Ali Babacan değişken faizli mortgage kredisi alır mı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ULUSLARARASI Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) Şeref Özgencil yönetimindeki Finans Dünyası Dergisi’yle düzenlediği, Hürriyet’in de sponsorları arasında bulunduğu "Fırsatlar Ülkesi Türkiye" konferansının akşam yemeği...
Yemeğin konuşmacısı Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, kürsüye çıkmadan önce yabancı şirket temsilcileriyle sohbet ediyor. Bir ara bana da hatır sorunca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) o saatlerde geçen Mortgage Yasası’nı hatırlattım: "Yasa sizin ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın uyarıları üzerine kredi faizine vergi avantajından vazgeçilerek çıkarıldı."
Babacan yanıt vermeye hazırlanırken, Kent Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu araya girdi: "Sayın Bakanım, Mortgage Yasa Tasarısı’nda öngörülen vergi avantajının kalkması için sizden beklenmeyen sertlikte açıklama yaptınız gerçekten."
Babacan güldü: "Bakanlar Kurulu’nda görüştüğümüzde vergi avantajı yoktu. TBMM’deki komisyonlarda milletvekili arkadaşlarımız farklı düşüncelerle madde değişiklikleri yapıyorlar. Söz konusu vergi avantajı programımıza uymuyordu. TBMM Genel Kurulu’nda düzeltmenin yapılması iyi oldu."
Ali Babacan, ardından Mortgage Yasası’nın kısa vadede vatandaş açısından mevcut konut kredisinden çok da farklı yenilik getirmeyeceğini vurguladı: "En önemli değişikliklerden biri ’değişken faiz’e de yer verilmesi."
Yani, Mortgage Yasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra konut kredisi kullanan, isterse "değişken faiz" tercihi de yapabilecek. Faizler değiştikçe, kredi kullanmış vatandaşa da yansıtılacak.
Ya yükselirse? "Değişken faizli" kredi kullanan, yükselişi de göğüslemek zorunda kalacak. O yüzden "sabit" ya da "değişken faiz" tercihi yapılırken, iyi düşünüp karar vermek gerekecek.
Bu noktada Özcan Tahincioğlu yine araya girdi: "Sayın Bakanım, 15 yıllık konut kredisi kullanacak olsanız, değişken faizi düşünür müsünüz?"
Babacan yanıtta tereddüt etti, Tahincioğlu meraklandı: "Sayın Bakanım, bu kadar düşünmenizi olumsuz yanıt olarak mı algılamak gerekir?"
Babacan, tereddüt etmesinin nedenini açıkladı: "Benim böyle bir soruya vereceğim her türlü yanıt, yönlendirici olur. O nedenle bu tür sorulara yanıt vermemeyi daha doğru buluyorum."
Babacan’la kısa mortgage sohbetimizden çıkan sonuç şu:
Mortgage uygulaması hemen sizi ’kira öder gibi ev sahibi yapmaz’ bunu bilin.
Mortgage ile yüzde 5’lik Banka ve Sigorta Muamemeleleri Vergisi kalkıyor, unutmayın.
Ziraat Bankası’ndaki felsefeyi anlatmış
DEVLET Bakanı Ali Babacan, "Fırsatlar Ülkesi Türkiye" toplantısının akşam yemeğine katıldığı günün sabahı Ziraat Bankası’nın 2006 yılı kárını açıklamıştı...
Babacan’a sordum: "2.1 milyar YTL’lik kárı gördünüz, ’tam seçim yılında Ziraat Bankası’yla övünmeliyim’ diye mi düşündünüz?"
Babacan, Ziraat Bankası’nın bilanço toplantılarına 4 yıldır ilk kez katıldığını vurguladı: "Ziraat Bankası’nın böyle kár edebilecek yapıya nasıl kavuştuğunun arkasındaki felsefeyi anlatmak istedim."
Kamu bankalarındaki "görev zararı" hastalığı, 2001 krizinden sonra dönemin Devlet Bakanı Kemal Derviş ve ekibinin, Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) birlikte getirdiği kurallarla ortadan kalkmaya başladı...
AKP de bu kurallara aynen uydu... Yoksa Ziraat 2.1 milyar YTL’yle "kár rekortmeni" olur muydu?
Babacan’a European Nickel mektubu
YASED’in akşam yemeğinde Devlet Bakanı Ali Babacan’ın masasında European Nickel PLC’nin icra görevi olmayan Yönetim Kurulu Üyesi Sir David Logan da vardı.
Uzun süre AKP Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç’le sohbet eden Logan, yarım yamalak Türkçesi’yle Babacan’a birşeyler söyleyip, cebinden çıkardığı mektubu uzattı.
Yemeğin bitiminde Logan’a mektubun içeriğini sordum. O sırada yanına European Nickel Genel Müdürü Simon Purkiss de geldi: "Manisa Turgutlu’da 300 milyon dolarlık nikel yatırımı yapıyoruz."
Üsteledim: "Belli ki bir sorununuz var, o yüzden Babacan’a mektup verdiniz. Ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan’dan da randevu almışsınız."
Sorunlarını açıklamak yerine, "Bizimki Türkiye’deki ikinci büyük İngiliz yatırımı olacak" demekle yetindi. İkili ertesi gün Başbakan Erdoğan’la da görüştü...
Bakalım İngiliz nikelcinin pek açık etmediği sorunu cözülecek mi?