- BM Genel Kurulu’na katılan liderlere dağıttığımız “güvenli bölge kitapçığı”nı arkadaşlara da verelim.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya İlişkileri Koordinatörü Mücahid Eker, kitapçığı dün sabah gönderdi. Kitapçıkta “güvenli bölge”de oluşturulacak köy ve ilçelerle ilgili şu bilgiler yer aldı:
“Güvenli bölge”de 1 milyon Suriyeli nüfusun yerleştirileceği 5 bin nüfuslu 140 köy ile 30 bin nüfuslu 10 ilçeden oluşan yerleşim alanı planlanıyor.
Köylerle ilgili şu detaylara yer verildi:
Köylerin her birinde 350 metrekare arsaya oturan 100 metrekare 3+1 ev ve ahırdan oluşan 1000 konut, 2 cami, 16 derslikli 2 okul, 1 gençlik merkezi ve kapalı spor salonu ile yönetim merkezi projelendirilecek. Köylerde her haneye arazinin büyüklüğüne göre 1 dönüm tarım yapılabilecek arazi verilecek.
İlçeler için de şu ayrıntılar dikkat çekti:
İlçelerde ortalama 100 metrekarelik (3+1 ve 2+1) 6 bin konut, 1 merkez cami, 10 mahalle cami, 16 derslikli 8 okul, 1 lise, 2 kapalı spor salonu, 5 gençlik merkezi, 1 küçük stat, 4 mahalle ölçekli futbol sahası, sosyal tesisler ile 8 ilçede 10 yataklı, 2 ilçede 200 yataklı hastane, küçük sanayi sitesi, üniversite ve yerleşimlerin ihtiyacı olan teknik altyapı gereksinimlerini karşılayacak yapılar projelendirilecek.
Erdoğan, konuyu değerlendirirken söze şöyle girdi:
- Siyasette tutarlı olmak önem arz ediyor. Bir taraftan hükümete, iktidara IMF ile münasebeti geliştirip kredi vesaire almayı tavsiye edeceksiniz... Ki bu iktidarı biz IMF’ye 23.5 milyar dolar borçla devraldık ve 2013 Mayıs’ında borcu sıfırladık.
Türkiye’nin IMF’ye borç vermesi konusunu anımsadı:
- Daha sonra IMF bizden 5 milyar dolar borç talebinde bulundu. Biz de “veririz” deyince bunlar baktılar bu iş ciddiye gidiyor, “vazgeçtik” dediler. Bundan sonra zaten IMF’den borç talebi diye hiçbir zaman bizim düşünce dünyamızdan geçen bir şey söz konusu olmadı. Bu bizim aklımızın ucundan geçmiş değil.
Türkiye’nin IMF’nin kapısını ilk kez İsmet İnönü döneminde çaldığını vurguladı:
- Yani, onların dönemlerinde başladı. Biz avucumuzda 23.5 milyar dolar borç bulduk. Ondan sonra da süratle dedik ki “Biz bu işin ne yapıp yapıp sıfırlayacağız.” 2013 Mayıs’ında da sıfırladık, kurtulduk. Şimdi IMF’ye herhangi bir borcumuz yok. Biz biliyorsunuz IMF’nin aynı zamanda ortağıyız. Bu da var. Öyle bir durum değil yani çok da fakir fukara değiliz.
CHP ve İYİ Parti temsilcilerinin IMF Heyeti ile gizli görüşmesinden söz edildiğine dikkat çekti:
- Ben niye görüştüler falan diye de bir derdin içerisinde değilim. Tamam da kimden neyi kaçırıyorsunuz? Bir defa IMF’nin temsilcileri size hakikaten muhatap alacaklarsa gelsin sizi makamınızda ziyaret etsin. Niye gidip otellerin odalarında, lobilerde görüşmeler yapıyorsunuz.
DIŞ Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye-ABD İş Konseyi’nin (TAİK) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla New York’ta gerçekleşen “10. Türkiye Yatırım Konferansı Galası” öncesi durum değerlendirmesi yaparken ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un bu ayın ilk haftasındaki Türkiye ziyaretine döndü:
- Sayın Ross, “Türkiye ile 20 milyar dolar olan ticaret hacmimizi 100 milyar dolara çıkarmak için Başkan Trump’tan talimat aldım. 100 milyar doları fifty-fifty (50-50) yapacağız” dedi.
Ross’un söz konusu hedefe dönük görüşmeler için Türkiye’de 5 gün kaldığını anımsatıp, şu sözlerini aktardı:
- 100 milyar dolarlık ticarete ulaşmayı orta vadeli hedef gibi görmeyin, o zaman gerçekleşmesi zaman alır. En doğrusu hemen kolları sıvamak.
- Çin’le ABD’nin yaşadığı gerginliği biliyorsunuz. Oluşacak boşlukta yerinizi almak için hızlı hareket edin. Zaman sizin aleyhinize çalışır.
ABD Başkanı
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) binasında kendisine ayrılan ofiste Almanya Başbakanı Angela Merkel’i kabulü sürerken BM’nin hemen karşısındaki Türk Evi inşaatına gittim.
Tamamlanma oranı yüzde 70’i bulan inşaatın önünde CCN Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çeçen, İC İçtaş İnşaat İcra Kurulu Üyesi Burak Vardan, şirketin ABD Direktörü-Proje Sorumlusu Turgay Tanhan, Cephe Proje Müdürü Onur Zeybek ve İnce İşler Proje Müdürü Esin Pektaş’la buluştuk.
