8 dia gecikti diye gelen ihale yasağı Danıştay’dan döndü

GEÇEN akşam dDf’den (Dream Design Factory) Esra Ekmekçi, Armağan Birkiye ve Arhan Kayra’ya rastladım... Masalarında bir kutlama havası vardı...

Üçlü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dDf’e dönük "İhalelere bir yıl süreyle giremezsiniz" yasağına karşı Danıştay’dan çıkan "yürütmeyi durdurma" kararını kutluyorlardı: "8 dianın geç teslimi yüzünden bizi ’ihaleye fesat karıştırmış’ gibi gösterdiler. Hakkımızda verilen ’kamu ihalelerine girmekten men’ cezasını Danıştay’ın durdurması, haklılığımızı gözler önüne serdi."

Şimdi ceza ve öncesine gidelim, 2000 yılına uzanalım.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1999 Marmara Depremi ve Abdullah Öcalan krizi sonrasında Türkiye’nin tanıtımına dönük kampanya kararı aldı. Bu kampanya için de ihale açtı.

İhale için Türkiye Seyehat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), Tur Operatörleri Derneği, Rehberler Birliği, Reklamcılar Derneği temsilcileri, iletişim fakültelerinden öğretim üyeleri ve Bakanlık bürokratlarından bir "seçici kurul" oluşturuldu.

Dream Design Factory (dDf) International, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 1999’da Fransa pazarı için açtığı "tanıtım ihalesi"ni 78 uluslararası ajans arasından sıyrılıp kazandı. dDf, 2000’den itibaren Fransa, İngiltere, Rusya, Amerika, Japonya, Çin ve Almanya pazarlarını kapsayan tanıtım ihalelerini kazanıp, kampanyaları yürüttü. 2005’te de Arap ülkeleri ve İsrail dışında Türkiye’nin tüm dünyadaki tanıtım faaliyetlerini yine aynı yöntemle dDf üstlendi.

Bu dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı dDf International’ı "Türkiye’nin dış tanıtımındaki katkı ve başarılarından ötürü" takdir madalyasıyla ödüllendirdi. Aynı dönemde dDf’in aldığı ödül sayısı 31’i buldu.

Derken Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde bir dava açtı. Davada, dDf’in "tanıtım stratejileri çerçevesinde geliştirdiği film ve diapozitif arşivi oluşturma projesi" kapsamında 8 adet diayı zamanında teslim etmediği, 296 diapozitifin bozuk olduğu iddia ediliyordu.

dDf ise, sözleşmeye göre 1000 diapozitif teslim edecekken, 4 bin 970 dia çekimi yapıp, 1000 adedini bedelli, 250’sini bedelsiz, 188’ini de hibe olarak Bakanlığa teslim etti. 8 dia da 17 Şubat 2003’te teslim edilecekken, yazılı onayla Moskova Büyükelçiliği’nden 10 gün ek süre alınarak 27 Şubat 2003’te verildi.

"Bozuk" denilen 296 diapozitif için, Kadıköy Ticaret Mahkemesi’nin tespit raporuyla Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğrafçılık Bölümü ve Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği’nin "Bunlar dünya standardında" tespiti Ankara 4. İdare Mahkemesi’ne sunuldu.

Mahkeme dDf için "Devleti zarara uğratmaktan 1 yıl süreyle ihaleden men" cezası verdi. dDf’in başvurusu üzerine Danıştay 10’uncu Dairesi de "ihaleden men cezasının yürütmesini durdurdum" dedi.

dDf ekibi de rahat nefes aldı... Olaydan iki ders çıktı:

Devletle yapılan işlerde adımlarınızı dikkatli atın.

Eninde sonunda adaletin yerini bulacağına inanın.

Emeklilik fonlarına özel Hazine tahvili

GEÇENLERDE Selim Türsen çağırınca İzmir’de Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Ak Emeklilik’in düzenlediği ve yazarımız Prof. Şükrü Kızılot’un konuşmacı olduğu bir toplantıya katıldım.

Toplantı öncesinde sohbet ettiğimiz Ak Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen, bireysel emeklilik sisteminin eline bu yıl geçen bir koza daha dikkati çekti: "Artık Hazine bonosu ve devlet tahvilinde yüzde 15 stopaj var. Oysa bireysel emeklilik sisteminin fonlarında stopaj söz konusu değil. Bu yüzden sisteme yatırım amaçlı toplu para yatıranlar da var."

Egemen, bir de Hazine’den aldığı izlenimi aktardı. Buna göre, Hazine emeklilik fonlarına özel uzun vadeli tahvil çıkarmayı planlıyor.

Egemen, düşen faizler ve uzayan vadelerle 3-4 yıl öncesine göre epey rahatlayan Hazine’nin söz konusu tahville daha da nefes alabileceğini düşünüyor.

Bireysel emeklilik sisteminde 1 milyar doların üzerinde fon biriktiği ve giderek de arttığı dikkate alınırsa, böyle bir tahvil Hazine’nin de önünü açar gibi görünüyor...

Erzurumlu’nun türban yorumu

KOÇ Holding’in Dayanıklı Tüketim Grubu eski Başkanı, Evyap’ın Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Solakoğlu, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın eşi Duriye Yılmaz’ın fotoğraflarını görünce aradı ve bir Erzurumlu’dan türban yorumu aktardı:

Dini türban ettiler, kafalarına taktılar.

Korkaram ki rüzgar gele, hem türbanı, hem dini uçura.

Oysam ki, dini mökkem (sağlam) kalplerine taksalar eyi olur.

Başka söze gerek var mı?
Yazarın Tüm Yazıları