30 bin hayvan alır, 30 bin satarım spekülasyon için nasıl hayvan stoklarım

TORUNLAR Grubu’nun patronları Mehmet Torun ve Aziz Torun’un iftarında konuklar arasında Saray Halı ve Saray Çiftliği’nin patronu Necati Kurmel de vardı.

Kurmel, Bayraktar Holding’in patronu Hüseyin Bayraktar, Celal Adan, Prof. Aydın Ayaydın ve Eminönü eski Belediye Başkanı Nevzat Er’le aynı masayı paylaşıyordu. Hemen söze girdi:
- Şu et işini bir ara konuşsak iyi olur.
Kurmel konuyu açınca hemen hakkındaki söylentileri anımsattım:
- Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker bile et fiyatlarının yükselmesinde 5-6 şirketin 100 bin buzağı toplamasının etkili olduğunu söylüyor. Bunlar arasında sizin de adınız geçiyor.
- Ben sırf spekülasyon olsun diye nasıl hayvan toplarım. Bu mümkün mü?
- Değil mi?
- Bizim çiftliğe yılda 30 bin büyükbaş hayvan girer, bir o kadar da çıkar.
Ardından Tarım Bakanlığı’ndan kendisine yönelen isteğe dikkat çekti:
- Bana, “Köylüden hayvanları alırken özellikle fiyatı yükseltmeye çalışma” diyorlar.
- Öyle mi yapıyorsunuz?
- 150-200 kiloluk hayvanı kilosu 12 liradan alıyorum. Köylü daha ucuza verse almak istemez miyim? Niye cebimden fazla para harcayayım?
- Hayvanları nerelerden topluyorsunuz?
- 10 bin kadarını Iğdır’dan başlayarak Doğu’dan, 10 binini de Orta Anadolu’dan alırım. Geri kalanını Batı’dan sağlarız.
- Şu anda hayvan sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük çiftliği size ait değil mi?
- Öyle... Banvit de büyüklerden biri haline geldi. Koç’un Harranova Çiftliği de büyük. Birkaç şirket daha var.
- Hükümet canlı hayvana ithalat kapısını açtı, yine de et fiyatları düşmedi?
- Doğru politikalar oturtulmazsa, sadece ithalat yaparak et fiyatları düşmez.
- Ne yapmak gerek?
- Şu anda inekler bile kesime gönderiliyor. Kurulan çiftliklerin büyümesi, yenilerinin kurulması için para kazanmaları gerekiyor. Orada rekabet yaşandıkça fiyatlar normale döner.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, çaresizlikten ithalat kapısını açarken, içerideki üretimi “vurmamak için”, öncelikle kasaplık canlı hayvana yöneldi... Et ithalatını gündemine almadı.
Bu yetmeyince, “canlı besi hayvanı” ithalatı için özel sektöre de fırsat tanıdı...
Ancak, yine de et fiyatları istenen düzeye dönmedi...
Bakanlık Saray’la, Banvit’le, Harranova Çiftliği’yle, Sancak’la yani, bu sektörün temsilcileriyle oturup konuşsa, bu konudaki politikasını yeniden gözden geçirse daha iyi olmaz mı?

Tarım Bakanı Banvit’ten ‘şap intikamı’ mı aldı

GEÇEN gün Bandırma’dan bir haber geldi. Banvit’in kurucusu Vural Görener, oradaki Rotary Kulüp’ün toplantısında bir konuşma yapmış, etteki önemli soruna dikkat çekmişti:
- Kilosu 25 liraya “şap”lı et yiyoruz. Edirne’den Kars’a kadar her tarafta şap var.
Başta yardımcım Hayri Çetinkaya olmak üzere arkadaşlar haberin büyütülmesinden yana tavır koydular. Ben önce itiraz ettim:
- Geçenlerde Tarım Bakanı Mehdi Eker’le sohbet etmiştik. Eker, “Boğaz Köprüsü’nde ekiplerimiz var. Anadolu’dan Trakya Bölgesi’ne sağlıklı olduğunu gösteren pasaportu olmayan tek bir hayvanı bile geçirmiyoruz. Trakya Bölgemizin ‘şaptan ari’ belgesi var” demişti. Vural Görener durumu biraz abartmış görünüyor.
Arkadaşlar ısrar ettiler:
- Vural Görener sektörü bilen bir insan. Haberi kullanmalıyız.
Ben azınlıkta kalınca, haberi kullandık. Ertesi gün Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yazılı açıklama yaptı:
- “Edirne’den Kars’a kadar şap var” demek yanlıştır. Trakya Bölgesi’nin “şaptan ari” belgesi var.
Bir-iki gün sonra Bandırma’dan yeni haber geldi. Haberde Bandırma Tarım İl Müdürü Sefa Uyar’ın sözleri vardı:
- Banvit’in Külefli’deki çiftliğinde bulunan 800 hayvanda şap hastalığına rastlandı.
Aynı haberin içinde Banvit’in de açıklaması yer almıştı:
- 3 ayda bir şap aşısı uyguluyoruz. Ancak, şap ülkemizde çok yaygın. Külefli’deki çiftliğimizdeki hayvanlarımızda şap tespit ettik. Durumu Bandırma Tarım Müdürlüğü’ne bildirdik. Karantina önlemleri aldık. 800 hayvandan 200’ü iyileşti. 600’ünün tedavisi sürüyor.
Bu haberi görür görmez şöyle düşündüm:
- Tarım Bakanı Eker, ısrarla “Trakya’da şap yok” derken, Banvit’in kurucusu Trakya’yı da işin içine kattı. Bu duruma Bakan Eker bozuldu. Hemen ekipleri Banvit’e yönlendirdi. Durumu da özellikle basına sızdırdılar.
Derken önceki gün Balıkesir’den yeni bir haber ulaştı:
- Balıkesir’de 11 işletmede şap hastalığı görüldü. Tarım İl Müdürlüğü, il genelindeki hayvan pazarlarını ikinci bir emre kadar kapattı. Hayvan hareketlerine sınırlama getirdi.
Bu haberi görünce, “Tarım Bakanı Banvit’ten şap intikamı mı aldı” yönündeki şüphem zayıfladı...

Sırbistan’a ‘et torpili’ yaptılar

ET fiyatlarının tırmanması üzerine ithalata kapıyı açmak zorunda kalan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, başlangıçtan itibaren önemli ayrıntıya dikkat etti:
- Et değil, kasaplık canlı hayvan ithal edilecek.
Nitekim Et ve Balık Kurumu’nun yaptığı ihaleler bu doğrultuda yürüdü. Kasaplık canlı hayvan yeterli olmayınca, bakanlık özel sektörün “besi hayvanı” ithalatına da izin verdi.
Dünya Gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım’in geçen hafta art arda yazdığı iki yazı, Tarım Bakanlığı’nın “Et değil, canlı hayvan” titizliğinden sadece Sırbistan için vazgeçtiğini ortaya koydu.
Ali Ekber Yıldırım’ın yazısına göre, Et ve Balık Kurumu, Sırbistan’ın Sancak Bölgesi’ndeki yoksul köylülere destek için orada doğrudan canlı hayvan alımı yapmıştı. Bu hayvanların orada kesilip, 300 ton etin Türkiye’ye getirilmesi söz konusuydu.
Şimdi bunu gören Avrupa Birliği (AB), “Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Gümrük Birliği’ne imza atarken, 20 bin tona yakın et ithalatı yapacağınıza söz vermişti. Madem Sırbistan’dan et ithal ediyorsunuz, bizden de alın” diye bastırmaz mı?
Yazarın Tüm Yazıları