Paylaş
Hazırlık karşılaşmaların da bizim iki kere yenildiğimiz Sırbistan’ı evinde perişan eden Y.Zelanda teknik okumasında az daha sınıfta kalıyorduk. Yüksek ritimde hareketli, bol katlı oynayan, kuvvetli oyunculardan kurulu rakibe uyarak takımı kısaltmak Ataman ve teknik ekibi için ilk yarıyı cehenneme çevirdi. Uzun oynarsak geri koşamayız endişesi yersizdi aslında. Sinan, Emir, Kerem, Furkan, Ender beşiyle çok tutuk başladık. İlk 4 dakika tek sayı bulabildik. Dış şuta bakan hücumumuz ters tepip şutlar kaçınca ritim ve momentumu Haka dansçılarına bıraktık. Ribauntlar hep onların oldu. Sürekli adam değiştirme türbülansı 7 top kaybına neden oldu. İlk çeyrekte Ataman aradığı atıcıyı bir türlü bulamadı. İkince çeyrekte “Emir’i 4 numaraya alarak kısalma” B planını uyguladı. Sinan ve Emir’le sağladığımız hızlı basketlerimize dışarıdan Cenk ve pota altından Oğuz’da katkı verdi. Ama biz kovaladıkça rakip kaçtı. Bir türlü yakalayamadık.
ZAFER BARIŞ’LA GELDİ
KISA beşle yaptığımız alan savunmasını, hücum ribauntlarından buldukları isabetli şutlarla yanıtlayarak odaya 38-28 önde gittiler.
3. çeyrekte Ender ve kenardan gelen Barış Hersek’le üçlükler bulurken “Bir sizden bir bizden” ritminde oyundan kopmadık ama işi bitiremedik. Bu çeyrek de 56-52 onların oldu. Son çeyrekte hırslı bir Milli Takım vardı. Oğuz ve Barış vardı boyalıda. Tunceri sihrini ortaya koydu. Geciken baskı meyvesini 4 dakikada gelen 15-0’lık seriyle müthiş geri dönüşü sağlarken büyük bir engeli aştık.
Paylaş