Ben demedim mi Orhun Ene?

SONDA yaşanacak felaket baştan belli oldu aslında. Evlere şenlik bir tempoda klasik babalar ağırlıklı “iki Ömer-Ersan-Hidayet-Kerem” beşimizle başlama ezberini bozmamıştı Orhun Ene.

Haberin Devamı

Oyun kurgusu olarak: Bir sizden bir bizden durağan basketbol oynamak Polonya ya karşı yapılacak en yanlış şeydi ve biz onu tercih ettik. Vurup gideceğimiz, dört önemli oyuncusu eksik Polonya’ya karşı sete sete oturup, topuda boyalı alana indirmeyince tutuldu kaldı takım. 17-14 geride kapattığımız ilk çeyrekten sonra ikinci çeyrekte adam mı savunalım, alan mı yapalım derken banktan gelen oyuncuları Berisha ve Skibinievski’den tam altı tane 3 sayı yiyerek bir ilke imza attık. Maçı kopartmaya çalışırken kıdemli oyuncuların zorlaması ve arkadaşları Orhun Ene’nin onlara müdahale edememesi takımı adım adım yenilgiye taşıdı.
Berisha bitirdi bizi
Her çeyrek sonunda tekrarladığımız hatalar bu maçın sona bırakılmaması gerektiği sinyallerini verirken Ene hala bütün sezon takımında oynamamış Cenk Akyol’dan mucize bekliyordu. Toplam yedi tane kalifiye oyuncusu olan Polonya’da Berisha mevsimi bırakın yaşam ortalamasının üstüne çıkarak (21 sayı,3 assist, 2 ribaund) bizi ateşe atan oyuncu oldu. Savunmamızda dün tel tel döküldü.
Maç sonunu oynayamadık
22/10 yüzde 45.5 üçlük ortalaması olan takıma alan savunması yapmış olması Milli Takım’da kariyer geliştirme yaptığımız koçumuzun karnesine kötü not yazılacaktır ama olan bu mükemmel kadroyla ayağımıza gelen fırsatı tepen ülke basketboluna oluyor. Maç sonu 12.1 saniye kala, mola sonrası,topu içeri indirip ya direk sayı ya da faulden sayı bulmak varken Kerem’in üç sayı atmayı tercih etmesi beklentilerimizi sonlandırdı.

 

Yazarın Tüm Yazıları