Paylaş
Hiçbir insanın istemeyeceği ve fakat herkesin gizli merakı, belki fantezisi olabilecek bir şey gerçek oldu: Uzayda ilk kez iki astronot birden uzun süreli mahsur kaldı. NASA’nın astronotları Sunita Williams ve Barry “Butch” E. Wilmore’u bir anda bütün gezegenin ilgi odağı haline getiren hadisede bildiğiniz üzere ünlü havacılık firması Boeing, Starliner mekiğini Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) 5 Haziran’da deneme amaçlı göndermişti. İki profesyonel astronot, mekiğin uzay çalışmaları için uygunluğunu test edecek ve bir rapor hazırlayacaktı.
Kısacası her şey yolunda gitseydi Boeing sınavı geçip NASA’ya taşeron olacaktı. Ancak kenetlenme sağlandıktan bir süre sonra, dönme vakti gelen mekiğin itici motorlarında yani roketlerinde anlaşılamayan bir arıza çıktı. Sistem aşırı ısınıyor fakat sebebi bulunamıyordu. İtici motorlar mekiğin atmosfere giriş esnasındaki açısını, yani hayati manevrasını kontrol ettikleri için bir anda büyük bir tehlike belirdi. Uzay mekiğinin açısı kontrol edilemezse meteor gibi yanabilir, astronotlar kayan yıldızlara dönüşebilirdi.
Uzayda mahsur kalan astronotların kurtarılması için en güvenli ihtimalin kısa süre sonra yörüngeye ulaşacak ve ISS’e kenetlenecek bir SpaceX mekiği olduğu anlaşıldı ancak ortada bir sorun vardı: Mekiğin planlanan dönüşü, en az 6 ay sonraydı.
Suni ve Butch... Hint kökenli esmer bir kadın ve beyaz bir Amerikalı, ikisi de yaşça olgun, hayatlarının en iyi deneyimini yaşama sırası gelmişken tam bir kâbusun içine düşen iki biliminsanı. Nasıl duygular yaşatacağını hayal bile edemeyeceğimiz bir belirsizliğin içinde...
Uçak içi kadar bir hücrede, 6 ila 8 ay kalma düşüncesini sindirmeye çalıştıkları bir halde olmalılar. Yalnız değiller, ISS’in astronotları, üstelik çoğunluğu Rus, onları telkin ediyordur fakat 8 gün sonra muhteşem bir hikâyeyle yeryüzüne dönmeyi beklerken, en az 6 ay orada kalacağınızı hiç düşünür müsünüz! Neyse ki yemekleri ve yaşamsal ihtiyaçları mevcut, bir hayati tehlikeleri yok. NASA tüm gücüyle olayı çözmeye çalışıyor, fakat uzay yolculukları rutin işler değil. Düzenli yapılan çalışmalar, sürekli inip çıkan roketler ya da geniş bir hareket alanı, operasyon esnekliği yok. Uzayda her şey, tüm süreçleri ve ihtiyaçları minimalize etmek üzerine kurulu. Neticede alınacak nefes bile sayılı...
Film gibi hadisenin ayrıntıları da ilginç. Astronotları daha erken getirebilecek bir SpaceX mekiği halihazırda ISS’e kenetli, ancak bu kez de SpaceX mekiğiyle Boeing’in uzay kıyafeti standartları birbirini tutmuyormuş. Astronotlar için özellikle atmosfere girerken kıyafetlerini giymeleri çok önemli. Uzay kıyafetleri mekiğin içindeki sisteme kablolarla bağlanıyor ve ani basınç ve ısı değişimlerine karşı astronotları koruyor, vücut sensörleri NASA’ya gerçek zamanlı bilgi iletiyor ve acil durumda hayatta kalmalarını kolaylaştırıyor. Astronotların kıyafetsiz şekilde, en zorlu yoldan geçecek olan mekikte uçma ihtimali herkesi endişelendiriyor, NASA’nın bu yolu seçmeyeceği konuşuluyor.
MORALLERİ YERİNDE...
Uzay çalışmalarında her ihtimale karşı eğitilen ve hazırlanan astronotlar için bu durum asla beklenmedik bir senaryo değil. Daha önce de uzayda kalan bir astronot olmuş: Sovyet kozmonot Sergei Krikalev, SSCB’nin (Sovyetler Birliği) Mir Uzay İstasyonu’nda tam 311 gün mahsur kalmış. Krikalev geri döndüğünde Sovyetler dağılmıştı. Butch ve Suni için senaryo o kadar vahim olmasa da nasıl hissettikleri herkesçe merak ediliyor. Suni’nin eşi Michael (61), WSJ’ye verdiği röportajda “O en sevdiği yerde, uzayda sonsuza kadar bile kalsa mutlu olurdu” diyor. Butch’ın hanımı Deanna ise eşinin “Tanrı’nın takdiri böyleymiş” diye düşündüğünü anlatıyor. Hikâye insanlığa ibretlik olduğu için olayda Tanrısal bir müdahale bulunmasına şaşırmam. Ya da belki de insanın Tanrı’yı oynarken mükemmel olmadığını unutması ve nefsine fena halde kapılmasıyla ilgilidir her şey.
EN ÇOK CEO ORADA OLMAK İSTERDİ!
Şu sıralar dünyanın kendini en kötü hisseden firması, ki gerçekten çalışanlarına tüm samimiyetimle üzülüyorum, Boeing olmalı. Bir zamanların efsanevi uçak ve havacılık şirketinin öyle bir CEO’su var ki… Haline acırsınız… Geçen haftalarda, ABD Senatosu’nda ağır haşlandığı bir sorgulamaya denk gelmiştim. Bu yıl sonunda görevden uzaklaştırılacak olan Dave Calhoun, kendisine yıllık 32,8 milyon dolar maaş bağlatıp 8 yıl boyunca hiçbir çalışanına zam yapmadığı söylenen bir insan sıfatıyla oturuyordu kongrenin duruşma kürsüsünde. Videoyu internette bulabilirsiniz. Senatör Josh Hawley, Amerikalıların deyimiyle CEO’yu kürsüde açıkça ‘kızartıyor’. Koca bir endüstri devinin, her Amerikalının gurur duyduğu milli bir şirketin, liyakatsizlik ve açgözlülük yüzünden paslandığı anlaşılıyor. Zannediyorum ki şu anda o astronotların yerine 8 ay Dünya’nın dışında kalmayı düşleyen, hatta Mars’taki ilk koloniyi kurup bir daha geri dönmeyecek insan olmayı en çok isteyen odur.
Paylaş