Federasyona alkışlar

78 yabancı oyuncu transferi yaparak bu sene bir başka rekora imza attı ligimiz. 

5+1 demek sınırlama yok demek. 

Kenara BENCH, teknik kadroya STAFF deniyor, pivotlar içine basmıyor CENTER’lar alley-oop yapıyor ve parkenin resmi dili İngilizce.

Basketbolun federasyon Başkanı var gibi ama esas CEO'su var. 

Altyapılarda alınan madalyalar ani olarak evde rafları süslerken yetişen/devşirilen çocuklar 18 geldiği zaman 3. sınıf bir yabancı oyuncunun standman/dublörü oluyor (bkz. Kenan Sipahi, Berk Uğurlu vb.)

12 DEV ADAM ÇÖP ADAM OLDU
Çıplak gözle görülen bu acı gerçeğin milli takımlara yansıması ise tam bir ticari felaket. 

Olimpiyat ve Avrupa şampiyonalarına saha içi derecesi alıp gidemediğimiz için ödediğimiz WILDCARD bedelleri, FIBA'nin ana gelir kaynağı. 

Turgay Demirel'in FIBA Avrupa Başkanı olmasının diyeti bizim cebimizden çıkıyor.

Milli takımımızın basketbol karakteri son Avrupa Şampiyonası sonrası netleşti; sahada değil ancak kasada kazanıyoruz. 

Bastır parayı al turnuvayı. Kendi evinin kralı ol, gününü gün et. 

Basketbol ligimiz İTHALATÇILAR LİGİ’ne döndü. 

Milli Takımın başarısızlık nedeni de bu sınırsız ithalat. 

Milli ekonomi gibi milli basketbol da ithalattan batıyor ama kimse umursamıyor. 

Basketbolumuz buzdağı gibi için için eriyor. 

Duayenimiz Yalçın ağabey (Granit)'olumlu"şeyler yazmamı istiyor ama kusura bakmasın ortalık toz dumanken pembe göremiyor, I LOVE THIS GAME diyemiyorum.

Neyse ki Turkish Airlines Euroleague var da bardağa dolu tarafından bakabiliyoruz.