Alım garantisi olmadan elektrikli oto aküsü üretirsek batabiliriz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÖNCEKİ cuma gecesi saat 23.00’de Dalyan BCSPA Otel’in restoranına girdiğimde bir masada İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Meral İnci Zaim, Yönetim Kurulu Üyeleri Şerife İnci Eren, Perihan İnci ve Neşe Gök, diğerinde İnci Akü CEO’su Göksel Paker, konuklarıyla sohbet ediyordu.
Buluşmanın gerekçesi, “Mavi Deniz, Özgür Caretta” sloganıyla devreye alınan sosyal sorumluluk projesine kamuoyunun dikkatini çekmekti. Göksel Paker’in bulunduğu masaya oturdum, sözü elektrikli otomobile dönük hazırlıklardan açtım: - Elektrikli otomobiller için akü üretimine dönük hazırlıklarınız nasıl gidiyor? - Ar-Ge çalışmalarımız sürüyor. Bir-iki prototip yaptık. Onlar araçlar üzerinde test ediliyor. - Dünyada ortaya konulan örneklere göre artısı-eksisi nedir? - Mevcutlardan pek farkı yok. Hepimiz aşağı yukarı aynı teknolojiyi kullanıyoruz. Elektrikli otomobil aküsünde herkes lityumu kullanıyor. - Dalyan’daki elektrikli teknelerde kurşun-asit tekniğini kullanmışsınız. Aynı sistem otomobil için de kullanılamaz mı? - Şarjın dayanma süresi lityumda daha fazla. Menzili olabildiğince uzun tutmak için lityum kullanmak durumundayız. - Artık prototip de yaptığınıza göre, belki de kısa süre sonra seri üretime geçersiniz... - Şimdilik mümkün görünmüyor. - Neden? - Tek başımıza üretemeyiz. - Ne kadarlık bir yatırım gerekiyor? - 20 milyon dolarla başlar, 100 milyon dolara doğru gider. - Ortak mı bulmanız gerekiyor? - Hayır... Asıl sorun bize garanti verecek alıcı. - Ne tür bir garanti? - Alım garantisi olması gerekiyor. - Ne kadarlık bir alım garantisi? - Bir-iki otomobil üreticisinin bize yıllık toplamı 10 bin adedi bulacak garanti sağlaması gerekiyor. - Ne kadar sürecek bir garanti olmalı? - 5 yıllık olmalı... - Yani, 5 yılda 50 bin adet satışı garantilemeden elektrikli araç aküsü üretimine soyunamayacak mısınız? - Garanti alıcı müşteri veya müşteriler olmadan elektrikli araç aküsü üretmeye kalktığımızda, o yatırım bizi zorlar ve batırabilir... “Batırabilir” kelimesi bana 1980’li yılların ikinci yarısında, Turgut Özal’ın Başbakan olduğu dönemde Ercan Holding bünyesinde kurulan MAN Motor’u anımsattı. Ercan Holding’e, “Savunma sanayine dönük motor üretin, alım sizden yapılacak” sinyali verilmiş, MAN Motor Fabrikası da o yüzden Ankara’da devreye girmişti... Verilen sözler tutulmadı, yapılan hesaplar havada kaldı, Ercan Holding’i kendi krizine sürükleyen süreç başladı... Aradan yıllar geçti, Alman MAN, Türkiye’ye doğrudan geldi... Söz konusu fabrika, MAN’ın Türkiye’deki otobüs üretim üssüne dönüştü... Kısacası, İnci Akü teknolojik açıdan elektrikli araçlara hazır noktada olsa da, gözünü karartıp “macera”ya dalmıyor... Geçmiş deneyimler, bu tutumun daha doğru olduğunu ortaya koyuyor...
Celal Sönmez Türk tarımına damga vurdu, sen trajikomik bir olayın malzemesi yaptın
BURSA Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı Celal Sönmez, “Telefondaki sekreter ısrarla bana, ‘Cenaze namazınız nerede kılınacak’ diye sordu” sözleriyle başından geçen ilginç konuyu aktarınca, ilgimi çekti, yazdım. Vefat eden Antalyalı Celal Sönmez’e saygısızlık ettiğimi ailesinden ve onu sevenlerden gelen mesajlardan anladım. 30 yıl Antalya Ziraat Odası Başkanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuş Celal Sönmez’in Türk tarımına damga vurduğunu anımsatan iki mesaj aldım. Biri Erhan Zeyneloğlu’ndan, diğeri Celal Sönmez’in kızı Sema Zeyneloğlu’ndan geldi. Her iki mesajda da öncelikle sitem vardı: - Antalyalı Celal Sönmez, sadece trajikomik olayın içinde bir cümleyle geçiştirilemez. Öyle yapmakla içimizi acıttınız. Ardından Celal Sönmez’in Türk tarımına nasıl damga vurduğunu aktarmışlar: · Celal Sönmez, Antbirlik’in kurucusuydu. Antalya’da tarımın gelişmesi için değişik tohumlar üretti. Yurtdışından deneyimler aktardı. Hayvancılığın gelişmesi için çok çalıştı. · Bugün bize çok doğal gelen Avokado, Pekan Cevizi gibi türev ürünleri ilk defa yetiştirdi ve yaygın üretimine önayak oldu. · Aksu Köy Enstitüsü’nde öğretmenlik ve müdür yardımcılığı yaptı. Orada birçok kıynetli insanın yetişmesine emeği geçti. · Gerektiğinde bakanlarla bile kavga etti, adı “Eşkıya Celal”e çıktı. Yılmadı, Afet Kanunu gibi bugün AB standardı olan kanunların çıkarılması için savaştı ve başardı. · Yine de çevresinde öylesine saygı uyandırdı ki, zamanında çok eleştirdiği 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel dahi vefatı sonrasında üzüntülerini bizzat arayarak ailesine iletti. Türk tarımının öncü isimlerinden Celal Sönmez’in ailesinden özür diliyorum. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın...
‘Aman dikkat’ diye diye yatırım olur mu, Türkiye büyümeyi sürdürebilir mi
BURSA Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez’e sorduk: - Bursa’da yatırım iştahı nasıl? - Hükümet sürekli iç pazarı soğutmaktan, kredilere fren koymaktan, cari açığa önlem almaktan söz ediyor. Böyle bir ortamda yatırım iştahı sürer mi bilmem. Sönmez’in ortaya koyduğu izlenimi daha ileri götüren bir tepki de dün CHP İstanbul Milletvekili Prof. Aydın Ayaydın’dan geldi: - Bir yandan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, sürekli “Kriz geliyor, harcamayın” uyarısı yapıyor. Kabinenin diğer iki üyesi Zafer Çağlayan ile Nihat Ergün ise, “Kriz yok” mesajı veriyor. Bu durum kafaları karıştırıyor. Prof. Ayaydın, hükümete şu soruyu yöneltmiş: - Hükümetin görevi kriz çığırtkanlığı yapmak mıdır, yoksa muhtemel bir krize karşı gerekli önlemleri almak mıdır? Sonra da cari açık tehlikesine dikkat çekmiş: - Yılın ilk 5 ayındaki cari açık 37.5 milyar dolar oldu. Son 12 aylık cari açık 68.2 milyar dolar düzeyinde. Yani, milli gelirin yüzde 10’una yakın. Bu gidişle yılı 100 milyar dolarla kapatacak. Sözünü şöyle bağlamış: - Halkı telaşlandırmayın, önlem almaya bakın... Atılan adımların iş dünyasındaki yansımasını Celal Sönmez ortaya koyuyor... Bu durumda Prof. Ayaydın’ın üzerinde durduğu nokta önem kazanıyor...