardan, bugüne kadar Ülkerspor basket takımına 100 milyon dolar para harcanmıştı...

Kulüp için formül aranırken Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’dan Ülker Grubu’nun başındaki Murat Ülker’e, "Ülkerspor’u bize verin" teklifi gitti. İki taraf hızla anlaştı. Takımın adı Fener-Ülkerspor’a dönüştü. Ana sponsor Ülker oldu, bir de spor salonu yapma sözü verildi.

Ülker, Fenerbahçe anlaşması duyulunca Galatasaray ve Beşiktaş yöneticileri grubun kapısını çaldı: "Benzeri anlaşmayı biz de yapabilirdik..."

Ülker Grubu, "Cola Turka’yla Beşiktaş’a, Cafe Crown’la da Galatasaray’a sponsoruz. O iki markamızı geri çekip, genel Ülker markasını sizlere vermek doğru olmaz" yanıtını verdi.

Anlaşmayı Murat Ülker’in Fenerbahçeli olmasına bağlayanlara ailenin taraftarlık dağılımı yanıt oldu:

Baba Sabri Ülker: Beşiktaşlı.

Oğlu Murat Ülker: Fenerbahçeli.

Torun Ali Ülker (Sabri Ülker’in kızının oğlu): Galatasaraylı.

’Bir avuç fındık’ yetmedi, üretici ’düşman’ ilan etti

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan
’ın Danışmanı, International Tree Nut Concil’in (INC-Uluslararası Ağaç Yemişi Konseyi) Başkanı Cüneyd Zapsu, Başbakan’dan "vize" alınca, geçen perşembe akşam üstü CNN Türk’te canlı yayına çıktı.

Ebru Baki’nin yönettiği programa Deniz Gökçe ve Yavuz Semerci ile birlikte soru sormak üzere ben de katıldım. Cüneyd Zapsu, INC’deki başkanlığı sayesinde ceviz ve bademin yanısıra fındığı da "sağlığa yararlı" ilan ettirmeyi başardığını vurguladı. Zapsu, Fındık Tanıtım Grubu’nun kurulmasında etkin rol oynadığını, "Bir avuç fındık iyi gelir" sloganında payı olduğunu belirtti.

Sonuç... "Bir avuç fındık iyi gelir" sloganı yetmiyor...

İhracatçı yabancı alıcının izinde gidip, içerde fındık fiyatı yükselmesin diye uğraşıyor...

Düşük kalan fiyat, fındık üreticisini meydanlara döküyor, Zapsu "düşman" ilan ediliyor..

Üstüne üstlük içerdeki tüketici "Bir avuç fındığın" yanına bile yaklaşamıyor...
Yazarın Tüm Yazıları