ULUSLARARASI Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, son dönemlerde en çok Bulgaristan’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olur olmaz, Almanya’nın da bastırmasıyla Türk TIR’larına "serbest geçiş"te sorun çıkarmasından yana dertli.
Bulgaristan’la Türkiye 1979’da imzaları atmış: "TIR’ların geçiş ücretlerinde çifte standart yok.Türk TIR’ı Bulgaristan’da Bulgar TIR’ı gibi muamele görecek.Türkiye de Bulgar TIR’larına aynısını yapacak."
Bulgaristan zamanla imza attığı geçiş ücretleri konusunda farklı uygulamaları benimsemiş. Türk uluslararası nakliye sektörü de bir yandan mücadele ederken, diğer taraftan bunlara katlanmış.
1 Ocak 2007’de AB’nin kapısından "tam üye" olarak giren Bulgaristan, Türk uluslararası nakliye sektörüne karşı "Almanya’nın tetikçisi" gibi davranmaya başlamış. Almanya, Bulgaristan’a bastırmış: "Türk TIR’ları ucuz taşıma yapıyor.Bizim nakliye sektörümüze zarar veriyor.Siz artık AB üyesi oldunuz.Bizim durumumuzu da dikkate almanız gerekiyor.İkili anlaşmayı bırakın, yüzünüzü bize dönün."
Bulgaristan da bunun üzerine Türkiye’ye sırt çevirmiş: "Artık TIR’larınız eskisi gibi serbestçe geçiş yapamaz.Bizde şimdi AB kuralları geçerli."
Türkiye’nin 86 milyar dolarlık ihracatının yüzde 53’ü karayolundan gerçekleşiyor. Bunun yüzde 90’ını da Türk TIR’ları yapıyor. Sektörün yıllık cirosu da 5 milyar dolara ulaşıyor.
Çetin Nuhoğlu, geçmişte bu oranın yüzde 70’i pek aşmadığını belirtiyor: "İlk defa ihracatımızda Türk bayraklı TIR’ların oranı yüzde 90’a çıktı."
Nuhoğlu’na göre, ulaştıkları yüzde 90’lık pay, Almanya’daki rakiplerini çileden çıkarıyor. Bu yüzden de Bulgaristan aracılığıyla Türk TIR’larını engellemeye çalışıyorlar.
İşin Çetin Nuhoğlu’nu en çok ürküten yanı da Türkiye’deki yetkililerin, "Biraz onlar da pay alsın.Bundan ne çıkar" tavrını takınması olmuş: "Siyasetçi, bürokrat ve sektör el ele veremezsek, Bulgaristan’ın çıkardığı engelleri, Almanya’nın bize karşı takıntısını aşamayız."
Nuhoğlu, bir yandan böyle içini dökerken, diğer taraftan geçen hafta Bulgaristan’da uluslararası nakliye dernekleri AEBTRİ, NABC ve BASAT’ın katıldığı, Bulgaristan Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarının "gözlemci" olarak bulunduğu toplantıda RODER’le birlikte mücadele verdi.
Başında bir Alman firmasının temsilcisi bulunan BASAT, "Türk TIR’ına eskisi gibi kolay geçiş yok" tavrında diretti. Bugün bir görüşme daha olacak. Belki de çözüm hükümetlere kalacak.
Nuhoğlu, Almanya’nın Bulgaristan’ı da etkileyerek Türk TIR’larına çıkardığı engelleri, "Türk uluslararası nakliye sektöründe etkinlik, şirketlere ortaklık veya satın alma planlarına" bağlıyor.
Aslında Nuhoğlu, başta Almanlar olmak üzere yabancı sermayeli şirketlerin sektörlerine girmesine karşı değil: "Bu işi arkadan dolanarak, önümüze engeller çıkarıp şirketlerimizi güçsüzleştirerek yapmaya kalkmasınlar.Ya gelip bizimle rekabet etsinler ya da bedelini ödeyip, şirketlerimize ortak olsunlar, alsınlar."
Yaşananlara, anlatılanlara bakılırsa Çetin Nuhoğlu hiç de haksız değil...
86 milyar dolarlık ihracatımızın yarısını taşıyan sektörü yalnız bırakmayalım...
İETT Garajı arsası için o gün masada 2.8 milyar dolar vardı
TÜRKİYE Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) ile Tarım Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği "Et ve Süt Sektörlerinde Küresel Vizyon" konferansının Tarım Bakanı Mehdi Eker ev sahipliğindeki kokteylindeyiz. SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan’la iki seçim ortamında ekonominin geleceğini, yabancı sermayenin gayrimenkule ilgisini konuşuyoruz.
Erdal Bahçıvan, işadamlığının verdiği pratiklikle ayaküstü bir hesap yaptı: "İETT arsasının ihalesi günü masada 10 milyar dolar para vardı."
Erdal Bahçıvan, İETT arsasıyla 20 şirket-konsorsiyumun ilgilendiğini, her birinin 500’e milyon doları gözden çıkardığını düşünmüştü.
İETT Garajı arsası ihalesi için 19 şirket şartname almış, 7’si teklif vermişti. En düşük teklif 300 milyon dolar düzeyindeydi. Bahçıvan’ın yöntemiyle ortalama şirket başına gözden çıkarılan parayı 400 milyon dolar kabul ettim.
O gün "masada olduğu" düşünülen para 2.8 milyar doları buluyordu. Şimdi bunun 800 milyon doları biraz aşan bölümü Sama Dubai’nin kasasından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gidecek. Kalan 2 milyar dolara yakın para Erdal Bahçıvan’ın görüşüne göre, yeni fırsatları kollayacak...
Sadece bu hesapla bile Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler demeden, yerlisiyle yabancısıyla yatırımcılar Türkiye’ye milyar dolarları akıtmayı sürdürecek görünüyor...