Murat Çeçen, temeli Eylül 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atılan yeni Türk Evi projesinin yapımını İC İçtaş İnşaat’ın ABD’li Tishman’la birlikte üstlendiğini anımsattı:
- Mimari projesi Perkins Eastman tarafından gerçekleşen projeyi iç dekorasyon noktasına kadar tamamlamak bizim işimiz. Cumhurbaşkanımız TURKEN buluşmasında tamamlanma süresini Ekim 2020’ye çekti.
Burak Vardan araya girdi:
- Burası, New York’un inşaat yapmak açısından en zor bölgesi. BM’nin tam karşısındayız. BM’de önemli toplantılar olunca bizim iş duruyor. Nitekim şu anda inşaata ara vermiş durumdayız. Dolayısıyla süre konusunda bizi zorluyor. Ancak, Cumhurbaşkanımızın verdiği sürede tamamlarız.
Türk Evi’nin 1110 metrekarelik zeminde yükseldiğini belirtti:
- Film, senaryo, kitap tüm eserlerimin mali haklarını eğitime kaynak olması için Darüşşafaka’ya bağışlıyorum.
Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Tayfun Öktem ve yönetim kurulu üyeleri, Özgentürk’ün bağışçı olarak attığı bu önemli adımı şöyle şöyle yorumladı:
- Ali Bey, bir anlamda, “Buyurun, anahtar sizin” demiş oldu.
Darüşşafaka Cemiyeti kaynak geliştirme ekibi, bağışın dökümünü çıkarmak üzere kolları sıvadı:
- Ali Özgentürk’ün yayınlanmış ve yayınlanmamış 100’e yakın eseri var. Hepsinin mali hakları, eserlerin tüm kullanım, telif hakları Darüşşafaka’ya geçmiş olacak.
Ekibin dikkatini ilk çeken film şu oldu:
- 1977 yılında Atıf Yılmaz’ın çektiği, Cengiz Aytmatov’un romanından uyarlanan, senaryosunda Ali Özgentürk’ü imzası bulunan “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin senaryo hakları Darüşşafaka’ya geçiyor.
Çalışma sonunda şu döküm çıktı:
Derken pekmez tüketimi azalmaya başladı. Güney’de ilk şaraphaneyi 1954’te Hüseyin Şirin kurdu. Ardından aralarında Fevzi Tokat’ın da yer aldığı 10 kişi ikinci şaraphaneyi açtı:
* Onel Kollektif Şirketi.
1960-61’de “Onel” dağıldı. Şirketten kopanlar 4-5 ayrı şaraphane kurdu. Ayrı şaraphane açanlar arasında Fevzi Tokat da vardı. 300 metrekarelik şaraphanede şişelemeye 1965-66’da geçebildi. Kardeşi Yasin Tokat o sırada lisedeydi. Yasin, abisinin şarap üretimine başlaması üzerine kararını verdi:
- Ziraat Fakültesi’ne gireceğim.
Hedefine uygun yol aldı:
- Ziraat Fakültesi’ni 1972’de bitirdim. Zeytinyağı, şarap, süt ve bira konusuna yoğunlaştım.
Güney’e dönüp abisinin yanında çalışmaya başladı. 1972’den itibaren de Pamukkale Şarapçılık’ın tüm sorumluluğu Yasin Tokat’a geçti. İlk dönemlerde yıllık 250-300 bin litre üretimleri vardı.
1990’da şarap ihracatını denedi:
- Sadece Petkim’e yılda 100 milyon dolar yatırım yaptık, devam da ediyoruz. Yani, alım bedeli hariç Petkim’e yatırımımız 1 milyar doları buldu.
Petkim’in ekonomideki rolüne dikkat çekti:
- Petkim, Türkiye’nin ilk ve tek entegre petrokimya tesisi. Türkiye’deki ihtiyacın yüzde 20’sini tek başına karşılıyor. Ürettiği 60 farklı ürünü çoğu KOBİ olmak üzere 6 bin sanayi kuruluşu kullanıyor.
Türkiye’nin ilk stratejik yatırım belgesine sahip olan Star Rafinerisi üzerinde durdu:
- Star Rafinerisi’ni 6.3 milyar dolar yatırımla kurduk. Yılda 10 milyon ton ham petrol işlenebiliyor. Yılda 4.8 milyon ton dizel, 1.6 milyon ton nafta, 320 bin ton LPG, 1.6 milyon ton jet yakıtı, 700 bin ton petrokok üretebiliyor.
Rafinerinin Türkiye’nin cari açığına olumlu katkısına işaret etti:
- Star Rafinerisi, Türkiye’nin cari açığını yılda 1.5 milyar dolar düzeyinde aşağı çekecek. Ürün yelpazesi Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun rafineri oldu.
Rafineride yatırımın sürdüğünü kaydetti:
Asan, söze Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın kente katkısıyla girdi:
- Adana orada duruyordu. Başta kebap olmak üzere Adana lezzetlerini biliyorduk. Bir Vali geldi, “Lezzet Festivali yapalım” dedi. Böylece Adana, lezzetiyle de öne çıkmaya başladı.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da aynı noktaya dikkat çekti:
- Adana’nın 500 çeşit yemeği vardır. Sayın Valimiz 3 yıl önce “Lezzet Festivali”ni başlatarak çok doğru bir adım attı. Adana, daha çok kebabı ile bilinir. Mutfağımızın kebaptan ibaret olmadığını ülkemize, dünyaya anlatma fırsatı doğdu.
Bugüne kadar UNESCO’nun “Yaratıcı Şehirler Ağı”na başvurulmamasının eksiklik olduğuna dikkat çekti:
- Göreve gelir gelmez başvurumuzu yaptık. Ön kabul gördük.
Adana’nın tarımdan sanayiye uzanan zenginliklerine vurgu yaptı: