Afişte sadece kubbe ve minare olunca hemen Türkiye mi akla gelir

Dağıtılan program kitabını incelerken, 2009-2010 döneminde gerçekleşecek toplantıların afişleriyle ilgili fotoğraflar dikkatimi çekti. Afişler sırasıyla şöyle:

Çin GRI (Şanghay-2 Haziran 2009): Çin yapı kültürünü yansıtan bir bina fotoğrafı kullanılmış.

Avrupa GRI zirvesi (Paris-15/16 Eylül 2009): Paris’in tarihi yapılarından birinin fotoğrafına yer verilmiş.

Hindistan GRI (Yeni Delhi-23/24 Eylül 2009): Hindistan yapı kültürünü modern çizgilerle yansıtan bir binadan küçük kesit fotoğrafı yer almış.

Rusya GRI (Moskova-30 Eylül 2009): Kızıl Meydan’daki kilisenin de göründüğü bir Kremlin manzarası kullanılmış.

Yeni Avrupa GRI (Varşova/Polonya-23/24 Kasım 2009): Varşova’daki binalardan bir görüntüye yer verilmiş.

Türkiye GRI (İstanbul-19 Ocak 2010): Afişte cami kubbesi ve minareden bir kesitin birlikte yer aldığı fotoğraf karesi var.

Avrupa GRI (St. Moritz/İsviçre/21-24 Ocak 2010): St. Moritz’den bir görüntü yer almış.

Amerika GRI (New York-25 Şubat 2010): Afişte Brooklyn Köprüsü’nün fotoğrafı var.

Asya GRI (Singapur- Mart 2010): Singapur’daki yüksek binalardan bir görüntü afişi süslemiş.

Almanya GRI (Frankfurt-Nisan 2010): Yüksek banka binalarından birinin görüntüsüne yer verilmiş.

Toplantı aralarından birinde GRI’nin Başkanı Henri Alster’a sordum:

 Türkiye (İstanbul) afişinde neden sadece cami kubbesi ve minareden yarım görüntü kullandınız?

- Önerdiğiniz başka şey mi var?

 İstanbul’u özellikle gayrimenkul yatırımcıları açısından çekici kılan etkenlerden biri Boğaz olmalı. Örneğin Boğaz Köprüsü’nden bir görüntü de kullanabilirdiniz.

- New York’taki Brooklyn Köprüsü’nün ayırıcı bir özelliği vardır. Köprüyü görenin aklına hemen New York gelir. Boğaz Köprüsü aynı etkiyi yapar mı emin değilim.

Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ araya girdi:

 Afişte kullandığını yarım kubbe ve yarım minare görüntüsünün İstanbul’u anımsattığına emin misiniz? Herhangi bir Müslüman ülkeyi de anımsatabilir.

- Haklı olabilirsiniz...

Hakan Güldağ’la birlikte soru ve önerilerimizle konuşmayı sürdürdük:

 Boğaz Köprüsü ve camiyi bir arada aynı karede gösteren çok sayıda fotoğraf çekmek mümkün.

- İstanbul’u daha iyi simgeleyeceğini düşündüğünüz fotoğraflar varsa bize gönderin lütfen.

İstanbul’u simgeleyen fotoğraf göndermek için GRI Başkanı’na söz verdik. Fotoğraf göndermek isteyen kendisine henri.alster@globalrealestate.org adresinden ulaşabilir.

Afişe siz de bakın, üzerinde Türkiye ya da İstanbul yazmasa, ayırıcı özelliği var mı?

Bu yılki sosyal sorumluluk projem personel çıkarmamak

GEÇEN akşam Zehra Güngör-Ruhi Sanyer çiftinin evinde Silk&Cashmere’in patronu Ayşen Zamanpur’la karşılaştım. Zamanpur, "Bu kriz Silk&Cashmere’i teğet geçecek" havasındaydı:

- Satışlarımızda bir azalma elbette var. Ancak, ürkütücü boyutlarda değil.

 O zaman krizin sona ereceği dönem konusunda da iyimser olmalısınız?

- Hayır. Kendimi en kötüye hazırlamam gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla 2010’un ikinci yarısından önce düzelme beklemeyenler arasındayım.

 En kötüye hazırlıklı olma formülleriniz arasında personel sayısını azaltmak var mı?

- Yok... Her yıl çeşitli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeye çalışırız. Bu yılki sosyal sorumluluk projem, personel sayısını azaltmamak olacak.

 Silk&Cashmere’de kaç kişi çalışıyor?

- 200 dolayında personel var.

Prof. Parlak MEV’e Başkan oldu

GEÇEN cumartesi günü Malatya Eğitim Vakfı’nın (MEV) genel kurulu vardı. Bayrağı Mustafa Başdemir’den devralan Şaban Taçyıldız, başarılı geçen başkanlık dönemini noktalamak istiyordu.

MEV’in Mütevelli Heyeti, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü bir süre önce sona eren Prof. Mesut Parlak’ın yeni dönemde başkan olmasından yanaydı.

Prof. Parlak, adaylığa sıcak bakınca, MEVde çekişmesiz bir seçim gerçekleşti. Böylece Prof. Mesut Parlak, MEV’in yeni Başkanı oldu. O bastırınca, Şaban Taçyıldız da yönetimde kaldı...

Malatya şimdi, Prof. Parlak’ın seçilmesinin yarattığı yeni heyecanla daha çok öğrenciye burs kapısı açılmasını, daha çok okul yapımına ön ayak olunmasını bekliyor...