Paylaş
* Durumunuz nasıl?
- Çok kötü durumdayız, alttaki üç kata olduğu gibi su girdi. 12 metre yüksekliğe ulaştı. Bütün teknik altyapımız zarar gördü...
* Peki ne yapıyorsunuz?
- Suyu boşaltmaya pompalar yetmiyor...
Bozatlı’yı dün öğlen saatlerinde yeniden aradım:
* Durumunuzda iyileşme var mı?
- Suyu tam olarak boşaltabilmiş değiliz...
Çarşamba gecesi saat 22.30... LC Waikiki markasının sahibi Taha Grubu ve Tema Mağazacılık’ın ortaklarından Vahap Küçük’le konuştum:
* İkitelli, Basın Ekspres Yolu, Başakşehir girişi bölgesini etkileyen selden zarar gördünüz mü?
- Bizim Atatürk Havalimanı’na giden yolun iki tarafında 4 ayrı binamız var. Yolun üst kısmındaki binalarımızda sorun yok... Ayamama Deresi’ne daha yakın noktada, yani Basın Ekspres Yolu’nda bir küçük üretim merkezi, bir de depomuz var... Onlar epey etkilendi.
* Tam olarak nerede?
- Sabri Özel’in binasına yakın... Binalardan birinde 250 bin metreküp su var... Ancak, çok şükür ki can kaybımız yok. Ama bölgemizde çok can kaybı oldu, bu bizi derinden üzdü.
* Sigortanız vardı değil mi?
- Var elbette.... Ayrıca tüm işlerimiz tek binada olmadığı için, en azından risk dağılmış oldu...
* Ya Sabri Özel’in durumu nasıl?
- Onu da etkilemiş elbette...
Dün öğlen saatlerinde Sabri Özel’le de konuştum:
* Geçmiş olsun, zararınız çok mu?
- 40 milyon lirayı bulur zararım... Ürettiğim 200 bin parça giyim eşyası gitti. Stoktaki kumaşlar, fabrikanın alt bölümündeki teknik altyapı olduğu gibi zarar gördü.
* Sigorta durumu nedir?
- Sigorta var ama zararın ne kadarını karşılarlar ki?
* Peki ne olacak?
- Devletin bu işe el atması gerekiyor...
* Devletten beklentiniz ne?
- Şimdi önümüzde banka kredisi, vergi, sosyal güvenlik ödemeleri var... Bir-iki ayda kendimize gelemeyiz. Sadece biz değil, tüm komşu üretim merkezleri aynı durumda... Bu ödemeler konusunda devletin bir şekilde bize destek çıkmasını bekliyoruz...
* Çalışanlarınızdan can kaybınız var mı?
- Çok şükür ki yok...
Hükümetten Sabri Özel’in ve komşularının sesini duyan çıkar mı?
Selden zarar gören noktalar “afet bölgesi” ilan edilse sorunu çözer mi?
Madem dere yatağı 15 yılda kaç bina dikildi, ona bakın
İSTANBUL’daki sel felaketinde “derenin intikamı” savunmasına ilk sarılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş oldu.
Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da aynı doğrultuda konuştu:
- Dereler sonunda intikamını alıyor.
Hürriyet Medya Towers’a ben 1992 yılı ekim ayı sonunda geldim. Erdoğan ve Topbaş’ı dinlerken, özellikle Ayamama Deresi’nin yakın etki alanındaki binalara yeniden baktım.
Bu bölgede selden büyük zarar gören binaların çoğu, son 15 yılda yükseldi. Peki son 15 yılda İstanbul’u kim yönetiyordu?
Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mart 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu... 12 Kasım 1998’de görevden alınınca, vekâleten koltuğa Ali Müfit Gürtuna oturdu... Gürtuna, daha sonra seçim kazanarak İstanbul’u yönetti... Derken 2004’ten itibaren Kadir Topbaş dönemi başladı...
Yani, Ayamama Deresi’nin “intikam aldığı” noktalardaki binaların önemli bölümü son 15 yılda tırmandı...
Üstelik, bu dönemin 7 yıllık bölümünde de Erdoğan Başbakan’dı ve görevi sürüyor...
“Derenin intikamı”nda Erdoğan’ın, Gürtuna ve Topbaş’ın hiç mi sorumluluğu yok?
O tebliğ benim dönemimde yayınlandı Doğan’a KDV darbesi tümüyle haksız
DOĞAN Yayın Holding’e (DYH) 3 milyar 755 milyon liralık yeni vergi ve ceza kesildiğinin kamuoyuna duyurulduğu gün CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi aradı.
Akif Hamzaçebi’yi İstanbul Defterdarlığı döneminde tanıdım. Sonra Gelirler Genel Müdürlüğü görevi de yaptı. Yani, konuya teknik açıdan bakması söz konusu:
- Yazılan raporun tamamını görmedim ama 3 milyar 755 milyon liralık vergi ve cezanın KDV bölümü tümüyle haksız.
- “Geçici ilmühaber” yoluyla gerçekleşen hisse değişimi işlemini mi kastediyorsunuz...
- Evet... O işlemler tümüyle vergiden muaftır. Bu konudaki tebliğ, benim Gelirler Genel Müdürü olduğum dönemde yayınlanmıştı.
Sonra DYH Başkan Yardımcısı Soner Gedik’e sordum:
- 3 milyar 755 milyon liranın ne kadarı “geçici ilmühaber” işlemiyle ilgili?
- Üçte ikilik bölümünü KDV konusu oluşturuyor... Ama biz gelirler kontrolörlerinin subjektif raporlarıyla yazılan 3 milyar 755 milyon liralık vergi ve cezanın tümünün haksız olduğunda ısrarlıyız. Bu konuda elimizde çok sayıda mukteza (Maliye Bakanlığı görüşü) var.
Cezanın kamuoyu gündemine oturduğu günün akşamı Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden birinin CEO’suyla buluştuk, şaşkındı:
- “Geçici ilmühaber” yoluyla şirketlerarası hisse değişimini hepimiz yapıyoruz. Türkiye’deki şirketlerin çoğu bu işlemi yapmıştır ve halen de yapanlar var... Eğer Doğan Grubu’na 3 milyar 755 milyon liralık ceza ortadan kaldırılmazsa, tüm şirketlere benzeri ceza gelecek demektir...
CEO biraz duraksayıp, yabancı sermaye konusuna da dikkat çekti:
Durum ortada... Maliye Bakanlığı’nın daha üst organlarının DYH’ye yönelik vergi ve cezalarla ilgili gelirler konrolörleri raporlarını acilen gözden geçirmesinde yarar var...
İnceleyin, bir an önce gerekli düzeltmeleri yapın... Darbe üstüne darbe vurduğunuz binlerce kişinin ekmek yediği Doğan Grubu’nu daha fazla yıpratmayın...
Paylaş